Alaplı'da geçtiğimiz gün sevgilisi Anıl Tezcan tarafından öldürülen Sibel Yılmaz, gözyaşları arasında toprağa verildi. Cenaze Namazı öncesinde konuşan Ağabey Murat Yılmaz, kardeşini savcılık ihmalinin öldürdüğünü iddia etti.
Sabah saatlerinde Ankara Adli Tıp Kurumundan yola çıkan Sibel Yılmaz'ın cenazesi son kez evine getirildi. Ailesi ve yakınlarının gözyaşları arasında evden çıkarılan cenaze, omuzlar üzerinde Çamlıbel Köy camisine getirildi. Genç kızın Tekirdağ' da görev yapan abisi Murat Yılmaz( 42)  ile ablasının kocası İbrahim Öztürk (48) taziyeleri kabul etti. Cenaze namazı öncesinde açıklama yapan ağabey Murat Yılmaz, kardeşinin ölümünde ihmal olduğunu iddia etti. Olayları başından itibaren anlatan ve kardeşinin Anıl Tezcan tarafından dağa kaldırıldığını ve canına kast edildiğini söyleyen Yılmaz, hukuk kuralları çerçevesinde haklarını aradıklarını, ancak görülen duruşmalarda delil yetersizliğinden davanın düştüğünü söyledi. Kardeşinin durumunu anlattıkları savcının kendilerine inanmadığını ve koruma taleplerini geri çevirmesi üzerine olayı başsavcılığa taşıdıklarını kaydeden ağabey Yılmaz, yaşanan bu olaylarda ki ihmalin araştırılarak gün yüzüne çıkarılmasını istedi. Kendisinde de silah olduğunu ancak sorunların çözümünün bu şekilde olmayacağını belirten Murat Yılmaz Bundan sonra başka Sibeller ölmesin dedi.

KARDEŞİM GİBİ BAŞKALARI DA ÖLMESİN

Olayı sesi titreyerek anlatan acılı Ağabey Murat Yılmaz Kardeşim o ismini anmak istemediğim şahısla kısa süreli bir ilişki yaşamış. Yaşanan ilikli sonrasında kardeşim o kişiden ayrılmak istemiş. Ancak her seferinde o kişi kız kardeşimi tehdit ederek sindirmek istemiş. Dağa kaldırmış. Hürriyetinden yoksun bırakmış. Bu noktadan sonra bizim haberimiz oluyor. Bu noktadan sonra olayı savcılığa taşıdık. Savcıya hepsini anlattık ve söyledik. Fakat sayın savcımız bize inanmadı. Bunu daha sonra başsavcıya ilettik. Başsavcı bize Tamam siz koruma talep ettiniz. Koruma verilecek. Savcınıza dönün dedi. Savcımıza döndük. Fakat Savcı bizim hali hazırda ki davamızı düşürdü. Delil yetersizliğinden.

KORUMA TALEBİMİZ DEFALARCA REDDEDİLDİ

Defalarca talep ettiğimiz koruma talebimizi reddetti. Benim Türkiye Cumhuriyetine karşı bir lafım olmaz olamaz. Fakat burada savcısı, Jandarması, Polisi, bu ülkenin saygın makamları sizlere soruyorum. Bu işte bir ihmal yokmudur? Lütfen araştırılsın. Bizler sesimizi duyuramadık. Savcı bizden kanıt istedi. Verdiğimiz kanıtlar yetersiz kaldı. Kardeşimin kafası taşla yarıldı. Canına kast edildi.  Bunları kanıt olarak verdik. Bunlar yetersiz denildi. İşte kanıt. Bu konu da hiçbir şovmenlik para pul peşinde değiliz. Böyle bir düşüncemiz varsa Allah bizi taş etsin.

BELİMİZDE SİLAH, SÜLALESİNE YETECEK KADAR MERMİMİZ DE VAR AMA!...

Allaha şükür bizde de silah var. Hepsinin sülalesine yetecek kadar mermimiz de var. Yüreğimiz, bileğimiz var. Yeter. Ama yapmadık. Çünkü Dedik ki Adalet cezasını versin. Ama o güvendiğimiz adalet ortada yoktu. Adliyenin içerisine silahla giriyor, içerde kardeşimi arıyor bulamıyor. Dışarı da bekleyerek tuzak kurarak hunhar bir şekilde arkasında ateş etmek suretiyle vuruyor. Bizim artık onunla bir işimiz kalmadı. Bizim canımız gitti. Ben sadece bu ihmal araştırılsın, gün yüzüne çıkarılsın ve başka canlar yanmasın istiyorum dedi.

KIZIMIZ DEFALARCA DARP EDİLDİ

Yaşanan olayda hayatını kaybeden Sibel Yılmaz'ın ablasının kocası İbrahim Öztürk (48) baldızı Sibel Yılmaz'ın defalarca darp edildiğini, gasp edildiğini buna rağmen yaptıkları şikâyetlerden elleri boş döndüklerini söyledi. Savcılığa verdikleri ifade de baldızının nüfus cüzdanının da çalındığını ancak ellerinde nüfus cüzdanının fotokopisi olması sebebiyle savcının bu konuya inanmadığını dile getiren Öztürk,  kendisinin kızı olmadığını Sibel Yılmaz'ı kendi kızı gibi gördüğü için çok üzgün olduğunu söyledi.

Cuma namazının kılınmasının ardından Sibel Yılmaz'ın cenazesi Çamlıbel köyü mezarlığına omuzlar üzerinde getirildi. Burada kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.