Zonguldak'ta, Atatürk ve Cumhuriyet'in anlatıldığı bir konferans düzenlendi.

Bülent Ecevit Üniversitesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efiloğlu tarafından, Cumhuriyetin 89. Yılı çerçevesinde Cumhuriye-timizin 89. Yıldönümü Kutlanırken konulu bir konferans verildi. Tahir Karauğuz Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta, Atatürk'ün hayatı ve Milli Mücadele yılları anlatıldı. Sevr Antlaşması'nın önemine değinen Efiloğlu, şöyle konuştu: Sevr'i çok iyi bilmemiz lazım. Milli Mücadele başarıyla sonuçlanmasaydı, Mustafa Kemal ve arkadaşları başarılı olmasalardı bu anlaşma yürürlüğe girecekti. Sevr Antlaşması, Anadolu'nun Yunanlılar, Ermeniler, İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar arasında paylaşılmasını öngörüyordu. Bize Anadolu'da çok dar bir alanda yaşama hakkı veriliyordu. Birçok konuda egemenlik ve bağımsızlığımız elimizden alınmış durumdaydı. Askeri olarak o kadar zayıf duruma düşürülüyorduk ki, Anadolu'da azınlıklar tarafından kurulacak devletlere karşı bile savunmasız kalmamıza ve onlar tarafından yıkılmamıza zemin hazırlanmaktaydı. İşte Milli Mücadele'nin başarıyla sonuçlanması ve Lozan Antlaşmasının imzalanması, Sevr ile elimizden alınmak istenen topraklarımızı ve bu topraklar üzerindeki egemenlik haklarımızı ve bağımsızlığımızı bize tekrar kazandırdı.
Konuşmasının sonunda salonda bulunan öğrencilere seslenen Efiloğlu, şunları söyledi: Burayı dolduran gençlerle alakalı, Atatürk'ün gençliğe verdiği önem konusunda da birkaç söz söylemek isterim. Çünkü Mustafa Kemal, En Büyük Eserim dediği Cumhuriyeti gençlere armağan etmiştir.
Hepimizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün Türk tarihinde çok özel, kendi dönemine olduğu kadar sonrasına da damgasını vuran, çığır açıcı bir yeri vardır. Ulu Önder'e Türk tarihi içinde son derece seçkin bir yer sağlayan hizmetlerin en başta geleni hiç şüphesiz vatan kurtaran bir kahraman olmasıdır.
Onun manevi mirasçıları olarak, fikri hür, irfanı hür neslimizle, Atatürk'ü ve yaptıklarını daha iyi anlayarak Benim En Büyük Eserim dediği laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni daha ileriye taşımanın birinci vazifemiz olduğunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir.
Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki bu vatan, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi çok büyük fedakarlıklarla kazanılmıştır.
Bu büyük başarının arkasında bize bugünü rahat nefes alma imkanı veren binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı olduğu unutulmamalıdır.