KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Zonguldak Şube Başkanı Ali Yener, yeni başlayan adli yılla ilgili açıklama yaparak, Adalet Bakanlığı, yetkililerinin yıllardır verdikleri sözleri tutmadığını ifade etti. İnsanca yaşam ve düzen mücadelesinin kesintisiz bir biçimde sürdüreceklerini belirterek şunları söyledi;
YAPILAN TÖRENLER YARGI EMEKÇİLERİNİN SIKINTILARINI ORTADAN KALDIRMAYACAK
2011-2012 Yargı Yılı Açılışı 6 Eylül Salı yapılan çeşitli etkinliklerle kutlandı ve 'yeni yargı yılının hayırlara vesile olması' iktidar sahiplerince dile getirildi. Adalet Bakanı, Başbakan, TBMM Başkanı ya da Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamalar yargının sorunlarını çözmeyecek, yargı emekçilerinin yaşamakta olduğu sıkıntıları da ortadan kaldırmayacak. AKP iktidarının başlangıç yıllarında Sayın Başbakan tarafından sıklıkla dile getirilen 'bürokratik oligarşi', hiçbir surette gündeme getirilmedi ve mutlu ve müreffeh Türkiye'nin önündeki en büyük engel olarak tüm AKP taraftarlarınca ifade edilen 'Vesayet Rejimi'nden ise asla bahsedilmedi. Çünkü gelinen aşamada 'bürokratik oligarşi AKP tarafından yeniden yapılandırılmış', geçmişte askeri vesayet tartışmalarının hedefinde olan kesimler bir biçimde tasfiye edilmiş veya AKP iktidarına uyum sağlamış, sonuçta eskiden ifade edilen haliyle 'askeri vesayetin yerini AKP vesayeti almıştır'. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu öncesinde elinde bulunan tüm güçler ve kendisine tabi olan tüm kesimlerce ülkemiz kamuoyunu yanıltma konusunda büyük bir çaba sarf eden AKP, bu çalışmaların karşılığını almış ve kendisine destek olan kesimlerin olağanüstü çabalarıyla referandumdan başarı ile çıkmıştır.
SUÇ OLMASINA RAĞMEN, HER GÜN KAMUOYUNCA TANINANLARIN SES YA DA GÖRÜNTÜ KAYITLARI YAYIMLANIYOR
Anayasa referandumu öncesinde 'yargı bağımsızlığını tartışma konusu yapanların', referandum sonrasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kanunlarında yapılan değişiklikler konusunda sessiz kalması, HSYK, Danıştay ve Yargıtay'da yapılan seçimler konusunda bir fikir bile beyan etmemesi, Hakim ve Savcıların Siyasi İktidarın elinde adeta bir oyuncak haline getirilmesi girişimleri karşısında hiç sesini çıkartmaması oldukça manidardır.
Kamuoyunca bilindiği üzere, çeşitli isimler altında özel yetkili Cumhuriyet Savcıları tarafından açılan davalar toplumda bölünmelere, saflaşmalara yol açmakta, kimi kesimleri korku ve dehşete sürüklerken, kimi kesimlerin kendisini güçlü ve mutlu hissetmesine yol açmakta, yayımlanmamış kitapların yazarları yargılanmakta, şu, ya da bu gerekçeyle gazeteciler, bilim adamları, muhalif ya da Kürt siyasetçiler tutuklanıyor, seçilmiş milletvekilleri cezaevlerinden çıkartılmıyor. F tipi cezaevleriyle ilgili olarak 2007 yılında çıkartılmış bulunan 45-1 sayılı genelge tam olarak uygulanmamakta, Genel Seçimlerden önce olduğu gibi, bugün de, kanunen suç olmasına rağmen, her gün kamuoyunca tanınan isimlerin ses ya da görüntü kayıtları yayımlanıyor. Herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin, şu ya da bu davanın sanığı olarak insanların tutuklanması, oto sansür uygulamalarıyla ile açıkça bir korku imparatorluğunun yaratılması amaçlanıyor.