Türk Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Mehmet Soğanlı ile TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun, grizu faciasıyla ilgili tespitlerini kamuoyuna açıkladı. 
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi'nde yapılan değerlendirme toplantısında konuşan TMMOB Genel Başkanı Maden Mühendisleri Genel Başkanı Mehmet Soğancı, kazanın ardından grizu patlaması ile ilgili araştırma başlattıklarını söyledi. Kazayı duyduğu an büyük bir üzüntü yaşadıklarını anlatan Soğancı, şöyle konuştu: "Bu olay yüreğimizi dağladı. Son yıllarda artan bu iş kazalarının adı basit bir iş kazası değildir. Bu kazaların adı, iş cinayetidir. Sürekli olarak, uyarmak ve ardından da 'biz demiştik' demekten sıkıldık. Bilim ve tekniğe dayalı, tecrübeli, deneyimli insanların çalışması gibi konularda daha önce de çok uyardık."
Mehmet Torun da konuşmasında madenci yakınlarına baş sağlığı diledi. TTK'nın 160 yıllık tarihi olduğunu ve tarihi boyunca madencilikte hazırlık, arama ve üretim aşamalarının özel sektöre verilmediğini vurgulayan Torun, arama ve kurtarma çalışmalarının uzun sürdüğünü ifade etti. Kazanın istenmeyen bir olay olmasına karşın tüm Türkiye'nin dikkatle izlediği bir kaza olduğunu hatırlatan Torun, kazayla ilgili tespitlerini anlattı.
Kazanın büyük acıya neden olduğunu belirten Torun, patlama ve patlamanın meydana geldiği ocakla ilgili tespitlerini şöyle sıraladı: "Söz konusu galerinin sürülmesi (açılması), alt işveren tarafından yürütülmektedir. Üç vardiya çalışma yapılan iş yerinde kaza anında 30 kişi çalışmaktadır. Galeri ilerlemeleri delme patlatma yöntemiyle yani patlayıcı madde kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Ana havalandırma emici yöntemle yapılmakta, bağlantı galerilerinin havalandırılması üfleyici pervanelerle geçekleştirilmektedir. Patlamadan önce grizunun yükseldiği tespit edilmiştir. Ocakta çalışan işçiler, genellikle çevre köylerden sağlanmakta, sendikasız ve düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Patlamanın şiddetiyle Karadon Yeni Kuyu'nun vinç sistemi tahrip olmuş ve kafes kullanılamaz duruma gelmiştir. Bu nedenle ilk kurtarma çalışmaları Gelik'te bulunan 75. Yıl Cumhuriyet kuyusunda sürdürülmüş, aynı zamanda Karadon Yeni Kuyu'da da çalışmalar kurtarma vinciyle devam ettirilmiştir. Çalışan işçilerde gaz maskesinin bulunmadığı saptanmıştır. Kurtarma çalışmalarının başlangıcında organizasyon karmaşası yaşanmış olmakla birlikte TTK tahlisiye ekiplerindeki meslektaşlarımız ve işçilerin özveriyle çalıştıkları gözlenmiştir. Gaz izleme sistemi bulunmasına rağmen bu sistemin erken uyarı sistemi ile desteklenmediği sürece işlevsel olmayacağı anlaşılmıştır. Kurum ve bakanlıklar tarafından yapılması gereken denetimlerin yeterli olmadığı gözlemlenmiştir." 
Ülkede maden kazalarında son yıllarda belirgin artış olduğunu belirten Torun, oda kayıtlarına göre, 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirdiğini, 2009 yılında bu sayının 92'ye çıktığını, 2010 yılında bu son kaza ile birlikte 66 kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti.
Maden kazaları incelendiğinde olayın çeşitli nedenlerinin görüldüğünü anlatan Torun, sözlerine şöyle devam etti:  "Madencilik sektörü, doğası gereği özellik arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur.
Maden kazaları incelendiğinde olayın teknik, sosyal, ekonomik, eğitim planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir. Ülkemiz iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa'da birinci sırada yer almaktadır. Maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Özellikle 80'li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, redevans gibi yanlış uygulamalar, kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır."