CHP Zonguldak Milletvekili ve Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ali Koçal ve Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, konferans için Zonguldak'a gelen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Nurşen Mazıcı'nın CHP'yi yerden yere vuran eleştirilere katılmadıklarını ve kınadıklarını ifade ettiler. Geçtiğimiz günlerde ADD ve ZKÜ'nün düzenlediği "Cumhuriyet ve Demokrasi İlişkisi" adlı konferansa konuşmacı olarak katılan Prof.Dr.Nurşen Mazıcı, "CHP Çankaya'dan aşağı inmiyor, teşkilatlarda vatandaşlarla ilgilenilmiyor, Baykal cezasını buldu, inşallah ekibi de bulur" gibi sözler sarf etmişti. Ali Koçal ve Ali İhsan Köktürk'ten CHP'ye yapılan eleştiriler ile ilgili görüşlerini aldık.
Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Cumhuriyet Halk Partisi'nin değerlerine sahip çıkan bir parti olduğunu belirterek şunları söyledi;
"ÇAĞDAŞ, LAİK VE DEMOKRATİK
ANLAYIŞA KARŞI OLARAK ALIYORUM"
"Sayın Mazıcı'nın bu söylemleri sadece CHP'ye söylenen sözler olarak değil, çağdaş, laik, demokratik Türkiye'ye sahip çıkan bir anlayışa karşı olarak alıyorum ve kendisini şiddetle kınıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi demokrasiyi, cumhuriyetin kalan değerlerini sonuna kadar yaşatmıştır. Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk, Genel Başkanı İsmet İnönü, Bülent Ecevitler, Deniz Baykallar tarafından kararlılıkla sürdürüldüğü gibi şu anki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da CHP kimliği ve sahip olduğu çağdaş değerler ön yargısız bir şekilde halk kitleleri ile birlikte sürdürülecektir. Bu eleştiri ve eylemleri şiddetle kınıyorum ve CHP olarak kabul etmiyoruz."
Ardından konu ile ilgili açıklama yapan MYK Üyesi Ali Koçal ise, bu sözlerin çok talihsiz olduğunu ifade ederek şöyle konuştu;
"ADD'NİN KONFERANSINDA BU
SÖZLERİ SARFETMEK ÇELİŞKİLİDİR"
"Bu tür eleştirilerin dozunu iyi ayarlamak gerekir. CHP önceki başkanı ve şimdi de çok ciddi, çok önemli görevler yapıyor. CHP yıkılmayan tek kale kalmıştır. Türkiye'de bütün kurumlar tarikat ve cemaatçiler tarafından işgal edilmiş durumda. Gerçekten cumhuriyetimize ve demokrasimize çok ciddi tehditler var. Bu aşamada bu görevi yerine getiren büyük mücadele veren Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve önceki genel başkanına ağır suçlamalarda bulunmak bir talihsizliktir. Oysa ki, herkesin her yurtseverin Türkiye'deki gidişatı görerek ona göre söylemlerini geliştirmesi gerekiyor. Türkiye'de bir sıkıntı var. Bu sıkıntı ancak CHP'nin bilgili, donanımlı ve yurtsever insanlarıyla aşılabilir. Hele hele Atatürk Düşünce Derneği'nin düzenlediği bir konferansta bu sözleri sarf etmek Atatürk ilke ve devrimleriyle çelişkilidir. Bizim genel başkanımız sokakta görüşüyor, makamda görüşüyor. Teşkilatlarda görüşüyor, bu söz konusu değil. Bunu söyleyen arkadaşlarımız ne zaman nereye başvurmuş da karşılığında davet edilmemiş. Bunlar biraz da sosyal ilişkilerdir, eğer bir şey söyleyecekseniz, görüş ve düşüncelerinizi bildirecekseniz bunun yolları vardır. Bir profesör, Sayın Genel Başkan'dan randevu talep etmiş de randevu verilmemiş mi? Adı üzerinde, biz halkın partisiyiz. Dolayısıyla bu partinin kapıları herkese açıktır. Benimle ilgilenilmedi gibi sözler doğru sözler değildir. Doğru hareketler değildir. Katiyen böyle bir şey söz konusu değil. Yöneticilerimizle görüşmek mümkündür. Kapılarımız sonuna kadar açıktır. Siyasi bir tercihimiz de söz konusu değildir. Söyleyenlerin bunu kanıtlaması lazım…"