Kdz. Ereğli Milli Eğitim Şube Müdürü Ayhan Direk'i Eğitim-İş Sendikası Zonguldak İl Temsilcisi Metin Kahveci, Kdz.Ereğli İlçe Temsilcisi Cengiz Başaran ve yönetici Muammer Kural ziyaret etti.

 

Şube Müdürü Ayhan Direk'in 2004 yılında 76. Madde gereğince nasibini aldığını, suçunun ise Milli Eğitime başarılı hizmetler yapmak ve AKP'li olmaması olduğunu belirten Eğitim İş Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Arkadaşımız sürgün edildikten sonra yılmadı Danıştay Dava İdareler Genel Kuruluna giderek zafer kazandı dedi.

AKP'li yönetim anlayışının ne kadar insafsız olduğunun altını çizen Kahveci, hukuk mücadelesini kazanan Ayhan Direk'i tebrik ederek şunları söyledi:

 

76. MADDEDEN NASİBİNİ ALDI

Bilindiği üzere AKP iş başına geldiği günden beri özellikle devlette dönen rantın yandaşlarına paylaştırılmasında, yargının ele geçirilmesinde ve kadrolaşmanın kendi ideolojik adamlarına paylaştırılmasında cumhuriyet tarihinin görülmez kıyımlarını yapmıştır.  Özellikle devlet kadrolarında çalışan ve AKP'ye hizmet etmeyen yada kendi siyasetiyle örtüşmeyen insanları eften püften sebeplerle görevlerinden alınmış yada sürülmüştür. Cumhuriyet tarihinde eşine hiç daha rastlanmayan en alt kademede çalışan odacıları ve müstahdemleri bile icazet yoluyla ayrıştırması tarihimizde kara bir lekedir. Ülkemizde devlet memurluğunda sürgünler ve kıyımlar yapılırken bunlardan biri ve üyemiz olan Ereğli Milli Eğitim ŞB MD Ayhan Direk'te 2004 yılında 76. madde gereğince nasibini almıştır. Suçu ise açık ve net söylersek Milli Eğitime başarılı hizmetler yapmak ve AKP'li olmamasından kaynaklanmaktadır.  Arkadaşımız görevden alındıktan sonra yürütmeyi durdurma ve iptal davası açmış, bu davalarda olumlu sonuç alamadıktan sonra Danıştay'a yürütmeyi durdurma davası açmış bu dava da olumlu sonuçlanmamıştır. Arkadaşımız yılmıyor Danıştay' a iptal davası açıyor dava kazanılıyor. Valilik bu karara itiraz ediyor Danıştay reddediyor.  İdare (valilik ) Bölge İdare Mahkemesinin kararında ısrar ediyor. Tabii bu arada arkadaşımız sürgün ediliyor.  

 

7 YILLIK MÜCADELE

Arkadaşımız yine yılmıyor Danıştay Dava İdareler Genel Kuruluna gidiyor ve zafer kazanılıyor.  7 Yılı geçen hukuk mücadelesi sonrasında arkadaşımız Akçakoca'dan tekrar 2011 yılında eski görevine başlıyor. Sürgün ve dava hayatı yaklaşık 7 yılı geçiyor. Bu süre içerisinde arkadaşımıza yapılan hoşgörüsüzlükler, hele annesi çok hasta olmasına rağmen izin verilmemeler, çok yakınlarının cenazesine dahi izin problemlerinin yaratılması, horlanması sözde Müslüman ama özde Müslüman olmayan AKP'li yönetim anlayışının ne kadar insafsız, ne kadar zalim olduğu görülmektedir.  Arkadaşımıza yaptırılan bu işkenceler insanlıktan nasibini almayan kişiler olduğu gibi kıblesini kuzeye çevirenlerdir. Müslüman olan bir kişi meslektaşının annesinin ağır hasta olmasına ve arkadaşlarının cenazesine gitmesine hangi vicdanla izin veremez? Müslümanlığın neresinde var bu zalimlik? Bu işkenceyi yaptıranlar hangi vicdanla kıbleye dönerek namaz kılarlar?  Müslümanlığın neresinde var bir Müslüman'a azap çektirme?  Sözde bunlar Müslüman olacaklar. Bunlar Müslüman değil iyi bir işkencecidirler.  Bu 7 yıllık azap çektirmeyi kâfirler bile yaptıramaz.

 

AZAP ÇEKTİRMEK NİYE?

Arkadaşımız görevine başladığı günden beri Ereğli Milli Eğitimdeki kendi alanındaki birçok sorunları anında çözmüş.  Bunu herkes açık ve net görüyor ve söylüyorlar. Öyleyse başarılı bir insana azap çektirmek, görevden almak ve sürgün etmek neden? Bundan da anlaşılıyor ki AKP'nin Milli Eğitimde başarılı insanlara değil kendi yandaşlarına ihtiyacı vardır. Memleketin ilerlemesini onlar için önemli olmadığı gibi çağdaş medeniyetler seviyesine gelme diye bir dertleri yokmuş. Yeter ki para gelsin, yeter ki bizim adamlar belirli yerlere gelsin, her şey bizim olsun, ülke bölünmüş, binlerce fakir halk çocukları AKP'nin BOP eş başkanlığında kötü emellere hizmet etme uğruna şehit olmuş,  PKK ile mücadelede 450 milyar dolar harcanmış, yer altı ve yer üstü kaynakları ve topraklarımızı kâfirler almış çok ta önemli değil AKP'nin yönetim anlayışı için.

 

İHANET MANZARALARI

Ülkemizde kıyım, sürgün, soygun manzaralarına alışmışken kim bilir başka hangi ihanet manzaralarla karşılaşacağız. Bunları da hiçbir şey olmadan yutturmaya çalışırlarsa buna da hiç kimse şaşırmasın diyoruz. Sonuç olarak arkadaşımıza yapılacak idari bir baskı karşısında her zaman yanında duracağımızı, olayların takipçisi olacağımızı belirtirken onur mücadelesi veren Ayhan Direk'i takdir ve tebrik ederken arkadaşımıza yapılacak her hangi bir art niyetli girişimlerin Eğitim İş'e yapılmış olarak sayılacağını kamuoyuna saygıyla duyurulur.