Öğrenci velilerinin karnesi zayıf olan çocuklarına hoşgörü ile yaklaşmaları gerektiğini belirten Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, “Karnesindeki başarısı için öğrenciler tebrik edilmeli, takdir edilmeli, fakat tamamen maddi nitelikli ödüller verilmemelidir. Benzer bir şekilde başarısız karne getiren öğrenciler kesinlikle cezalandırılmamalı, başarısızlığın nedenleri sorgulanmalıdır” dedi.

2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk yarısı sona ererken, Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, yarıyıl tatilinde karnesinde kötü not bulunan öğrencilere karşı velileri uyardı. Karnesinde düşük ya da zayıf notu bulunan öğrencilerin velilerinin sağduyulu davranmaları gerektiğine dikkat çeken Akyol; "Veliler çocuğun üstüne gitmemelidir. Gereksiz telkinler çocuğu okuldan ve dersten soğutabilir. Bunun yerine öğretmen veli işbirliği içinde olmalı ve çocuğun başarısız olmasına neden olan faktörleri ortadan kaldırmak için çalışmalılar" dedi.
SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR
Akyol açıklamasında şöyle dedi: “Her yıl büyük umutlarla başladığımız bir eğitim-öğretim yılının daha ilk yarısını bitirdik. Milyonlarca çocuk ve gencimiz karne aldı. Bazı öğrencilerin karneleri bekledikleri gibi olurken, bazı öğrencilerin karnelerinde kırıklar olacak. Bu noktada özellikle geçtiğimiz yıllarda ‘zayıf karne’ yüzünden yaşanan üzücü olayların önüne geçmek için öğrenci velilerine önemli sorumluluklar düşüyor. Eğitim-Sen olarak, karne alan öğrencilere ve onların velilerine önerilerimiz; öncelikle dönem sonunda alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı sıra, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun kötü bir karnesi olabilir, ama tek başına karne notu çocuğunuzun başarısız olduğu anlamına gelmez. Çocuğunuzun karnesi, onun kişiliğinin göstergesi değil, okul başarısının göstergesidir. Velilerin bu durumu göz önüne almaları gerekir.  Karne notları, öğrenciler ve veliler açısından bir "ölüm-kalım" meselesi olarak görülmemelidir.  Öğrencinin başarısında ailenin ve sosyal çevrenin önemli bir yeri vardır.
OLUMSUZ ETKİLER
Aile içi ilişkilerin sağlıklı olduğu ve çocuğun kendini geliştirmenin desteklendiği bir ailede başarı oranı daha yüksek olur. Veliler çocuklarını mümkün olduğunca başka çocuklarla kıyaslamamalıdır. Bu durum onların özgüvenini ve benlik algısını olumsuz etkiler. Çocukların psikolojisi bu durumdan olumsuz etkilenir. Karnesindeki başarısı için öğrenciler tebrik edilmeli, takdir edilmeli, fakat tamamen maddi nitelikli ödüller verilmemelidir.
Benzer bir şekilde başarısız karne getiren öğrenciler kesinlikle cezalandırılmamalı, başarısızlığın nedenleri sorgulanmalıdır. Her başarısızlık yeniden değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de öğrencinin eksiklerini görmesini, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmasını sağlayarak sonuçta başarıya ulaşmayı sağlar. Eğer eksikler görülemezse, tekrar aynı durumla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.
Derslerinde başarılı olan öğrenciler ile başarısız olan öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalar, başarılı öğrencilerin başarılarından dolayı kendilerini sorumlu hissettikleri, başarısız olan öğrencilerin ise sorumluluğu kendi dışlarında aradıklarını göstermiştir.
Son olarak şu temel gerçek unutulmamalıdır ki alınan karne notlarının telafisi her zaman mümkündür. Önemli olan, karnesi zayıf olan çocuğa hoşgörü ve sevgiyle yaklaşmaktır.”