Saltukova Belediye Başkanı Adil Düzlü, TTK Karadon Müessese Müdürlüğü'nde 17 Mayıs'ta meydana gelen kazada hala göçük altından çıkarılamayan iki işçi ile ilgili TTK'nın yeterli çalışma yapmadığını belirtti. Başkan Düzlü, TTK'nın başarısız olduğunu ve Bakanlar da dahil olmak üzere yanlış bilgilendirmeler yapıldığını öne sürdü.
Düzlü, açıklamasında şunları söyledi;
"Mayıs ayında yaşadığımız maden kazasında 30 madencimiz şehit oldu. 28 arkadaşımıza ulaşılmasına rağmen iki madenci arkadaşımıza ulaşılamadı. Bu madenciler Saltukova'da ikamet eden madenciler ve benim komşularım olur. Bu olay bizi derinden üzdü. Herhangi iş kolunda olursa olsun, iş kazası yaşanmasını istemiyoruz. Hele ki, ölümlü sonuçlar doğurması daha da üzüyor. İş kazasının dışında bizi üzen gelişmeler oldu. Kaza olduktan sonra bu kuyudaki işlerin bakım ve onarımı, madencilerin kurtarma çalışmaları bizlere söylendi. Bu kapsam da kuyunun yapımcısı olan firmanın yabancı Çin menşeli firmanın bu kuyu bakımının daha önceki yapılan sözleşmeler doğrultusunda bakımını üstleneceği söylendi. Bu süre zarfında cenazeler çıkarıldıktan sonra toplam 150 günlük bir süreç vardı. Bu süreç içerisinde bulunamayan iki madencinin bulunmasıyla ilgili TTK hiçbir çalışma içine girmedi. Kuyunun bakım ve onarımının yapılması ayrı bir faaliyet, işçilerin kuyudan kurtarılması ise ayrı bir faaliyettir. Eğer kuyunun bakımı o kadar süre uzayacaksa başka alternatif yoluna, konumunda uzmanlaşmış olan TTK gibi övündüğümüz bir kurumun bununla ilgili mutlaka bir tedbiri olması gerekirdi. Ben olduğuna da inanıyorum, ama harekete geçiremediğinin zannediyorum. Yapılan açıklamalarda TTK Genel Müdürü Burhan İnan ve yetkililerle bu konu ile zaman zaman görüşmelerim oldu. Yeraltında kalan madencilerimizin eşlerini, ana ve babalarını aldım TTK Genel Müdürümüzün yanına götürdüm."
"YAPILACAK ŞEY SADECE KANALDAKİ SUYU BOŞALTMAK"
"Sürekli bunlarla görüşmelerimiz oldu. Bugüne kadar, 'malzeme gelecek, adam gelecek' diye oyalandık. Neticede geldiğimiz noktaya baktık ki, yeni bir ihaleden bahsediliyor. İnşallah ihale kısa zamanda sonuçlanır. Şimdi akıllara gelen şu; Şili'deki kaza olsun, oradaki göçük işçisi nihayetinde madencilerimiz alınan tedbirler sayesinde sağ salim kurtarıldı. Bu madencilik açısından gerçekten sevindirici bir haber. Oradaki işçilerimizin yeraltında sığınakları yapılmış, gerekli tedbirleri alınmış. Bizim ocaklarımızda da bu türden olmasa bile sığınaklar olduğunu biliyoruz. Zaman zaman işçilerimiz kurtarılıyor. İşin ilginç tarafı şu; nihayetinde yaklaşık aynı mesafe, 700 küsur metrelik bir yol. Bu geçen süre zarfında 2-3 ay gibi çok kısa bir süre zarfında yeni bir tüp geçit açıldı. Çelik borularla donanımı yapıldı. Bu tüp geçidin içinde çalışacak asansör şeklinde çalışan bir tüp aletle işçilerin hepsi kurtarıldı. Burada söz konusu olan 700-800 metreye bir yol açılması ve bu yoldan işçilerin alınmasıydı. Bizim buradaki kaza ile Şili'deki kaza farklı, bizim kazamız patlamalı yangınlı bir kaza idi. Şili'deki kaza ise tamamen göçük oluşması sonucunda oldu. Oradaki işçiler sığınıklara girdiler. Bizim kazamız da ölümle sonuçlandı. Ama benim özellikle üzerinde durmak istediğim konu şu; olmayan bir yere 700 veya 800 metre kanal açılıyor. Ama bizde mevcutta olan bir çukura düşmediler mi? Yeterli kanal açmaya gerek yok. Yapılacak olan şey sadece kanalın içindeki suyu boşaltmak olacaktı. TTK, ülkemizdeki başta maden kazaları olmak üzere bu tür göçükler dahil olmak üzere her türlü aktivitenin içinde önemli rol oynayan güvenilen bir kurumdur."
"TTK'YA OLAN GÜVEN VE İNANÇ AZALIYOR"
"Kazalara giderek arama kurtarma çalışmalarında bulunan ve sonuç alabilen bir kurum, ama bugün geldiğimiz noktada biz TTK'nın adeta konumunu zayıflatacak bir şekilde faaliyette bulunuyor. Nedir bu faaliyet; kurumun kendi gücü varken bu harekete geçilmiyor. Ama tam tersine ne yapıyoruz ki; başka menşeli, ihale yoluyla ve ya kurum dışında bir şeklide giderilmesine uğraşıyoruz. Biz kurum dışından giderilmesine karşı değilim. Ama artık 5-6 ay geçmiş, insanlar perişan, hazır olan bir çukurun içerisinde yakınları var. Şili'de olmayan yol açılıyor, bu olmayan yol güvenli hale getiriliyor. Güvenli bir şekilde bu işçiler dışarı çıkarılıyor. Biz hazır olan yolda çukurun içindeki işçileri niye dışarı alamıyoruz. Bana göre burada bir ihmal var. Tamamen TTK'nın yöneticileri şu anda, 'Bu bizim sırtımızdan gitsin, bu ihaleyi yapalım. Ondan sonra gelecek olan firma bu işçileri çıkartsın' diye düşünüyorlar. AKP İl Başkanımız da, TTK Genel Müdürü'nün başarısız olduğunu deklare ederek, bana göre Genel Müdür'ün istifasını istedi. Ben de aynı şeyi açıkça söylüyorum. TTK, bu konuda başarısızdır. Kendi kaynaklarını, kurumun kendi iç yeteneklerini harekete geçirmediği için bana göre hata yapıyorlar. Aileyi rahatlatmak, kamuoyunu rahatlatmak her şeyden önce yerin altında çalışan binlerce madenciyi rahatlatmak uğruna kendi kapasitesiyle, kendi gücüyle her ne kadar içerideki arkadaşlarımız ölü de olsalar bu faaliyetleri hızlandırmaları gerekiyor. Bana göre kuruma olan inanç azalıyor. Kuruma olan güven kaybediliyor. Bununla ilgili de başta Bakanımız olmak üzere bilgilendirme hataları yapılıyor. Kuyunun faaliyete geçmesi için bakım ve onarım işi ayrı, bu kuyudan işçilerimizin naaşlarının dışarıya çıkarılması ayrı bir iştir. Bu mesele bu konuma getirilmemeliydi."