Türkiye'nin 81 ilinden 900'ü aşkın delege ile toplanarak 15-16 Ekim'de kuruluşunu ilan eden Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Zonguldak'ta Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP), Emek Partisi (EMEP) ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İl Başkanlıklarının desteğiyle çalışmalarını başlattı. EDP İl Başkanı Ali Topaloğlu, EMEP İl Başkanı Ateş Türeli'nin de katıldığı basın toplantısında Halkların Demokratik Kongresi adına ilk açıklamayı yapan Bekir Yılmaz, barış ve diyalog yolunun geliştirilmesi, barışçı demokratik çözümün sağlanması için güçlerimizi birleştirdiklerini ifade etti. HDK'nin barış için mücadele edeceğini belirten Yılmaz, açıklamasında şunları söyledi;
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yoksulluğu kader saymayanların, sömürü ve baskıya karşı olanların kimsenin gündüz işsiz olmadığı, geceleri aç yatmadığı, savaşa karşı barışın, eşitliğin, kardeşliğin ve özgürlüğün egemen olduğu bir ülke özlemi içinde olanların mücadele birliğidir.
Halkların Demokratik Kongresi; işsizliğin, sefaletin, gelir dağılımında uçurumun, kadın erkek eşitsizliğinin ortadan kalktığı, diller, kimlikler, inançlar ve farklılıklar üzerindeki baskı ve ayrımcılığın olmadığı, eğitimin ve sağlığın herkese parasız olduğu, eğitim, sağlık, barınma hakkı için nüfus kağıdının yeterli olduğu, çevrenin yağmalanmadığı bir yaşam için mücadele edenlerin birleşik hareketidir. Van depremi, sadece plansız, çarpık kentleşmenin, kâr amaçlı yapılaşmanın bir ur gibi büyüyerek Türkiye'nin doğusunda da batısında da insan hayatını tehdit etmeyi sürdürdüğünü göstermekle kalmadı. Deprem, egemenlerin toplumun bağrında büyüttüğü ırkçı nefretin ne kadar derinlere sirayet ettiğini de ortaya serdi. Ancak Van depremi, 'intikam' çağrılarıyla bu faşist dairevi döndürenlere kardeşliğin değerini hatırlatmış, halkaların dayanışma duygularının gücünü de göstermiştir. Van'da iki depremde yaşamını yitiren 2 gazeteci ve 1 yardım gönüllüsünün hayatına mal olan kar etme anlayışı, geçen yıl Kara-don'da 32 madencinin yaşamını yitirmesine neden olan anlayışın kendisidir. Bu kader değildir. Bu siyasetin merkezine insanı değil de, kar etmeyi koyan kapitalist anlayışın sonucudur. Halkların Demokratik Kongresi, barış için mücadele edecektir. Kürt sorununda şiddetten vazgeçilmesi, operasyonların durması, silahların susması, barış ve diyalog yolunun geliştirilmesi, barışçı demokratik çözümün sağlanması için güçlerimizi birleştiriyoruz.