Türk İş’e bağlı Tez-Koop-İş Sendikası Zonguldak Şubesi’nin 19’uncu Olağan Genel Kurulu dün gerçekleştirildi. GMİS Şemsi Denizer Salonu’nda yapılan genel kurula; Tez-Koop-İş Genel Başkanı Gürsel Doğru, Genel Sekreter Hakan Bozkurt, Genel Mali Sekreter Ayhan Kurtuluş Demirer, Genel Örgütlenme Sekreteri Fikret Omak, GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Taci Alkaya, SES Şube Başkanı Halil Karagülmez, Haber-Sen İl Temsilcisi İsmail Yıldız, CHP Belediye Meclis Üyesi Bahattin Arı, 19 Tez-Koop-İş şubesinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Divan Başkanlığı’na Genel Sekreter Hakan Bozkurt’un yaptığı genel kurulda, saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Ardından Tez-Koop-İş Sendikası Şube Başkanı Sedat Ölmez, Genel Başkan Gürsel Doğru, GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu ve KESK adına İsmail Yıldız birer konuşma yaptılar. Genel Kurul’daki konuşmacılarının gündemini genel olarak 12 Eylül Anayasa Değişikliği Referandumu oluşturdu.

Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Şube Başkanı Sedat Ölmez, genel kurullarına katılmayan sivil toplum örgütleri temsilcilerine ve CHP milletvekillerine sitem etti. Ölmez konuşmasında şunları söyledi;

 

“İŞSİZ SAYISI 6 MİLYONA DAYANDI”

“AKP iktidarı, başta Başbakan olmak üzere ekonomimizde kendini ciddi şekilde hissettiren ekonomik sorunları algılayamadı, küresel finans krizinin etkilerini de küçümsedi. Bu sebeple birbiri ile uyumlu, bütüncül bir önlemler paketi oluşturamadı, önlem alınmasında çoğu zaman geç kalındı. Küresel finans krizi, önce ABD'de başladı, sonra Avrupa'ya sirayet etti ve daha sonrada bütün dünyayı etkiledi. Kamu rolünün ‘sosyal koruma’ bakımından da önemi çok büyük. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinin çoğu, krizin tırmandırdığı işsizlik ve yoksullukla, çok güçlü kamusal sosyal koruma sistemleriyle başa çıkabildiler. Güçlü ve etkili işsizlik sigortası, aile koruma programları, yoksulluk yardımları bu ülkelerde krizin gerçek bir sosyal faciaya dönüşmesine fırsat vermedi. Türkiye'de ortalama hane sayısının 4 kişi olduğu dikkate alınırsa, işsizlikten etkilenen toplam kişi sayısının çok yüksek olduğu ve ağır bir sosyal yıkım anlamına geldiğini herkes kabul eder. Üstelik sosyal koruma son derece yetersiz durumdadır. İşsiz sayısı 6 milyona dayandı. TÜİK rakamlarına göre, Türkiye her sabah uyandığında yiyecek yemeği olmayan 1 milyon 400 bin vatandaşa ve resmi olarak yoksul ilan edilen 12 milyon 170 bin kişiye sahiptir. Türkiye artık istihdam ilişkilerinin ve sosyal korumanın niteliğini de tartışmak zorundadır. Eğer istihdamın niteliğinin geliştirilmesine ‘maliyetler artacak’ diye bakılıyor, emek maliyet unsuru olarak görülüyorsa, ‘Türkiye dünyanın 17’nci büyük ekonomisi ve 120 ülkeye ihracat yapıyor’ diye övünmek içi kof bir böbürlenmekten öte bir anlam taşımaz. Çünkü emek, istihdam, sosyal koruma bahsi açıldığında söyleyecek ve övünecek hiçbir şeyiniz yok demektir. Kriz ortamında kamunun çok güçlü olması gerekirken, AKP hükümeti ne yaptı?”

 

“YENİ ANAYASA’YA ‘HAYIR’ DEMELİYİZ”

“Zonguldak, grizu patlamaları ve göçüklerde kitlesel ölümlerle gündeme gelen bir işçi şehridir. TTK Karadon maden ocağında yine bir grizu patlaması yaşandı. Ve bu kez de 30 işçi göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. Taşeron uygulaması aynı zamanda alt taşeronlarda yükselen bir uygulama olarak başlatılması, bu ve benzeri iş cinayetlerine bir çağrı niteliğindedir. Bu işçi merkezinde kötü çalışma koşulları, kayıtsızlık, kuralsızlık, denetimsizlik, sendikasızlık ve iş güvenliğinden yoksunluk, işgücünü satmak zorunda kalan bütün, işçi ve emekçileri ölüm ve yaralanma riskiyle bugün de yüz yüze bırakmaya devam ediyor. Önümüzde 12 Eylül’de yapılacak olan bir referandum var. Ben bu referandumda ‘hayır’ oyu kullanacağım... Anayasa paketi, sivil iktidarın diktatörlüğe gidişi yönünde bir adımdır. Anayasa değişikliği paketinde en tehlikeli madde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun değiştirilmesi hususudur.   Bu yasa değişikliği ile hükümet yargıyı istediği gibi yönlendirebilecek, dahası hakim ve savcılar üzerinde kolayca bir baskı unsuru sağlayabilecektir. İkinci bir hususta, anaya mahkemesinin yapısının değiştirilmesi konusudur. Böylece siyasal iktidar, Anayasa Mahkemesi üyelerinin üçünü TBMM’nin kararı ile 16’sını da Cumhurbaşkanı onayı ile seçecek, Yani tüm yargı erkini kendilerine veya yandaşlarına teslim edeceklerdir. Bu doğrultuda Türkiye adım adım sivil diktatörlüğe doğru gidecek, astığım astık, kestiğim kestik politikaları uygulanacaktır. Bu nedenle anayasa değişikliği paketine ‘hayır’   demeliyiz. Güçlerimizi birleştirip, yaygınlaştırıp bizlerle ilgili olmayan bu siyasi özel talebi referandum da sandığa gömmeliyiz. Onların geleceğini ve saltanatını korumaları için değil, kendi geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini korumak için, daha saygın ve sağlıklı bir yaşam için referandumda hayır oyu kullanalım ve yarınlarımıza sahip çıkalım. Sizlere verdiğim sözü tutmaya devam edeceğim ve size hükmetmek için değil, size hizmet etmek için, bu şerefli görevi yürüteceğim.”


Ardından Tez-Koop-İş Genel Başkanı Gürsel Doğru ise, konuşmasına ülkede meydana gelen kazalarda hayatını kaybeden işçileri anarak başladı. Doğru, konuşmasında, işçi sağlığı ve güvenliği konusuna geniş kapsamlı değinerek şöyle konuştu;

 

“BU ANAYASA ARTIK YAMALI BİR BOHÇAYA DÖNDܔ

“Bizim işçi tarihimiz maalesef iş kazlarıyla dolu. Hükümetin kalıcı önlemler alması, iş güvenliği ile ilgili esas ve çağdaş önlemlerin yoksa ulusal standartlara göre önlem alınması gerekiyor. İş kazalarının önüne geçilmesi için sendikalarca sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalışmaların ortadan kaldırılması gerekiyor. İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeni düzenlemeler getiriliyor. Geniş kapsamlı bir çalışma olacak. İşçilerin bu tür bir kaza ya da herhangi bir iş güvencesine karşı tehlike arz ettiği zaman ve işçiye gelebilecek bir tehlike arz ettiği anda işçinin işyerinde çalışmama hakkı gündeme getiriliyor. Ya aç kalacaksın, ya öleceksin, size getirilen seçenek bu, bunu onaylatmaya çalışıyorlar. İş kazaları Türkiye’nin kaderi olmamalı. 12 Eylül, hepimizin zihinlerinde yer eden ve birçoğumuzun gençliğini elinden alan kara bir dönemdir. Bugün, kimine göre kardeş kavgası, sağ-sol çatışması olduğu bir ortamda askerlerin postallarıyla geldiği her şeyi sütliman ettiği bir gün olsa da aslında Türkiye’de yükselen toplumsal muhalefeti ve bir darbe ve kara gündür. Herkesin anılarına bir kara gün olarak yer etmiş bir gündür. Kazanılmış hakların yok edildiği özellikle işçilerin haklarının yok edildiği bir kara gündür. Anayasalar, hukuk bunların hepsi bir üst yapı kuruludur. 12 Eylül Anayasası o günkü sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermek için birçok metini anayasa maddesi olarak karşımıza çıkarttı. Anayasanın değiştirilmesine hepimiz ittifak ediyoruz. 1986’dan bu yana anayasa 17 kez değiştirildi. Bu anayasa artık yamalı bir bohçaya dönüştü. Teşvik etmede de bir bütünlük arz etmiyor. 12 Eylül Anayasası ortadan kaldırılmalı, demokratik ve sosyal ve bir anayasaya ihtiyacımız var. Ancak bir taraftan askeri detaya inen anayasayı kaldıralım derken yeni bir anayasayla kendi vesayetini sunmaya, sivil bir kimlikle 12 Eylül’ün devamı olan bir anayasayı uygulamaya sokan bir anlayışa karşı duracağız. Tez-Koop-İş Sendikası’nın genel kurulunun hayırlı olmasını diliyorum. Sendikamız amacına ulaşmak için mücadeleye devam edecek.”

GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu da, konuşmasına, ülkenin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek başladı. Muslu, konuşmasına şöyle devam etti;  

 

“SATA SATA KURUMLARI ELDEN ÇIKARTTIK”

“Çalışma hayatının önündeki engeller sıkıntılar sürekli artarak devam ediyor. Bizler sendikalar olarak mutlaka bu sıkıntıların önünde durarak birlik ve beraber hareket etmek durumundayız. 90’lı yıllardan geldiğimiz bugünlerde geriye dönüp bakıyoruz, kamu kurumları tamamen tasfiye edildi. Önce zarar edenler, arkasından kar edenler de satıldı. 90’lı yıllardan bugüne ülkede sata sata kurum ve kuruluşları elden çıkarttık. Bir başka konu ise, ülkemizde 12 Eylül’ü o kötü günleri şahsım olarak yaşadım. Bugünlerde yine ‘evet’ ve ‘hayır’ ile toplumu bölmeye çalışıyorlar. Kutuplaşma hat safhada, Dörtyol ve Bursa’da yaşanan olaylar tasvip ettiğimiz olaylar değil. Bunlar dış güçlerin uzantısı, ülkeyi bölmek için oynanan oyunlar. Bu oyunlara ülke olarak gelmeyiz. Anayasa değişikliğini tabii ki biz de istiyoruz. 1980 Anayasası’na hayır oyu verenlerden biriyim. Değiştirilecek maddeler arasında örgütlenmenin önündeki engeller, çalışma hayatının önündeki engeller, dokunulmazlık ile çalışmaları yok. GMİS 1946’da sosyal demokrat bir düşünceyle kuruldu. 9 Ağustos 2010 tarihinde Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun toplantısı var. Bu toplantıda yeni anayasa değişikliği görüşülecek. Bu toplantıdan ‘hayır’ı çıkartmak için uğraşacağımızı buradan belirtirim. TTK’nın sorunları ve sıkıntıları var. Karadon üretim bölgemizde meydana gelen grizu faciasında genel müdüründen yerin beş yüz metre altında çalışan işçisine kadar çaba sarf ettik. 30 işçimizin orada göz göre göre davetiye çıkartılarak ölüme gitmeleri kabul edilebilir değil. Kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

KESK adına konuşan Haber-Sen İl Temsilcisi İsmail Yıldız, 8 yıllık iktidarın yaptıklarının ortada olduğunu belirterek şöyle konuştu;

 

“İKİ KERE ‘HAYIR’ DİYECEĞİM”

“Ben özelleştirilen bir kurumda çalışıyorum. IMF’nin emriyle bir yıllığına bu grubu sattılar. AKP’nin en güzel becerdiği işlerden birisi de bu. Biz KESK Şubeler Platformu olarak bu ülkede bedel ödedik. Ama ne yazık ki, bugünlerde 12 Eylül’de anayasa oylaması var. Öncelikle benim oyum, bir kere hayır değil, iki kere hayır olacak. Nedeni ise; kölelik yasalarına hayır, Fiskobirlik’te 4 aydır ücret alamayan ve evine ekmek götüremeyen işçiler için, yeraltında hayatını kaybeden madenciler için hayır diyorum. Bu ülkede faili meçhullerde öldürülenler, emeğe düşman iktidarın uygulamaları için hayır diyorum. Ülkede yer altında kefensiz yatan iki maden emekçisi var. Bu kader değil, bu bir iş cinayetidir. Ben bir kamu çalışanıyım. 1-15 Ağustos tarihleri arasında toplu sözleşme adı altında uyduruk bir yasayla idare ediyoruz. 12 Eylül’ün devamı olan bir anayasayı bize dayatıyorlar. Çocuklarımızın geleceği için biz buna hayır diyeceğiz.”

Konuşmaların ardından tek liste ile gidilen genel kurulda seçimler yapıldı. Oylama sonunda Tez-Koop-İş Sendikası Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Sedat Ölmez, Şerif Taşören, Mustafa Avcı, Hüseyin Boran, Nilüfer Süslen, Ekrem Yılmaz, Murat Arslan, Fatih Cevizdibi ve Gülşah Çimen.

Denetim Kurulu ise, Reşat Can, Birol Oruç ve Hasan Çakmakçı seçildi.