Birleşik Kamu-İşe bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Soner Yalçının sahibi olduğu Oda TVnin binasının aranmasına ve Yalçının gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Yaptığı yazılı basın açıklamasında demokrasinin iğfale uğradığının altını çizen Kahveci, Emek düşmanı siyasi anlayışa karşı yürekli bir karşı duruş ortaya koyan Oda TV ve Oda TVyi yaratan namuslu gazetecilerin susturulma girişimini kınıyoruz dedi.
Kahveci, yaptığı sert açıklamayla şu görüşlere yer verdi;
SALDIRIYI KINIYORUZ
Demokrasiye ikinci 12 Eylül müdahalesi öncesinde Başbakan halka 13 Eylül sabahı yeni bir Türkiyeye uyanma sözü vermişti. Referandum öncesinde demokrasiyi daha fazla iğfal edebilmek için yurttaşın masum duygularını sömürmeye tenezzül eden, bu uğurda gözyaşlarını bile oy pazarına süren Başbakan Erdoğan sözünü tuttu ve gelinen noktada hukuk devleti ve demokrasi milyonların gözünün içine baka baka rafa kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK, üniversiteler, medyanın tamamına yakını AKPnin kontrolünde, Danıştay ve Yargıtay AKPnin kontrolüne girme arifesinde. Demokrasi ve hukuk devletinin olmazsa olmazı olan güçler ayrılığı ilkesi tamamen yok edildi. Bugüne kadar yaşananlar, bu ürkütücü tablo ile birlikte değerlendirildiğinde bundan sonra yaşanacak hiçbir siyasi felaket şaşırtıcı olmayacaktır. Demokrasiyi iğfal yoluyla hukuk devletini ve özgürlükleri yok eden zorba, soyguncu, emek düşmanı siyasi anlayışa karşı yürekli bir karşı duruş ortaya koyan Oda TV ve Oda TVyi yaratan namuslu gazetecilerin susturulma girişimini bu çerçevede değerlendiriyor, kamu vicdanındaki kanamayı daha da şiddetlendiren basın özgürlüğüne yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
ULUSUMUZ KATİLLERİ
TÜKÜRÜĞE BOĞACAK
Anımsanacaktır, 12 Eylül 2010 referandum paketine karşı kararlı bir direniş ortaya koyan tek emek platformu olarak referandumu, demokrasiye suikast girişimi olarak tanımlamış, bu girişimin, 12 Eylül 1980de faşist askeri cunta tarafından hazırlanan demokrasi cinayeti girişiminden tek farkının, faillerinin bu defa siviller olması olduğunu ifade etmiştik. Referandum sürecinde bu gerçeklerin aksini iddia edenlerin, toplumu zehirleyerek kandırmaya çalışan, her türlü ahlâki değerden yoksun, onursuz şarlatanlar olduklarını, özgürlükçü sivil toplum (!) adına ortalıklarda dolaşan yobaz-liberal ittifakının ise gerçekte sivil diktanın tetikçiliğini yaptığını ifade etmiştik. Haklılığımız çok geçmeden ortaya çıktı. Ancak cehennemden öte cehennem yok
Demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere, kamu vicdanına komplo kurmaya tenezzül edenler, çok da uzak olmayan bir zamanda kendi karanlık geleceklerini inşa ettiklerinin farkına varacaklar. Faşist uygulamaları yaşama geçirenlerle bu uygulamalara katkı sunanların, hukuksuzlukların ilerici kitlelerin kararlılığını pekiştirmekten başka etki yaratmayacağı gerçeğiyle yüzleşeceklerinden en küçük kuşkumuz yok. Ulusumuz, AKPnin temsil ettiği karanlık misyonla elbet hesaplaşacak, gerici diktanın destekçiliğini ve şakşakçılığını yapan ilkesiz demokrasi katillerini tükürüğe boğarak sokağa çıkamaz hale getirecektir.