Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Kaymakçı, kömür üretimiyle ilgili açıklamalarda bulundu

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, kömür üretimini artıracak yöntemlerin geliştirilmesi ve kömür damarlarının üretilmesi için başta üretime yönelik yatırımların yapılması gerektiğini, sonra da işçi alınmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. TTK yönetimlerinin siyasilere bağlı olduğunu söyleyen Kaymakçı, TTK'nın siyasilerin arpalığı gibi görüldüğünü ifade ederek şunları söyledi;
Bizim bölgemizdeki kömür damarlarının yapısı mekanizasyona uygun değil… Makineyle kömür üretip batılılaşmış bir tahkimat sistemini bu bölgede uygulamak çok zor… Damarların süreksizliği, jeolojik arızalar bunu engelleyen faktörler oluyor. Dolayısıyla bu bölgedeki kömür damarlarını üretmek için emek yoğun bir teknolojiyi uyguluyoruz. Bu nedenle kömür üretiminde üretime yönelik ne kadar çok işçi alırsanız, üretim o ölçüde artar. Maalesef bu yönde bir girişim yok, zaman zaman kurumun genel müdürü olsun, yönetim kademesi olsun söylüyor, ama işçi alımı siyasilerin iki dudağının arasındadır. Üretimi artıracak yöntemlerin geliştirilmesi dolayısıyla bu bölgedeki kömür damarlarının üretilmesi için başta üretime yönelik yatırımların yapılması gerekiyor. Yeraltında gerekli hazırlıkların yapılması, sonra da işçi alınması gerekiyor. Ondan sonra ancak kömür üretimini artırabiliriz. Tabi yönetimden kaynaklanan sıkıntılar da olabilir. Bizim ülkemizde ve dünyada uygulanan sistemde kapitalist bir sistem var. Burada biz ne kadar meslek odası olarak, 'işçi alınsın, teknik eleman alınsın, üretim artırılsın' desek de, ülkemizin içinde bulunduğu sistemi görüyorsunuz.
TTK yönetiminin norm kadro uygulamasını ilginç bulduğunu ifade eden Kaymakçı, şunları söyledi;

SİYASİ İKTİDAR KADROLARA KENDİ GİBİ DÜŞÜNEN VE YAŞAYAN İNSANLARIN ATANMASI İÇİN UĞRAŞIYOR

Tutturmuşlar, 'norm kadro, performansa dayalı' üretim diye, bunlara inanmak da mümkün değil… Kim kimi performe edecek? Kimin çalışmasını, kim belirleyecek, kim ölçecek? Belli bir süre sonra onda da yozlaşma başlayacak. Adamını bulan daha fazla performans göstermiş gibi gösterecek kendini… Bu çalışma barışını da bozacak. Biz de insanlara güven kalmamış. Ne siyasiler çalışanlara güveniyor, ne çalışanlar siyasilere…
Kurumu bu hale getirenler çalışanlar değil, geçmişten günümüze bakıldığında başta kurum yönetimlerinin hataları var. Kurum yönetimleri de siyasilere bağlı, kurumun bu hale gelmesinde siyasilerin parmağı var. TTK, siyasilerin arpalığı gibi görüldü, şimdi de öyle… Bütün kadrolara siyasi iktidar kendi gibi düşünen ve yaşayan insanların atanması için uğraşıyor. Kurum bu kadar yozlaşmış, biz kömürümüzü üretemiyoruz. 'Üretmek için geçmişte işçi aldık, şimdi de aldık. Yatırım artmadı' demek, bu sorundan kaçmak anlamına gelir. Özel sektörde insanlar çalışıyorsa, bu insanlar gökten inmedi ki… İnsanlar özel sektörde nasıl çalışıyorsa, kamu kurumunda da bu insanları çalıştırmak mümkündür. 80 yılından sonra gelen liberal ekonomiler, kapitalizm rüzgarı kurumu bu hale getirdi. Kurumda çalışan insanların ücretleri söz konusu oldu mu, hepsi sendikalı, belli hakları var. İnsanların çalışarak elde ettikleri haklara da göz dikilmiş durumda… Amaç nedir burada, kurum komple özelleştirilsin, ona göre ücret politikası uygulansın. Norm kadroda 12+2 bin işçinin çalışması gerekirken şu anda 11 bin işçi çalışıyor. Üretimin artması için üretime yönelik istihdam politikasının uygulanması gerekli, kömür tüm dünyada altın çağını yaşıyor.

ÜRETİM EKONOMİSİNDEN SADECE TTK DEĞİL, BİZ ÜLKECE VAZGEÇMİŞİZ


Kömür fiyatlarının artışında Çin'in katkısı büyüktür. Büyük ithalatçı, kendisi üretiyor, aynı zamanda da ithal ediyor. Güney Afrika'da da bazı kıpırdanmalar var. Dolayısıyla dünyadaki kömür fiyatları artma pozisyonunda, şu an 420 TL'yi geçti. Bizim de yılda yaklaşık 15 milyon ton kömürü ithal etmemiz söz konusu, aşağı yukarı buna da 2,5-3 milyar dolarlık para veriliyor.
Üretimi ne kadar artırırsak, hem milli servetimizi artırmış olacağız, hem de dışarıya verdiğimiz dövizi de azaltmış olacağız. Ama varsa yoksa kurumu bir şekilde elden çıkartma pahasına yapılan uygulamalar var ve bu uygulamalara katılmak mümkün değil… Üretim ekonomisinden sadece TTK değil, biz ülkece vazgeçmişiz.
Bu da bize kömürle bu şekilde yansıyor. Üretime yönelik bir çalışma yok, varsa yoksa tüketim… Ülkemizin kalkınması için üretmeliyiz. Doğal kaynaklarımızın hiç birini kullanmıyoruz. Burada kömür çok önemli bir malzeme, kömüre yönelik politikalar demek ki değişecek. Özel sektör burada yatırımı yapıyor, çalışma yapıyor. 'Sadece özel sektör olsun, başka hiçbir şey olmasın' demek doğru mantık değil…
Kurumun 150 yıla yakın birikimi ve tecrübesi var. Bunlardan faydalanılsın, bunlar dinlenilsin. Sadece üç beş kişinin verdiği karar dikkate alınırsa böyle olumsuz sonuçlar alınır. İşçi niye çalışmasın, çalışır, sendika da ona göre politikalar uygulasın. Meslek odalarından faydalanılsın, biz ne için buradayız?