Türkiye Kamu-Sen Sekreteri Yılmaz Başbakan Erdoğan'ın sözünde durmadığını iddia etti.

Türkiye Kamu-Sen Genel Basın Sekreteri Hasan Hüseyin Yılmaz, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 2 milyon 400 bin kamu görevlisi ve ailelerinin emeklilikten sonra da yaşam standartlarını belirlemek üzere sekiz defa masaya oturarak hükümet yetkilileriyle toplu görüşme yapmalarına rağmen henüz hedefe ulaşamadıklarını söyledi.
Yılmaz, "Türkiye Kamu-Sen kuruluşundan beri memurlarımızın kronik hale gelmiş sorunlarının çözümü için toplu görüşme süreçlerinde mücadelesini sürdürmektedir. Bu süre zarfında önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da, hedeflerimizin çok gerisinde olduğumuz bilinen bir husustur. Açlık sınırında belirlenen ücretler, kurumlar arasındaki ücret adaletsizlikleri, çalışma ortamlarının sıhhi bakımdan uygunsuzluğu, araç-gereç yetersizliği, tayin, terfi, atama ve görevde yükselme konularında yapılan yanlış tutum ve uygulamalar gibi pek çok sorun bizleri eylem kararı almaya zorlamıştır. Sekiz yıldan beri inatla, ısrarla ve sabırla her alanda ve her zeminde, bilhassa toplu görüşme masalarında çözüm aradık. Çabalarımız sonuçsuz kaldı. Buna mukabil siyasi irade, memuru görmemezlikten, sesini duymazlıktan geldi. Anlaşmamak için adeta diren di. Alman kararları uygulamamak için elinden geleni geri bırakmadı? sözlerini şöyle sürdürdü.

ÜRETEN GİBİ TÜKETEN DE DESTEKLENMELİ
Türkiye Kamu-Sen siyasi iktidarlardan memurun kendisi ve ailesi için insanca yaşayabilecek bir ücrete kavuşturulmasını istedi. Demokratik, ekonomik, sosyal ve siyasal haklarının verilmesini istedi. Grevli, toplu sözleşmeli, yönetime katılma ve siyaset yapma haklarını içeren bir sendika yasası istedi. Eşit işe eşit ücret istedi. Milli gelirin sosyal gruplar arasında adil dağıtılmasını istedi. Kurumlar arası ücret adaletsizliğinin giderilmesini istedi. Çalışma ortamlarının iyileştirilmesini, tayin, terfi, atama ve görevde yükselmelerdeki adaletsiz uygulamalara son verilmesini istedi. Ekonomik krize karşı alman tedbirlere paralel olarak yalnızca üreten kesimin değil, tüketen kesimin de desteklenmesini istedi. Bu sorunların çözülmesi için, toplu görüşme masalarında uzlaşmayı arayan sürekli Türkiye Kamu-Sen oldu. Ama çabalarımız sonuçsuz kaldı. Türkiye Kamu-Sen, sizlerin de yakinen takip ettiği gibi 2002 yılından bu yana yaklaşık 2 milyon 400 bin kamu görevlisi ve ailelerinin emeklilikten sonra da yaşam standartlarını belirlemek üzere sözünü ettiğimiz masaya sekiz defa oturarak hükümetlerle toplu görüşme yapmıştır. Bu süreçte önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da, henüz hedeflerimizin çok gerisinde olduğumuz bilinen bir husustur.
GREV HAKKI TANINMALI
Ne yazık ki; sekiz yıllık bu dönemde iktidarda olan siyasi iradenin kanunlar karşısındaki vurdumduymaz tavrı ve sosyal diyaloga olan uzaklığı, toplu görüşme ve uzlaştırma kurullarının iş ve eylemlerini yasak savmadan ibaret bir süreç haline getirmiştir. 2004 yılında 'Size toplu görüşme ve grev hakkı vereceğiz; daha ne istiyorsunuz!' diyen Sayın Başbakan sözünde durmadı. Görüşmeler soncunda mutabakat metnine uymak, ya da uymamak siyasi iradenin keyfine bırakılmıştır. Toplu görüşme ve uzlaştırma kurulunun çalışmaları tıkanmış ve yol alınması güç bir hale gelmiştir. Bu durum dünyada yalnızca Türkiye'ye özgü bir uygulama olarak dikkatleri çekmektedir. Uzlaştırma Kurulu, 2009 yılı Toplu Görüşmeleri ile ilgili olarak verdiği kararda, 'sistemin çalıştırılabilmesi için kurul kararlarının bağlayıcı olması' gerektiğine hükmetmiştir. Bu nedenlerle artık sözün bittiği yere gelinmiş, eylemlilik süreci başlamıştır. 
TÜRKİYE KAMU-SEN Genel Basın Sekreteri Hasan Hüseyin Yılmaz, ?Hepinizi şahsım ve Türkiye Kamu-Sen adına sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Türkiye Kamu-Sen kuruluşundan beri memurlarımızın kronik hale gelmiş sorunlarının çözümü için toplu görüşme süreçlerinde mücadelesini sürdürmektedir. Bu süre zarfında önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da, hedeflerimizin çok gerisinde olduğumuz bilinen bir husustur.
Açlık sınırında belirlenen ücretler, kurumlar arasındaki ücret adaletsizlikleri, çalışma ortamlarının sıhhi bakımdan uygunsuzluğu, araç-gereç yetersizliği, tayin, terfi, atama ve görevde yükselme konularında yapılan yanlış tutum ve uygulamalar gibi pek çok sorun bizleri eylem vkararı almaya zorlamıştır.
Sekiz yıldan beri inatla, ısrarla ve sabırla her alanda ve her zeminde, bilhassa toplu görüşme masalarında çözüm aradık. Çabalarımız sonuçsuz kaldı.
Buna mukabil siyasi irade, memuru görmemezlikten, sesini duymamazlıktan geldi. Anlaşmamak için adeta direndi. Alman kararları uygulamamak için elinden geleni geri bırakmadı.
Değerli basın mensupları;
Türkiye Kamu-Sen siyasi iradeden ne istedi, hangi taleplerde bulundu da bu duruma gelindi? Bunları sizlerin aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak için buradayız.
Türkiye Kamu-Sen siyasi iktidarlardan memurun kendisi ve ailesi için insanca yaşayabilecek bir ücrete kavuşturulmasını istedi. Demokratik, ekonomik, sosyal ve siyasal haklarının verilmesini istedi. Grevli, toplu sözleşmeli, yönetime katılma ve siyaset yapma haklarını içeren bir sendika yasası istedi. Eşit işe eşit ücret istedi. Milli gelirin sosyal gruplar arasında adil dağıtılmasını istedi.