Birleşik Kamu-İş'e bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okullara mail yoluyla gönderilen umre gezisi isteklerine tepki gösterdi. Bu durumun MEB'in Diyanet İşleri'ne doğru dönüşeceğinin işareti verdiğini ifade eden Kahveci, açıklamasında şunları söyledi;

MEB'İN ASIL AMACININ ALTINDA TÜM OKULLARIN DİNSELLEŞMESİ YATIYOR
"Yarıyıl tatili arasında 10 günlük geziyle birlikte umre ibadetinin yerinin gösterilmesi küçük yaştaki öğrencilerin dinlenme tatilinde yapılması pedagojik yönden doğru değildir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bunca işleri varken birilerinin ticari işlerine ön ayak olması laiklik ilkesine aykırı olduğu kadar MEB'in amaçları ile de bağdaşmıyor. Okullara gönderilen yazıda, kutsal yerleri ziyaret edilmesi ile ilgili öğrenci, veli, öğretmenlerin isim listesi hazırlaması, prosedürlerin yerine getirmesi de okul müdürlerin yoğun işleri açısından da sıkıntı yaratıyor. MEB'in asıl amacının tüm okulların dinselleşmesi yatıyor. Bunun içinde 18'inci Milli Eğitim Şurası'nda tavsiye kararı alan kesintisiz 8 yıllık temel eğitimin kesintili hale getirerek 4+4+4 kesintili eğitimi getirerek İmam Hatiplerin tam önünü açmanın yanında ideolojik bir çalışma yapmaktadır. Bu tür geziler düzenlemek bir nevi ön çalışma yapmanın yanında da birilerinin ticari faaliyetine de rant kazandırmak yatıyor. Eğitim-İş, hiç kimsenin inancına karışmamakla beraber MEB'in laiklik ilkesinin sulandırılmasına karşıdır. Oysa Diyanet İşleri, bu tür faaliyetlerini kendisinin yapma yeteneği vardır." 

MEB, DİYANET'İN ARKA BAHÇESİ OLACAĞINA, OKULLARDAKİ EĞİTİM SORUNLARINI ÇÖZSÜN
"Gitmek isteyenler Diyanet'e başvurarak gerekli işlemleri yapması durumunda bu tür ibadetleri yapma hakları her zaman vardır. Bunun duyurusunu MEB değil, Diyanet kendi bünyesinde yapması gerekirken, laik bir ülkenin, laik okullarının bu tür faaliyetlere karıştırılması yanlıştır. Her iki kurumunda ayrı ayrı görevleri vardır. Böyle bir durumda alanlar karıştırıldığında 'dervişin zikri neyse, fikride odur' sözü gündeme taşınıyor. 'MEB, Diyanet'in arka bahçesi olmaz, olmamalıdır' diyoruz. Bu tür faaliyetlere öncülük etmek, akıllara MEB'in Diyanet'e doğru dönüşeceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Bugün bu tür faaliyetleri yaptıranlar, yarın arkası gelmez yoğun taleplerini sıralayarak, bütün okulların İmam Hatipli olmasını da isteyecek. İlköğretimde 4 ve 5'inci sınıflara Arapça dersinin konma isteğinin olması boşuna değildir. Durum açıkça ortadadır. Oysa MEB, Diyanet'in arka bahçesi olacağına, okullardaki eğitim sorunlarını çözsün. Parası olmayıp da dershanelere gidemeyip fırsat eşitliğinden yararlanamayan öğrencilere devlet okullarında etüt yaptırsın. Atanamayan öğretmenlere önayak olsun. Öğretmenlere karşı düşmanlıktan vazgeçsin. Ek ödemelerde öğretmenlere 0 artış sağlayıp adaletsiz iş yapanların önüne set koysun. Emekli öğretmenlerin yaşamlarına bir el atsın. Öğretmenler arası kariyerizm hastalığı yaratmasın. Van depreminde deprem yardımlarında verilen yardımlarda bir öğretmenin bir hayvan kadar yardım alamayacak kadar utanç verici durumlara el atsın.
Van'da sağlıklı eğitim ortamları ve öğretmenlerin can güvenliği barınma sorunlarına çözüm arasın. Diğerleri saymaya sayfalar yetmez."