Kdz.Ereğli Sanayici ve İşadamları Derneği, '2023 Küresel Vizyon' toplantıları kapsamında 'Ortaklık Kültürü' konulu konferans düzenledi.

 

  

Erdemir Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansa Anadolu İşadamları Federasyonu (ANFED) Genel Koordinatörü Namık Subaşı ve Aktif İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bayraktar konuşmacı olarak katıldı. Bayraktar iş yaşamına girişini anlatarak başladığı konuşmasında, ortaklık kültüründe iş bölümünün önemli olduğunu vurgulayarak, Geldiğimiz noktada, global dünya düzeni içerisinde, özellikle yurtdışına satan bir firma hedefindeyseniz işbirliği yapmazsanız işi zorlaştırırsınız dedi.

 

AİLE ŞİRKETLERİNİN DURUMU

Aile şirketlerinin yaygın olmasını değerlendiren Bayraktar, Türkiye'de ikinci kuşağa geçen firma sayısı yüzde on, üçüncü kuşağa geçenler ise yüzde iki civarında. Bu Türkiye'de aile ortaklıklarının da başarılı olmadığının göstergesidir. Aile şirketi olsun olmasın ortaklıklarımız bozuluyor. Başarı olduğunda ortaklardan biri 'Ben yaptım' diyor. Başarısız olduğunda da suçu diğerine atıyor. Aile şirketlerinde de diğer şirketlerde de aynı. Bizim kültürümüzde aile şirketi sayısı çok fazla. İkinci kuşağa geçen firma sayısı olarak yüzde on çok kötü bir rakam. Bu yüzden marka üretmekte zorlanıyoruz. Üçüncü kuşaktan sonra zaten kurumsallaşmaya gitmek zorundalar. Eğer aynı şekilde devam ederlerse onlar da dördüncü kuşakta piyasadan silinir dedi.

 

TÜRKİYE ÜRETİMİN KAYNAĞI

Bayraktar, Türkiye'de Ankara'yı merkez olarak alırsanız, iki buçuk saatlik bir uçak mesafesinde Türkiye çevresinde imalat kabiliyeti olan ülke yok. Bulgaristan, Moldova, Rusya, Ukrayna, İran, Irak, derseniz böyle bir şey yok. İran'da taklit düzeyinde bir şeyler yapıyorlar. Bu coğrafya için Türkiye üretimin kaynağı. Ne kadar bir araya gelmekte sıkıntılarımız olsa da, Türkiye'nin girişimci gücü, yetişmiş insan kaynağı, pazarlara olan yakınlığı, siyasi istikrar ön plana çıkarıyor bizi. Bunlar iş adamı için çok önemli. Türkiye şu anda önlenemez bir yola girmiş durumda. Türkiye Avrupa'nın Çin'i olacak. Avrupa'daki krizi gördük. Amerika'daki krizi gördük. AB'de üretim anlamında bir şey yapılması mümkün değil. Otomotivde devam ederler ama Avrupa'nın tüm dökümü Sincan bölgesinden gidiyor. Çevreyi kirleten, emek yoğun, katma değeri düşük işleri ülkelerinden çıkarmışlar. Bu dönemi biz bununla geçireceğiz. Biz Iphone 5 yapamıyorsak döküm, çelik konstrüksiyon, mobilya gibi şeyleri yaparak kazanacağız. Ama vakti geldiğinde de o dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız sözleri ile konuştu.

 

NİYET ET HAREKET ET

Anadolu İşadamları Derneği (ANFED) Genel Koordinatörü Namık Subaşı'da yaptığı konuşmada Türkiye'de her 7 kişiden birinin bir sivil toplum kuruluşuna üye olduğunu ifade etti. Subaşı, Müslüman bir tüccar ticaretini geliştirmek için gayret etmiyorsa, dine ihanet ediyor diyor bir büyüğümüz. Masanın basında düşünmekle bu iş olmaz. Masanın başında niyet et, sahada hareket et. Şu demek istiyor. Belli bir noktadan sonra sizin ticaretinizin büyümesinin sizinle ilgisi yok. Bu sizin cemiyet adına, toplum adına, milletin istikbali adına sizin üzerinize yüklenmiş bir vecibe bu. Ticaretini geliştireceksin, her yerde olacaksın. Pergelin bir ucunu Ereğli'ye koyacaksın, diğer ucunu açabileceğin kadar açacaksın. Gidebildiğin kadar coğrafyaya çıkacaksın. Dünyadaki güçlü ekonomilere bakın, sadece kendi topraklarında güçlü değildir. Mesela Japonlar çok iyi arabalar üretir. Ama Japonlar arabalarının yüzde yetmişini yurt dışında üretirler. Adapazarı'nda, Tahran'da, Sao Paolo'da, Romanya'da üretirler. Sadece kendi topraklarında üreterek başarılı olmazlar. Ereğli'de Ereğli kadar başınız yukarı kalkar. Anadolu'ya açılırsanız Anadolu çıtası kadar başınız kalkar. Ama İstanbul boğazının ötesine açılırsanız ufkunuz dünyanın ufku kadar açılır dedi.

 

EREĞLİ BEDEL ÖDETTİRDİ

Ereğli İşadamları Derneği Başkanı Abdurrahman Şentürk'de, Ereğli'yi ortaklık kurma açısından değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi: Devir ortak iş yapma dönemidir. Bunun kaçırılmaması gerekiyor. Biz Ereğli'de yaşayan işadamları ve esnaflar olarak bunun üzerinde daha ehemmiyetle durmamız ve bu konuyu daha fazla irdelememiz gerektiğine inanıyorum. Artık dünya sivil toplum kuruluşlarıyla büyüyen bir dünyaya dönüşüyor. Türk milleti olarak bunun önemini maalesef son yıllarda anlıyoruz. Ereğli olarak buna daha da fazla ihtiyacımız var. Çünkü biz belli alışkanlıklarımız vardı. Bu alışkanlıklarla bu işi bugüne kadar getirdik ama Ereğli olarak bize çok bedel ödettirdi