Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, dün yazılı bir basın açıklaması yaparak, okul müdür yardımcılarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından birer ajana dönüştürülmek istenmesine tepki gösterdi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun "Muhbir Okul Müdür Yardımcısı" uygulamasını başlattığını belirten Kahveci, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"TAKİYYECİLİKTEN
BAŞKA BİRŞEY DEĞİL"
"Milli Eğitim Bakanlığı, ulusumuzun geleciği olan çocuklarımızın ve gençlerimizin ve çağdaş demokratik laik ve bilimsel bir eğitim alarak yetişmelerini sağlamak için vardır. Ancak AKP döneminde Milli Eğitim Bakanlığı programları, atamaları ve uygulamalarıyla, AKP'nin tek parti diktatörlüğünü pekiştirme görevini yapar hala gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın son olarak muhbir, müdür yardımcı görevlendirerek emniyete ajan yetiştirme uygulaması Abdülhamid'in istibdat dönemini hatırlatmaktadır. Okullarda şiddeti önleme gerekçesine dayandırılan bu uygulama öğrencileri öğretmenleri eğitim çalışanlarını emniyete ve AKP hükümetine muhbirlemeye yöneliktir. Bu, ancak 12 Mart 12 Eylül gibi faşist yönetimlerde görülebilecek durumlardır. Bu durum müdür yardımcıları kullanılarak hedef tahtası haline getirileceklerdir. Bu büyük kaotik durumlara neden olacaktır. Okullarda barış ve huzur yok edilecektir. Öğretmenler odasında öğretmenler özgürce konuşamayacaktır. Atatürk'ün öğretmeni Atatürk'ün yeniliklerini anlatamazsın mı demek isteniliyor? Bakanlık öğretmenine güvenmiyor mu? Bu durum özgürlüklerden dem vuranların ajanlık uygulamasıyla özgürlükleri yok etmek anlamı çıkmıyor mu? Buna takiyyecilikten başka bir şey denilemez."
"SIFIRCILARIN HESABI VERİLSİN"
"AKP iktidarının işçilere, memurlara, son olarak da üniversite öğrencilerine uyguladığı faşizan baskılar faşist diktatörlüğün ayak seslerinden başka bir şey değildir. Bu uygulamaya bütün sendikaların ve yöneticilerin karşı çıkması gerekir. 12 Eylül anayasa halk oylamasında kabul edilen anayasa değişikleriyle ileri demokrasiye geçildiğini, özgürlüklerin genişletildiğini baskıların sona ereceğini söyleyen AKP ve yandaşı çığırtkanlar, "yetmez ama evet" diyenler umarız Türkiye'nin nereye götürülmek istendiğini iş işten geçmeden görürler. Milli Eğitim Bakanlığı tek parti diktatörlüğüne ajan, muhbir yetiştireceğine, OECD son raporunda yer alan bozuk sicilini düzeltmenin yollarını aramalıdır. OECD 2003 yılında son birinci, son raporda sonda ikinci olmanın utancı ile görev ve sorumluluklarının bilincine varmalıdır. Sayın Bakan bu uygulamayla, öğretmenleri birbirine kırdırmak yerine ÖSS ve SBS sınavlarında 30 ile 40 bin sıfır alan öğrencilerin hesabını vermelidir. Çağdaş eğitim programları, liyakat, bilgi, birikim ve deneyim sahibi, kadroları devreye sokarak sorunları da sendikalarla, bilim adamlarıyla görüşerek Milli Eğitim Bakanlığı sağlıklı bir yol ve yöntem izlemelidir. Artık sıfırcı ve sonuncu olmaktan kurtulmalıyız.
Eğitim iş olarak Milli Eğitim Bakanlığı Muhbir Müdür Yardımcısı uygulaması ve OECD eğitim araştırmasında ülkemizi sondan ikinci duruma düşürmesi nedeniyle kınıyoruz. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'yu istifaya davet ediyoruz."