AKP Zonguldak 4. sıra milletvekili adayı Yard.Doç.Dr.Hüseyin Yılmaz, Zonguldak bölgesinin tarihi ve sosyal anlamda çok zengin bir potansiyele sahip olduğunu, bölgede ciddi bir envanter çalışması yapılıp tarihi alanların koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

57 yıl önce getirilerek kent merkezi ile Kandilli arasında yolcu ve yük taşımacılığı yapan buharlı lokomotif parçalanarak MKE’nin Ankara’daki hurdalığına taşınmasını ise Yılmaz, “Çok üzüldüm, şehrin her zaman kendisine sahip çıkması gerekir, hakikaten çok yazık olmuş” sözleri ile değerlendirdi.

AKP Zonguldak 4. sıra milletvekili adayı Hüseyin Yılmaz beraberinde İlçe Başkanı Adem Öztürk, ilçe yönetim kurulu üyeleri, milletvekili aday adayları, il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri ile gazeteniz Önder’in merkez bürosunu ziyaret ederek Sorumlu Müdür Mustafa Kemal Bektaş ile görüştü.

“EREĞLİ KÜLTÜRÜ ÇOK ESKİLERE GİDİYOR”
Amerika Florida’da The Üniversity Of Tampa’da Tarih ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyeliği yapan Milletvekili adayı Yard. Doç.Dr.Hüseyin Yılmaz’a, “Zonguldak’ın tarihi ile ilgili bir çalışma yaptınız mı?” diye sorduk. Böyle bir çalışma yapmadığını belirten Yılmaz, Zonguldak bölgesinin tarihin önemli izlerini taşıdığına vurgu yaptı ve bölgenin tarihi ile ilgili şu bilgileri aktardı:  “Bu bölgenin tarihi 3 bin yıla kadar gidiyor. Bizanslılar, Romalılara kadar Zonguldak uzanıyor. Ereğli’nin kültürü çok eskilere gidiyor. Bu bölgenin Hıristiyanlık tarihinde önemli bir geçmişi bulunmaktadır. Hıristiyanlığın ilk olarak yaygınlaştığı bölgeler Batı Anadolu bölgesidir. Avrupa’dan çok daha önce buralarda yaşayan Hıristiyan topluluklar var, onların izleri hala mevcut. Bizans döneminde pek çok bölgeye gitmek için Ereğli kavşak görevini görüyordu. Hiç tarih bilmenize gerek yok köy köy gezin tarihin içerisinde seyahat ediyorsunuz hissine kapılırsınız ve zaten köylerin isimlerinden de belli oluyor.

YABANCI SERMAYENİN
İLK GELDİĞİ BİR BÖLGE
Zonguldak ve Ereğli yaşayan bir gelenektir. Dünya ekonomisine entegre olduğumuz dönemin ilk bölgelerinden biri Ereğli’dir. Osmanlı’nın ilk işletmelerinden bir tanesidir, ilk defa yabancı sermayenin geldiği bir bölgedir. Maden olmasaydı bu bölgede demir çelik olmazdı, madenden dolayı Zonguldak ve Ereğli bilinen bir yer. Bölgemizdeki sosyal tarih derin izler taşır. Bilindiği gibi işçi sınıfı Zonguldak’tan doğmuştur. Bizim bölgemiz hem tarihi hem sosyal anlamda çok zengin bir potansiyele sahiptir. Bu zenginliğin potansiyelin yaşatılması lazım elde ne kaldıysa onları koruma altına alınması gerekir. Onun için de çok ciddi bir envanter çalışması yapmak gerekir. Nereye giderseniz gidin o tür muhabbetler kendiliğinden zaten açılıyor, işte kilise vardı türbe vardı, yıkıldı. Ereğli’yi dünyadaki akademik gündemine sokmaya çalışmak gerekir.

TAM TEŞEKKÜLLÜ BİR MÜZE
Ereğli bir kültür merkezidir, kültür merkezi olmayan bir yerde taşların üzerine yazı yazılmaz. Müzeciliğimizin çok daha gelişmesi gerekir dünyanın neresine giderse gidin onlarca müze var bizde bir tane tam teşekküllü bir müze lazım. Müze içerisinde sadece arkeolojik buluntular değil yaşayan kültür temsil edilmeli. Biliyorsunuz farklı bir köy yaşantımız var yine bu konular benim en bildiğim ve ilgilendiğim konular.

“LOKOMOTİFİN SÖKÜLÜP
GÖTÜRÜLMESİNE ÜZÜLDÜM”
“Kdz. Ereğli’ye 57 yıl önce getirilerek kent merkezi ile Kandilli arasında yolcu ve yük taşımacılığı yapan buharlı lokomotif parçalanarak MKE’nin Ankara’daki hurdalığına taşındı, Kdz.Ereğli’de hiç kimsenin sesi çıkmadı” sorusuna ise, “İnanın bu bana çok dokundu. Çocuk iken giderdik, ben ufak olduğum için de ücretsiz götürürlerdi. Çok üzüldüm, şehrin her zaman kendisine sahip çıkması gerekir, hakikaten çok yazık olmuş” sözleri ile konuştu.

TÜRKİYE’DE ÇITA YÜKSELDİ
Seçim çalışmaları ile ilgili ise Yılmaz şu açıklamayı yaptı: Türkiye’de siyasi çıta yükselmiş durumda bunu görmek ve kabul etmek gerekir. 10 Sene öncesinde uğraştığımız siyaset ile bugün konuşulanlar arasında çok fark var. 10 Sene önce daha çok engeller ile boğuşuyordu siyasiler bugün Türkiye’nin geldiği konum itibari ile refah seviyesini yükseltici vaatler gerçekleştiriliyor. Alt yapıları ya çözüldü ya da çözüm aşamasında. Kalkınma projelerinden bahsediliyor. Örneğin aile sigortasından bahsedebiliyorsak bunun 8-9 yıllık bir çalışması var.
Küçük meselelerle, engellerle, bürokratik problemlerle uğraşmıyoruz. O açıdan ben kendimi şanslı hissediyorum. Bu tür bir dönemde siyasete adım attığım için, diğer taraftan ikinci bir gözlemim de Türkiye’de giderek artan bir seçmen seçimden seçime oy istenilen bir değil. 7’den 70’e herkesin siyasi meselelere daha duyarlı hale geldi. Kendisini siyasi politikaların muhatabı değil de aktif bir aktörü olarak gördüğü döneme giriyoruz. Bu da Türk siyaseti açısından önemli bir kazanım. Türkiye daha iyi bir noktaya ilerliyor. Gözlemlerim bu şekilde.