Eğitim-İş Kdz.Ereğli Temsilcisi Cengiz Başaran, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda değişiklik yapılmasını öngören taslak metninin ortaya çıktığını, taslak ile istibdat rejimi kurma hevesi ve arayışından taviz vermeyen AKP Hükümetinin, yine şaşırtmayarak korkuyu devletin her kademesine yayma iradesini ortaya koyduğunu söyledi. AKP'nin kendisine yandaşlık yapmayan milyonlarca kamu çalışanını mevcut kanun ile yeterince hizaya getiremediğini düşündüğünü, değişiklik taslağı ile adeta "iktidara kırbaç yaratma" hedefine yoğunlaştığına dikkati çeken Başaran, devlet memurlarına uygulanacak yaptırımları ağırlaştıran, memurların kazanılmış haklarını hiçe sayan ve baskıyı en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan bu değişikliklerin kabul edilemeyeceğini söyledi. Söz konusu değişikliklerin yasalaşması, ülkeyi faşist devlet modeline bir adım daha yaklaştıracağını belirten Başaran açıklamasında, "Bu yasa taslağı, AKP hükümetinin kendi kadrolaşmasını pekiştirme, esnek çalışma ve performansa dayalı değerlendirme ile kamu çalışanlarını hizaya getirme,  sözleşmeli çalıştırmayı yaygınlaştırıp iş güvencesini de yok ederek devlet memurlarını kapıkulu yapma, köleleştirme operasyonundan başka hiçbir anlam taşımamaktadır. AKP iktidarı, çalışanların gözünü doğum ve ölüm izinleriyle, yıllık 122 liralık kıytırık ve komik toplu görüşme ikramiyesiyle boyayarak iş güvencesini elinden almak istemektedir. Yine bu yasal düzenlemeyle çalışanlar, komplolara karşı korumasız ve güvencesiz bırakılmaktadır. Kamu çalışanları ithal üst yöneticilerin ve AKP yöneticilerinin iki dudağı arasına sıkışmış, onların ağzına ve gözüne bakan, kişiliksiz, özgüveni olmayan kişiler haline sokulmak isteniyor. Kısacası AKP kendi memurunu yaratmak istiyor. Bu taslakla AKP iktidarı kılık-kıyafet konusunu da suç olmaktan çıkarıp daha önce Anayasa Mahkeme-sinden geri dönen türban yasasını devreye sokmaya çalışıyor. Her zaman olduğu gibi hukuku arkadan dolanma marifetini sergiliyor. Kılık-kıyafette de bir disiplinsizlik, bir curcuna dönemi başlatılmak isteniyor. 657 sayılı yasadaki değişikliklerle devlet adeta özelleştirilmekte, devlet kurumları ticarileştirilmektedir. Özel sektörden ithal edilen üst düzey yöneticiler (CEOLAR) ile kurumlar kar ve kazanç sağlayan ticari işletmelere dönüştürülmek istenmektedir. Artık yurttaş devletinden hizmet alan değil, müşteri olarak görülecektir. Sosyal devlet böylece ortadan kaldırılacaktır. Bu tür uygulamalarla Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkeleri ve nitelikleri birer birer ortadan kaldırılmaktadır. Bu taslak, bu haliyle esnek çalışmayı ve performansı öne çıkaran, özelleştirmeci ve iş güvencesini ortadan kaldıran, çalışanların üzerinde sürgünleri, baskıları artırarak korkuyu ve sindirmeyi amaçlayan, çalışanın psikolojisini, motivasyonunu bozan, verimliliği ortadan kaldıran hiç de demokratik olmayan, Demokrasinin kılıcı gibi hep çalışanın üstünde sallanıp duran bir yasal düzenlemedir. Sonuç olarak eleştirilen hükümlerin yasalaşması, iktidara, devlet memurlarının kazanılmış haklarını bertaraf edebileceği, memuriyet güvencesini hiçe sayacak, kamu personeli üzerinde ölçüsüz bir baskı kurabileceği uygulamaları gerçekleştirmeye yasal bir zemin olanağı bulmasını sağlayacaktır. Düzenleme bu haliyle AKP hükümetinin mevcut milyonlarca devlet memuruyla istediği gibi oynayabileceği KURŞUN ASKER haline getirme, kendi memurunu yaratma çabasını gerçekleştirmeye yöneliktir. Anlatılan bu gerekçeler ışığında ortaya konan taslağın kabul edilmesi söz konusu değildir. Eğitim-İş olarak; AKP hükümetini bu ucube taslağı geri çekmeye çağırıyoruz. Tüm sendikaları ve konfederasyonları da iş güvencemize, haklarımıza sahip çıkma mücadelesi için birlik ve dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz" dedi.