12 Eylül zihniyeti gençliğin üzerinde etkin kılınan YÖK düzenini eleştiren Özdemir, Yükseköğretimde özelleştirme yerine kamu finansmanının esas alınıp, genel bütçeden ayrılan payın artırılması gerektiğini ifade etti.

Kdz. Ereğli Eğitim Sen Temsilcisi Kerim Özdemir, kısa adı YÖK olan Yüksek Öğretim Kurulu'nun ve siyasal iktidarın temsil ettiği anlayışların üniversitelerden ellerini çekmesi gerektiğini vurguladı.
Özdemir, "YÖK, yerini üniversitelerin doğrudan temsil edildiği demokratik bir üst kurula bırakmalıdır. Hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılmamalı, üniversitelerde paralı eğitim uygulamasının her türüne son verilmeli, öğrencilerin eğitim sürecindeki bütün ihtiyaçları devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanmalıdır" dedi.
Bütçeden eğitime ve yükseköğretime ayrılan payın en az iki katına çıkarılması gerektiğini vurgulayan Kdz. Ereğli Eğitim Sen Temsilcisi Kerim Özdemir, yaptığı yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
"Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK), 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından üniversiteler üzerinde bir baskı aracı olarak kurulmuş ve 12 Eylül zihniyeti gençliğin üzerinde YÖK düzeni ile etkin kılınmıştır. 12 Eylül ile birlikte, toplum Türk-İslam sentezi doğrultusunda ırkçı-gerici düşüncelerin etkisi altına alınırken, üniversitelerimiz de bu etkiye paralel olarak ırkçılığın ve gericiliğin hegemonyası altına girmiştir. YÖK, bu zihniyetin kurucusu, temsilcisi ve güvencesi olarak 28 yıldır görevini sürdürmektedir. 
* Üniversiteler siyasal iktidarların etki alanında olmaktan çıkarılmalıdır. Üniversiteler demokratik bir yapıya kavuşturulmalı, kararlar üniversite bileşenleri tarafından verilmeli, üniversite bileşenleri, söz, yetki ve karar sahibi kılınmalıdır.
* Bilimin özgürleşmesi, kamusal, özerk ve demokratik bir üniversite anlayışı ancak bu koşullarda yaşatılabilir. YÖK ve siyasal iktidarın temsil ettiği anlayışlar üniversitelerimizden ellerini tamamen çekmeli, özgür bilim ve sanat, demokratik-katılımcı yönetim ve özerk-bilimsel üniversite anlayışının hayata geçirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.
* Üniversite özerkliğinin hayata geçirilmesi için gerekli tüm düzenlemeler yapılmalıdır. YÖK, yerini üniversitelerin doğrudan temsil edildiği demokratik bir üst kurula bırakmalıdır.
* Hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılmamalı, üniversitelerde paralı eğitim uygulamasının her türüne son verilmeli, öğrencilerin eğitim sürecindeki bütün ihtiyaçları devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanmalıdır.
* Üniversiteler üzerindeki gerici-faşist yapılanmaya son verilmelidir.
* Bugün hak arama mücadelesi yürüten öğrencileri sindirme aracı olarak uygulanan soruşturma terörüne son verilmeli, İstanbul Üniversitesinde haklarında soruşturma açılan 54 öğrenciye verilen toplam 14 yıl 9 aylık ceza geri alınmalıdır.
* Üniversite, piyasanın ihtiyacı olan bilgi ve elemanı üretmek yerine, evrensel kültürün ve eleştirel aklın verildiği bir kurum olmalıdır.
* Bireyci, rekabetçi bilgi üretimi yerine kolektif bilimsel üretim; bilginin özel mülkiyeti yerine de kamusal mülkiyeti esas olmalıdır.
* Üniversite toplum katında saygınlığını artırmak ve toplumla bağlarını güçlendirmek için ülke ve toplumun sorunlarına duyarlı ve onlara yönelik çözümler üretme çabasında olmalıdır.
* Üniversitenin kendi kaynaklarını yaratması adı altında yürütülen özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. Yükseköğretimde özelleştirme yerine kamu finansmanı esas alınmalı, genel bütçeden ayrılan pay artırılmalıdır.
* Üniversite bünyesinde ticarî amaçla faaliyet gösteren dernekler, vakıflar ve merkezler kapatılmalıdır.
Bütçeden eğitime ve yükseköğretime ayrılan pay en az iki katına çıkarılmalı, yükseköğretim kurumlarının içinde bulunduğu mali sıkıntılar vakit geçirmeksizin giderilmelidir."