Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Konut Edindirme Yardımı'nda (KEY) paraları pul edilen çalışanlara ikinci bir darbe ise ödeme sürecinde vurulduğunu belirterek, "İlk ödeme sürecinde yaşanan keşmekeş ve beceriksizlik, ikinci ödeme sürecinde de artarak devam etti" dedi.
Kahveci, yazılı açıklamasında şunları söyledi;
"LİSTELER YİNE EKSİK, YİNE HATALI"
"Bilindiği üzere 3320 sayılı kanun gereğince 01.01.1987-1.12.1995 tarihleri arasında 'Konut Edindirme Yardımı Kesintisi' adı altında yapılan kesintiler ile oluşturulan birikimde her hak sahibinin payı oranında 'Mülkiyet Hakkı' ve bunun doğal sonucu olarak da 'Tasarruf Hakkı' mevcuttur. Çalışanlardan kesilen paralar, 01.12.1995 tarihi itibariyle ödenmesi gerekirken, bu paralar gerekçesiz ve keyfi olarak ödenmedi. İdare elinde tuttuğu emek birikimini 3320 Sayılı Yasanın 10'uncu maddesinden hareketle Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi'nin 6 aylık vadeli mevduat faizi bileşik usulde uygulanarak nemalandırıldı; 1999 yılındaki tasfiye sonrası ise, bu banka nezdinde nemalanan paralar, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'ye gayrimenkul değeri ölçüsünde devredildi. Çalışanların zararına yapılan bu keyfi nemalandırma sistemi birikimin sahibi olan çalışanların bilgisine kapalı yapıldı. Sonuç olarak, yayımlanan ödeme listeleri dikkate alındığında çalışanların paralarının büyük değer kaybına uğratıldığı ortaya çıktı. KEY hakkının kaynağı olan 3320 sayılı yasada öngörülen nemalandırma sistemi, geriye dönük hukuk dışı düzenlemelerle değiştirilerek çalışanların kesesinden TOKİ kesesine para aktarıldı. Devlet, muaccel olmuş borcunu paranın kesilmesine temel olan yasa hükümlerine aykırı olarak ve çalışanların zararına olarak nemalandırdı. Para emekçinin olunca, keyfilik bitmek bilmemiş elde kalan miktarların ödeneceği yönündeki açıklamanın ardından ilk ödeme süreci en az 6 ay, bugün yapılmaya başlanan ikinci ödeme süreci ise 18-19 ay geciktirerek, yıllarca eritilen birikimler daha da küçültüldü. Sonuç olarak AKP, hak sahiplerinin Anayasanın 35'inci maddesi ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Ek protokol 1'de düzenlenen mülkiyet hakkını hiç sıkılmadan ihlal etti, Anayasa değişikliği dayatması arifesinde 'Hukuk Devleti' ve 'Sosyal Devlet' ilkelerinden ne anladığını bir kez daha ortaya koydu. Paraları pul edilen çalışanlara ikinci bir darbe ise ödeme sürecinde vuruldu. İlk ödeme sürecinde yaşanan keşmekeş ve beceriksizlik bugün başlayan ikinci ödeme sürecinde de artarak devam etti. Listeler yine eksik, hatalı; daha önceki ödemelere itiraz edenlerin çoğunun itirazları işleme konulmamış.
AKP, devlet yönetme konusundaki ciddiyetsizliği ve beceriksizliğinin bedelini yurttaşa ödetmeye devam ediyor. Sendika olarak yaşanan mağduriyeti yakından izliyoruz. Mağduriyete uğrayan hak sahipleri için başvuru dilekçeleri vermek durumunda. Başvuru dilekçeler yoluyla ödemeye esas bilgi ve belgeler temin edilmeli. Elde edilen bilgi ve belgelere göre çalışanın mağduriyetine neden olan kurum tespit edilerek, söz konusu kuruma itiraz başvurusunu yapılmasını öneriyoruz. Sorunun hak sahipleri lehine aşılabilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz."