CKD Genel Başkanı Sarıhan başbakanın özel yaşama müdahale ettiğini öne sürdü.

*Başbakan, özel alanımıza bedenlerimize, çocuklarımıza müdahale etmekten vazgeçmelidir. Getirdiği yasalarla zaten yaşamı çekilmez kılmıştır.

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)  Genel Başkanı Şenal Sarıhan'ın ülke genelinde eşzamanlı yayınlanan açıklamasını bildiren Kdz. Ereğli Şube Başktanı Öznur Özkök, yerel basının gücünü yanımızda hissetmemiz kaçınılmazdır dedi.
Sarıhan'ın açıklamasında ise hedef Başbakan Recep Tayyip erdoğan'ın kürtaj konusundaki açıklamaları vardı.
Sarıhan Başbakanın özel yaşama müdahale ettiğini de belirterek görüşlerini şöyle dile getirdi:
Başbakan,  önce  BM Nüfus Fonu tarafından düzenlenmiş olan konferansta, ardından da partisinin kadın kollarının genel kurulunda yapmış olduğu konuşmalarla Kürtajın bir cinayet olduğunu iddia etmiştir. Kürtajla birlikte sezeryana da karşı olduğunu ifade eden Başbakan bu konuşmaları ile, bütün bir toplumu cinayet gibi ağır bir suçla tehdit etmektedir. Başbakan olarak sahip olduğu yetki ve  üslubu nedeni ile  bu açıklamaları, sıradan bir görüş açıklaması olarak  değerlendirilemez.  Başbakan, açıkça , yurttaşların özel yaşamına müdahale etmektedir. Çocuk sahibi olmak ya da olmamak bireylerin kendi tercihleridir. Doğurganlığı konusunda karar vermek ise; kadının temel insan haklarından biridir. Bu hakkın kullanılmasının sınırı;  kadının sağlığı  ve doğacak çocuk ve onu izleyecek nesiller için olabilecek ağır maluliyet gözetilerek belirlenir.
Bu konuda hukuk sistemimiz,  ceninin yaşama hakkını da gözeterek, rahmin tahliyesine, gebeliğin 10. haftasına dek izin vermiştir. Bu da ancak kadının isteği ve sağlığı açısından tıbbi sakınca olmaması halinde olanaklıdır. Bu sürenin dışında ancak, yaşamsal tehlike ve gelecek için ağır maluliyet oluşacaksa  kürtaja karar verebilecektir. Uluslararası hukuk, kürtaj için  kadının tıbbi olarak zarar görmeyeceği süreyi 3 ay olarak belirlemiştir. Hukuk, öncelikle annenin yaşama hakkını önemsemektedir.
Cenin için ise; beynin gelişimini tamamladığı süre dikkate alınmaktadır. İnsanın yaşamının bu denli değerli olduğu açıkken anne ile cenin arasında, ancak tıp biliminin karar vereceği bir noktada Başbakan'ın hangi bilimsel verilere dayandığı merak konusudur. Başbakan, özel alanımıza bedenlerimize, çocuklarımıza müdahale etmekten vazgeçmelidir. Getirdiği yasalarla zaten yaşamı çekilmez kılmıştır. Toplu sözleşme ve grev hakkını elinden aldığı kamu çalışanlarına üç çocuk önermiş ama % 3 zamla onları  hem açlığa hem de hak arayamamaya mahkum etmiştir. Getirdiği 4+4+4 düzenlemeleri ile  çocuklarımızın geleceğini karartmış, yasakladığı bayramlarla  toplumu belleksiz kılmaya çalışmıştır.
Kürtaj konusunun birdenbire neden ortaya atıldığının yanıtını ise Sağlık Bakanı Recep Akdağ hemen vermiştir: Kürtaj ve sezeryanda yeni düzenlemeler yapılacaktır. AKP, 2005'te yürürlüğe giren  TCY  çalışmaları  sırasında gündeme getirdiği önerisini bugün yeniden önümüze sürmeye hazırlanmaktadır. Kadınlar olarak, o gün gösterdiğimiz karşı çıkışa bugün de devam edeceğiz. Bugün Her kürtaj bir Uludere'dir diyen Başbakan' a ise şunu söylemek isteriz. AKP'nin her yeni yasası, yeni Uludere'dir.