Birleşik Kamu-İş'e bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, yazılı bir açıklama yaparak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Kahveci, taslağın yasalaşması halinde devlet memurlarına uygulanacak yaptırımların ağırlaşacağını belirterek şunları söyledi;
"BİR ÖNCEKİ TASLAKTA YER ALAN DÜZENLEMELERİN GERİSİNE DÜŞÜLÜYOR"
"Taslakla memurların kazanılmış haklarının hiçe sayıldığını ifade ederek taslağı kabul edilemez bulduğumuzu bundan yaklaşık altı ay kadar önce AKP il-ilçe bürolarına siyah çelenk koyarak ifade etmiştik. 'Korku devleti ve kazanılmış haklarını yitirmiş yandaş memur yaratma arayışı' olarak ifade ettiğimiz ve kamuoyunda büyük yankı bulan değerlendirdiğimiz sonrasında ortaya çıkan taslakta, eleştirilerimiz kısmen de olsa karşılık bulsa da, düzenleme hala kabul edilebilir nitelik taşımamaktadır. Kamu çalışanları üzerinde ölçüsüz baskı kurarak, onların çalışma huzuru ve verimliliğini yerle bir edeceğini ifade ettiğimiz disiplin düzenlemelerinin büyük bölümü taleplerimize uygun olarak geri çekilmiştir. Ancak buna rağmen, taslakta yer alan diğer aksaklıklar tasarıda aynen korunmuştur. Torba yasası olarak gündeme getirilen yeni düzenlemede, kamu personelinin özlük hakları, genel sağlık sigortası, istihdam güvencesi gibi konularda, bir önceki taslakta yer alan düzenlemelerin daha da gerisine düşülmektedir. Bu süre mantık dışı ve orantısızdır. Örneğin kanunda, 'memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi' olarak tanımlanan ve uygulamada deyim yerindeyse memur öksürdüğünde dahi verilen 'uyarma cezası'nın 10 yıl boyunca memuriyet geleceğine zarar vermesi nasıl kabul edilebilir?"
"YANDAŞ OLMAYANA CEZA, YANDAŞ OLANA İSE ÖDÜL VERİLİYOR"
"68'inci maddede anılan değişiklikle devlet özelleştirilmekte, üst düzey yöneticilerin özel sektörden devşirilebilmesinin önü açılmaktadır. Bunun yanında bu kimselerin özel sektörde geçirdikleri süreler kamuda geçirilmiş gibi kabul edilecektir. Memurların yıllarca kariyer ve liyakat ilkeleri güvencesiyle devlet hizmetinde görev yapma gayretlerinin sonunda elde etmeyi hedefledikleri üst düzey yöneticiliklere, dışarıdan tepeden yapılacak görevlendirmeler, kamu görevlerinin mesleki geleceklerini tehdit eder niteliktedir. Buna göre idare kadrosu kaldırılan memuru niteliklerine uygun bir göreve atama hakkını elde edecektir. Ancak nitelik kavramı konusunda objektif tanımlama olmadığı için, memurun yeni görevi idarenin keyfi nitelik tespit etme takdirine bağlı olacaktır. Memur kadrosunun kaldırılmasına kendisi yol açmamasına, bu süreçte hiçbir şekilde belirleyici olmamasına rağmen, taslak iktidara yandaşı olmayan memuru cezalandırma, yandaşını ise ödüllendirme fırsatına dönüştürmüştür. Taslakta kadrosu kaldırılan memurun atanması için öngörülen 6 aylık azami süre de makul bir süre değildir. Yine bu 6 aylık süre içerisinde de memurun, yukarıda açıklanan koşullarla yani 'eski sınıflarındaki derecelerine eşit bir görev koşulu' olmaksızın içeriği belirsiz nitelik kavramı çerçevesinde çalıştırılması da kabul edilemez."
"BU DÜZENLEME ANAYASA MAHKEMESİ DENETİMİNDEN GEÇEMEZ"
"Bu taslak maddede, derece kaybının yaratacağı mağduriyet, ekonomik kaybın giderilmesi görüntüsü altında gizlenmeye çalışılmıştır. Bunun hukuki bir değeri yoktur; aksi düzenlemenin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçebilmesi olanaksızdır. Günlük çalışma saatlerini düzenleyen 100 maddeye; 'Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür. Eklenen hükümde memurun görevine bağlı çalışma saat ve süreleri ile görev yeri dikkate alınmaksızın çalıştırılması olanaklı hale getirilmiştir. Memuriyet güvencesini yerle bir edecek ölçüde tehlikeli bu düzenlemenin yaşama geçmesi halinde idare, memurların çalışma saat ve süreleri ve görev yeri tespiti konusunda sınırsız yetki sahibi olacaktır. Mazeret izni başlıklı 104. maddede iyileştirmeler yapılmıştır.  Ancak doğum izin sürelerinin sağlık raporu ile uzatılabilmesi hakkı ortadan kaldırılmış. Memurun doğum sonrası sağlık durumundaki olumsuzluğu belgelemek koşuluyla ek izin alma hakkının elinden alınması hatalıdır. Yine madde kapsamında zorunluluk halinde memura tanınan 10 gün ek izin hakkından öğretmenlerin muaf tutulması hükmü maddede korunmuştur. Buna göre öğretmen zorunluluk halinde dahi ek izin kullanamayacaktır. Bu düzenlemeyi ortaya koyan mantığın öğretmenlik mesleğine bakış açısı ciddi biçimde sorgulanmalıdır. Hangi gerekçe zaruret durumunda öğretmenin diğer kamu görevlilerinin sahip olduğu haktan mahrum bırakılmasını meşru kılabilir?"