Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol yaptığı açıklamada, 4+4+4 eğitim yasasına ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na karşı yapılan iki günlük grevle Türkiye'nin siyasal tarihine bir not düştüklerini, görülmemiş bir baskı ve saldırıyla karşılaştıklarını belirtilerek,  Zulmün ve zorbalığın efendilerinden korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız! dedi.
Akyol, iki günlük greve katılanların isimlerin Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okul ve kurum müdürlüklerinden istenmesinin ardından bazı okul müdürlerinin greve katılan Eğitim Sen üyelerine baskı yapmaya çalıştığı bilgilerinin kendilerine ulaştığını söyleyerek; Pedagojik değil, ideolojik olan 4+4+4 yasasına karşı tarihsel bir sorumluluk gereği karşı çıkan, sendikal ve demokratik hakkını kullanarak greve giden; polisin copu, gazı, saldırısı karşısında çocuklarımızın geleceğini savunan eli öpülesi yürekli Eğitim Sen'li öğretmenlere bırakın baskı yapılmasını, en küçük bir söz söylemek dahi akıllardan geçirilmemelidir. Eğitim Sen olarak, 'ideolojik' tutum ve davranışta bulunanları uyarıyor ve bu süreci tüm yönleriyle takip edeceğimizi belirtiyoruz. dedi.
Akyol açıklamasına şöyle devam etti:   
Sendikamız Eğitim Sen ile Konfederasyonumuz KESK, yönetici ve üyeleri olarak 28-29 Mart tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz eylemle, Türkiye'nin siyasal tarihine bir not düştük. AKP'nin baskı ve gözaltı düzenine boyun eğmeyeceğimizin, geleceğimize sahip çıkacağımızın ve yarınlarımıza onurlu bir gelecek bırakma kararlılığımızın notunu Türkiye'nin dört yanına ve Ankara meydanlarına kazıdık.
4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na karşı tepkilerimizi demokratik-meşru bir biçimde ifade edebilmek için Ankara'da yapılacak olan basın açıklamasına katılmak için üzere tüm illerden yola çıkan Eğitim Sen ve KESK üyeleri güvenlik güçlerinin saldırılarıyla engellendi.
AKP iktidarı, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini tek taraflı olarak belirlemek istediği düzenlemelere karşı Konfederasyonumuz KESK ve sendikamız Eğitim Sen'in yapacağı basın açıklamalarına dahi tahammül edememiştir. 27 Mart Salı gününden itibaren, ülkenin dört bir yanından Ankara'ya gitmek için otobüslerle yollara çıkan arkadaşlarımız, kimi zaman kimlik kontrolü bahanesiyle, kimi zaman otobüste ceset torbası yok gibi ilginç gerekçelerle engellenmiştir. İçişleri Bakanı'nın yayınladığı genelgeyle tüm illerde adeta olağanüstü hal koşulları yaratılmış, kamu emekçilerinin eylemleri polis ablukasına alınmıştır. Her türlü engeli aşarak Ankara'ya ulaşan Eğitim Sen ve KESK üyelerinin tek bir noktada birleşmelerine mani olunmuştur. Tüm bu baskı ve engellemelere karşın, kararlı ve tavizsiz davranarak Kızılay'da GMK Bulvarında oturma eylemi gerçekleştirilmiş ve Ankara'ya ulaşabilenler geceyi meydanda geçirmiştir.
Zonguldak ve Çaycuma'dan tutulan otobüslere el konulması nedeniyle grevin birinci gününde Ankara'ya gidilmesine engel olunan Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği üyeleri grevin ikinci gününde 29 Mart Perşembe sabahı Ankara'ya ulaşmıştır.
29 Mart 2012 Perşembe öğlenden sonra saat 15.30'da GMK bulvarındaki KESK'li ve Eğitim Sen'li emekçilere güvenlik güçleri biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Biri ağır olmak üzere çok sayıda arkadaşımızın yaralandığı ve gözaltına alındığı bu saldırıyı kınıyoruz.
Emek örgütü olmanın gereklerini her zaman yerine getiren ve bundan sonra da getirme kararlığında olan konfederasyonumuz KESK ve sendikamız Eğitim Sen baskılar karşısında asla boyun eğmeyecektir.
AKP iktidarına bir kez daha sesleniyoruz; demokratik hakların ve özgürlüklerin kullanılmasına karşılık vereceğiniz yanıt biber gazı, cop ve tazyikli su olduğu sürece, sizden önceki antidemokratik iktidarların akıbetinden kurtulmanız mümkün olmayacaktır. Tarih sizi de, hak taleplerine baskı ve şiddetle yanıt vermekten çekinmeyen, aldığı oylara güvenerek, toplumun kaderiyle dilediği gibi oynayabileceğini zanneden zorbalardan biri olarak lanetle anacaktır.  Kulaklarınız var, duyun, gözleriniz var, görün; toplumun çok büyük bir çoğunluğu, eğitim emekçileri, üniversiteler, toplum örgütleri, kadın hareketi, 4+4+4 diye sunduğunuz yasa önerisini kabul etmiyor. Ne bize sıktığınız biber gazınız, tazyikli suyunuz ve ne de coplarınız bu gerçeği değiştiremeyecektir. Bizler çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız! Ya siz?
Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinden kaygı duyan herkesi, AKP'nin giderek artan zulmü karşısında omuz omuza olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.