Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Meltem Gürbüz, Uluslararası Karadeniz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Yıllardır evsel atıklarla, sanayi atıklarıyla kirletilen Karadeniz'in can çekişiyor olması, güzelim kıyılarımızın bu kirlilik nedeniyle turizm açısından değerlendirilememesi duyarlı insanların tepkilerine neden oluyor dedi. Başkan Gürbüz, yazı açıklamasında şunları söyledi;
21 Nisan 1992'de Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi'nin Romanya'nın başkenti Bükreş'te imzalanmasının ardından 31 Ekim 1996'da kabul edilen Karadeniz Stratejik Eylem Planı nedeniyle o tarihten bu yana 31 Ekim tarihi 'Uluslararası Karadeniz Günü' olarak değerlendiriliyor. Karadeniz'e kıyısı olan Türkiye, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan'ın imza koyduğu eylem planının yıldönümünde çeşitli etkinliklerle Karadeniz'deki kirliliğe dikkat çekerek kamuoyu oluşturmak, sorunları yeniden gündeme getirmek amaçlanıyor. 2011 yılı 31 Ekim'inde ne yazık ki sorunlarımızı hala çözememiş olsak da, Zonguldak'ta kanalizasyon sistemimizin yenileniyor olması ve Karadeniz'in en büyük arıtma tesisinin ilimizde yapılandırılıyor olmasından ötürü sevinçliyiz. Yıllardır evsel atıklarla, sanayi atıklarıyla kirletilen Karadeniz'in can çekişiyor olması, güzelim kıyılarımızın bu kirlilik nedeniyle turizm açısından değerlendirilememesi duyarlı insanların tepkilerine neden olmaktadır. Sanayi atıkları acımasızca akarsulara ve denizlere deşarj ediliyor, sanayi tesislerinin arıtma sistemleri ya göstermelik olarak var ya da hiç yok, Bakanlığın ve Çevre Müdürlüklerinin bu konuda duyarlı davranmadıklarını görüyoruz. Çatalağzı beldesinde bulunan termik santrallerin kıyılarımıza ve denize verdiği zarar, hava kirliliğine katkısı ve bunlara Zonguldak ve Çatalağzı halkının sürekli tepki göstermesi hiç kimseyi ilgilendirmiyor. En yetkili ağızdan 'bu tepkileriniz ne işe yarayacak?' cümlesini duymakta hepimiz tekrar tekrar umutsuzluğa sürüklüyor. Dünya hepimizin, kazanç ve rant uğruna yok ettiklerimizin hesabını gelecek nesillere vermek çok zor olacak.
Başta hükümet olmak üzere herkes duyarlı ve koruyucu davransa, bu sorunları yaşamayacağımızı biliyoruz, her yıl aynı şeyleri yazıp olumsuzlukları gündeme taşımaktan yorulduk. Binlerce olumsuzluk ve felaketler karşısında çaresiz kalsak da, hala yapılabilecek çok şey olduğuna inanıyoruz. Karadeniz'e, doğaya ve dünyamıza sahip çıkmak zorundayız.