KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz,  sendika binasında basın toplantısı düzenleyerek, 17 Nisan 2010 Cumartesi günü Ankara'da yapacakları miting ile ilgili açıklama yaptı.
İstanbul ve Şanlıurfa olmak üzere iki koldan yapacakları Ankara yürüyüşü ile demokratik, kamusal, parasız, nitelikli eğitim, örgütlü, güvenceli çalışma hakkı ve demokratik yaşam taleplerini haykıracaklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"KRİZİN YIKICI ETKİLERİ HER
GEÇEN GÜN AĞIRLAŞIYOR"
"Ülkemizde işsizlik ve yoksulluk her geçen gün derinleşiyor, işten atmalar tüm hızıyla sürüyor. Emekçiler işten atılma kaygısıyla çalışıyor, ücretleri düşürülüyor, demokratik haklarını kullanmaları engelleniyor. Kriz, işsizlik ve yoksullukla birlikte, başta yoksul emekçi aileleri olmak üzere, geniş toplum kesimlerini her yönden etkilemeye devam ediyor. Krizin yıkıcı etkileri her geçen gün daha da ağırlaşırken, emekçilerin sırtındaki yük gün geçtikçe artıyor. Bu süreçte tüm halk kitlelerini ilgilendiren parasız eğitim ve sağlık hakkı gibi kazanılmış haklarımızın önemli bir bölümü hedef haline getirildi, demokratik, kamusal, nitelikli ve parasız eğitim hakkı talebimize karşın eğitimde ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları arttırıldı. AKP, özellikle emekçilerin çalışma yaşamına yönelik olarak gündeme getirdiği yasal düzenlemeler ve fiili uygulamalarla çalışma ilişkilerini esnekleştirdi, kamu istihdamını parçalayarak esnek ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırıcı uygulamalar içine girdi. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, eğitim ve sağlık kurumlarında 4/C ve taşeron istihdamı gibi esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri her geçen gün yaygınlaşıyor. Esnek istihdam uygulamaları, diğer pek çok neden gibi eğitimin niteliğini ve işleyişini olumsuz etkiliyor."
"KAZANIMLARIMIZA SAHİP
ÇIKMAK İÇİN ALANLARDAYIZ"
"Yıllardır uygulanan özelleştirme politikalarıyla kamuya ait işletmeler haraç-mezat elden çıkarılırken, kamu hizmetleri adım, adım ticarileştirilmiş katkı payı, katılım ücreti vb adlar altında halkın kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkı elinden alındı. Son olarak Tekel işçilerinin mücadelesine de konu olduğu gibi işçi ve emekçiler ya kazanılmış haklarından vazgeçmeye ya da işsiz kalmaya zorlanıyor. Böylesine kritik bir dönemde emekçilerin işine, ekmeğine ve geleceğine sahip çıkması önemli... Bizler eğitim ve bilim emekçileri, bu tehlikeli gidişin karşısında taleplerimizi yüksek sesle dillendirmek ve kazanımlarımıza sahip çıkmak için bu hafta alanlarda olacağız. İşçilerin ve kamu emekçilerinin birleşik mücadelesinin ancak işyerlerinde ve alanlarda örgütlenebileceğine olan inancımızla 14 Nisan'da İstanbul ve Şanlıurfa'dan başlayarak iki koldan Ankara yürüyüşü gerçekleştirecek ve 17 Nisan 2010 Cumartesi günü 'Demokratik, Kamusal, Parasız, Nitelikli Eğitim; Örgütlü, Güvenceli Çalışma Hakkı ve Demokratik Yaşam" taleplerimizin arkasında olduğumuzu göstermek için Ankara'da olacağız."
"GELECEĞİMİZ İÇİN
MÜCADELE  DEVAM EDECEĞİZ"
 "5 Nisan'dan itibaren işyerlerimizde ekonomik,  özlük ve demokratik taleplerimizi ifade eden imza kampanyalarının yanı sıra; eğitim hakkı, insanca çalışma ve yaşama hakkına yönelik taleplerimizi velilerimiz ve halkımızla paylaşmak ve mücadelemizi onlarla birlikte yürütmek amacıyla tüm il ve ilçelerde merkezi alanlarda kamuoyu oluşturmak amacıyla stantlar açıp, Başbakanlığa hitaben imzalar toplamaya başladık. Topladığımız imzaları, basın açıklamamızın ardından Başbakanlığa ve Milli Eğitim Bakanlığına posta yoluyla gönderiyoruz. Tüm eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi, eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kamu hizmetlerinde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarına son verilmesi, herkesin kadrolu ve güvenceli istihdam edilmesi talebimize destek vermesi için sesimize ses vermeye, kendimizin ve çocuklarımızın geleceği için birlikte, omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz."