KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, yazılı bir açıklama yaparak, öğretmenlerin taleplerine yanıt verilmesini, sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini istediklerini belirterek şunları söyledi;
"MEB, SENDİKALARIN ELEŞTİRİ VE ÖNERİLERİNE KULAKLARINI TIKAMIŞ"
"Eğitim-Sen olarak, yıllardır yürüttüğümüz mücadele sürecinde yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiş, taleplerimizin karşılanması için somut adımlar atılmamıştır. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitimin, eğitim ve bilim emekçilerinin sorunları birikerek artmış ve bugün içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan ve eğitim hizmetlerinin nitelikli ve sağlıklı yürütülmesini güçleştiren öğretmen açıkları sorunu giderek büyümektedir. 2010 yılı sonu itibariyle atama bekleyen 350 bini aşkın işsiz öğretmen bulunmasına karşın, 6 Aralık'ta yapılacak 30 bin öğretmenin atamasının yetersizliği ortadadır. Yapılması gereken, bir an önce öğretmen açığı kadar öğretmenin kadrolu atanmasını sağlamaktır. Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin, sendikaların eleştiri ve önerilerine kulaklarını tıkamış, eğitim ile ilgili hemen her konuda bildiğini okumaya devam etmiştir. Son sekiz yıl içinde öğretmen açıkları kadrolu öğretmen atamaları ile kapatmak yerine, eğitimde sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimleri yaygınlaştırılmıştır."
"KADROLU ÇALIŞTIRMA POLİTİKASINDAN ADIM ADIM VEZGEÇİLİYOR"
"AKP Hükümetinin hafta başında Meclis gündemine getirdiği "Torba Yasa" tasarısı ile çalışma yaşamına yönelik kapsamlı bir saldırı gerçekleştirilmek istenmektedir. Tasarı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören maddelerin en tehlikeli olanlarını da içermektedir. İş güvencesini ortadan kaldıran, kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştıracak değişikliklerin yer aldığı 'Torba yasa' tasarısı, AKP hükümetinin bugüne kadar gündeme getirdiği, emekçilere yönelik en kapsamlı ve en tehlikeli saldırı olarak dikkat çekmektedir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikler, tıpkı sözleşmeli ve ücretli istihdam gibi esnek ve güvencesiz istihdamın yasal hale getirilmesini öngörmektedir. Türkiye'deki kamu emekçilerinin yarısının eğitim işkolunda olduğu düşünüldüğünde, yapılması planlanan değişiklikler eğitim ve bilim emekçilerini de yakından ilgilendirmektedir. Eğitim sisteminin içinde bulunduğu durumun eğitim ve bilim emekçileri üzerindeki etkilerini kısaca özetlememiz gerekirse; eğitim ve bilim emekçileri yıllar boyunca sık sık değişen eğitim politikalarının ve siyasi iktidarın uygulama ve kadrolaşma tasarruflarının mağduru olmuştur. Öğretmen açıkları sözleşmeli ve ücretli öğretmenler eliyle kapatılmak istenmiş, eğitimde kadrolu çalıştırma politikasından adım adım vazgeçilmeye başlanmıştır. Eğitimde benimsenen esnek çalışma uygulamaları aynı işi yapan farklı statülerde istihdam uygulamalarını gündeme getirilmiş, ücretli öğretmenler son derece düşük ücretlerle ve sigorta primleri eksik yatırılarak istihdam edilirken, yardımcı hizmetlerin taşerona verilmesi ve geçici istihdam edilmesi uygulamaları hızla artmıştır."
"İLKSAN YANLIŞ POLİTİKALAR YÜZÜNDEN ARPALIK HALİNE GETİRİLDİ"
"Eğitim ve bilim emekçilerinin, özellikle hizmetli ve memurların büyük bölümünde iş yükü artışına paralel olarak çeşitli sağlık sorunları ve meslek hastalıkları görülmeye başlanmıştır; Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda üyemiz soruşturma geçirmekte, cezalandırılmakta ya da sürgün edilmektedir. İLKSAN yıllardır sürdürülen yanlış politikalarla resmen arpalık haline getirilmiş, üyelerinin ihtiyaçlarından Eğitim ve bilim emekçilerinin ek ders, yolluk, sağlık giderleri vb çeşitli ödenekleri zamanında ödenmemektedir; Eğitim Sen'in, yıllardır ücretlerin, sosyal ve özlük hakların tek taraflı olarak değil, grev hakkını da içeren gerçek bir toplu sözleşme düzeni ile belirlenmesini savunduğu ve talep ettiği bilinmektedir. Taleplerimizi gerçekleştirmemiz ve yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmemiz için grev ve toplu sözleşme talebimizde ısrarcı olmayı sürdüreceğiz. Eğitim ve bilim emekçilerine insanca yaşayabilecekleri, kendilerini yenileyerek daha nitelikli ve sağlıklı hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları yaratılmalıdır. Bunun için bütün eğitim ve bilim emekçilerinin, hizmetli ve memurların başta maaşları olmak üzere mesleki, sosyal ve özlük hakları iyileştirilmeli, yaşam koşulları insan onuruna yaraşır bir düzeye yükseltilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nı sorunlarımız karşısında sessiz kalmamaya, taleplerimize yanıt, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmeye çağırıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonrada taleplerimizin gerçekleşmesi, eğitimin ve bütün eğitim emekçilerinin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız."