?Uzun dönemde bakıldığında buranın üretimini artırması bizim için çok önemli. Çünkü kendi tabii kaynaklarımızı kendimiz değerlendirmiş olacağız?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Amelebirliği'nin 2009 yılı Danışma Kurulu Toplantısı'na katılmak üzere geldiği Zonguldak'ta Genel Maden İşçileri Sen dikası (GMİS) Genel Başkanı Ramis Muslu'yu ziyaret etti. Başkan Muslu, Bakan Dinçer'i Sendika Genel Merkezi önünde çiçeklerle karşıladı, Ziyarette Zonguldak Valisi Erdal Ata, Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen ve Fazlı Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, Zonguldak Belediye Baş
kanı İsmail Eşref, Amelebirliği Başkanı Muzaffer Kalaycıoğlu, AKP İl Başkanı Hamdi Uçar, siyasetçiler, bürok ratlar ile GMİS Genel Merkez ve Şubeler yöneticileri de hazır bulundu. Bakan Din çer'in sendikalarını ziyaretlerinden memmuniyet duyduklarını belirten GMİS Genel Başka nı Ramis Muslu şöyle konuştu; "Genel Maden İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu, Sendikamızın tüm organları ve şahsım adına hoşgeldiniz diyor, saygılarımızı sunuyorum. Sizleri Sen dikamızda görmekten büyük bir mutluluk duyduk. Bizi onurlandırdığınız için teşekkür ediyoruz.

TAŞKÖMÜRÜ VE MADENCİ AKLA GELİYOR
Zonguldak, kömür ile varolmuş bir ildir. Maden ocakları işletmeye açılıp dünyadan ve Türkiye'nin dört bir yanından insanlar bölgemize gelip yerleştikçe ilimiz büyümüş, hem taşkömürü üretimi artmış hem nüfusumuz artmış ve Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından Ankara'dan sonra ikinci olarak il statüsüne yükselmişiz. Bugün Zonguldak denildiğinde taşkömürü ve madenci akla geliyor.

İTHALATINA YILDA 2 MİLYAR DOLAR HARCIYORUZ
Ülke sanayisine hizmet eden maden ocaklarımız Kardemir, Erdemir ve diğer fabrikaların kurulmasıyla ilimizi de bir sanayi şehrine dönüştürmüştür. Yeraltında 1 milyar 300 milyon ton kömür rezervimizin olduğu biliniyor. Ancak yıllık 5 milyon ton üretim kapasitesine sahip olan TTK,  yılda yaklaşık 2 milyon ton üretiyor. Ülkemizin yıllık taşkömürü ihtiyacı ise yaklaşık 20 milyon ton. Yılda yaklaşık 2 milyar doları kömür ithalatına harcamak zorunda kalıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, 2003 yılında yılda 5 milyon ton TTK ve 5 milyon ton özel sektör olmak üzere bölgemizden 10 milyon ton taşkömürü üretmeyi planladı. Ancak bu hedefe ulaşılamadı. Büyük üretim sahalarını ihale ile alan özel sektörün bir kısmı vazgeçerken bir kısmı ise beklenen yatırımları yapamadı. TTK ise son yıllarda ciddi hazırlık çalışmaları yaptı. 2009 yılı başında alınan 3 bin üretim işçisi arkadaşımızın da katılmasıyla hazırlanan sahalarda kömür üretmeye başladık. Önceki yıllarda düşen üretim, çalışmaların ardından artmaya başladı. Diğer yandan da yeraltı hazırlık çalışmaları sürüyor.

916 İŞÇİ TALEBİ HAZİNE'DEN YANIT BEKLİYOR
Üretim işçisi alındı ancak, yeraltındaki yan sanatlarda işçi açığımız var. TTK Yönetim Kurulu, 916 işçi alımı için başvuruda bulundu. TTK'nın yazısına Hazine'den yanıt bekleniyor. Madenci diliyle tamirci, taramacı, mekanikçi, nakliyatçı gibi sanatlarda işçi açığı var. Buralara üretimden işçi kaydırılmak zorunda kalınıyor. Sayın Genel Müdür Vekilimiz de burada, Milletvekillerimiz ve il başkanımız da gelişmeleri takip ediyor. Üretim işçisi demiyorum çünkü 2006-2009 yılları arasında 4 bin 500 civarında üretim işçisi alındı. Ancak bu iş zor bir iş olduğu için süresi dolan arkadaşımız emekli oluyor. 2008 yılı başından bugüne kadar yaklaşık bin 700 arkadaşımız emek li oldu. Bunun yanısıra önümüzdeki dönemde emekli olacak 2 bine yakın işçi arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın ayrılması durumunda üretim süreci kesintiye uğrayacaktır. Yönetim Kurulu ile bu konuda da görüşüyoruz. Yeni görevlendirilecek Genel Müdürümüz ile birlikte bu süreci hızlandırıp bin + bin gruplu üretim işçisi alınması talebinde bulunacağız. Amacımız, TTK'yı üretim kapasitesi olan yıllık 5 milyon ton taşkömürü üretir hale getirmektir. Atalarımız; çok zor şartlar altında çalışırken bölgemizde önce yabancı şirketlere, sonra da yerli şirketlere karşı hak mücadelesi vermişlerdir. Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminde mücadele süreci daha da hızlanmış, 1920 yılında çıkarılan 151 Sayılı Kanun ile ilk işçi hakları kazanılmıştır. 15 maddelik bu yasa çalışma hayatının ve sosyal sigortanın temeli sayılır. Sonrasında 1923 yılında Amelebirliği Yardımlaşma Sandığı kurulmuştur. Cumhuriyet ile birlikte maden işçileri demokrasi mücadelesinde daha aktif hale gelmiş ve Türkiye'nin ilk sendikalarından biri olarak 1946 yılında Sendikamız kurulmuştur. 160 yıllık üretim kültürüyle beslenen 63 yıllık Genel Maden İşçileri Sendikası, hem Türkiye işçi sınıfı hem de dünya işçi hareketi içerisinde kendisini kabul ettirmiştir. Bugün Karadon, Üzülmez, Kozlu, Armutçuk, Amasra olmak üzere Zonguldak ve Bartın'da 5 üretim bölgesinde, 1 merkez servislerinde ve 1 Maden Tetkik Arama işyerlerinde örgütlü Ankara şubemiz olmak üzere toplam 7 şubemize kayıtlı yaklaşık 12 bin 600 üyemiz var. Sendikamız, çalışanı ve emeklisiyle bölgemizin sosyokültü-rel yaşamına önemli katkılar vermeye devam etmektedir.

YÜKSELEN DEĞER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, TTK'nın üretiminin arttırılmasının Hükümetin stratejik planı olduğunu belirterek, "TTK, geçtiğimiz dönemlerde doğrusu, sürdürülebilir olma imkanını kaybetmiş bir kurumdu. Şimdi giderek yükselen bir değer haline gelmeye başlıyor" dedi.
Bakan Dinçer şunları söyledi; "Sizlerle beraber olmaktan, işçi arkadaşlarla bir araya gelmekten memnunluk duyuyorum. Sizin de ifade ettiğiniz gibi üretimde olumlu gelişmeler sözkonusu olsa da bunları yeterli görmek zor. Özellikle bahsettiğiniz üretim miktarlarının artması, yıllık 5 milyon tonlara, 10 milyon tonlara çıkarılması gibi stratejik hedefler Hükümetimizin ön gördüğü bir planlamadır. Bu rakamları 2 milyon tondan hemen bu rakamı 10 milyon tona çıkarmak da zor. Üstelik 2009 yılında bir krizle karşı karşıya kaldık. Bu açıdan bakıldığında herşeye rağmen Zonguldak'a ve TTK'ya yapılan yatırımlar ve bakış açısında çok olumlu gelişmeler oldu. Burası bizim sürekli desteklediğimiz, teşvik ettiğimiz ve üretimini artırsın diye çabaladığımız kurumlardan birisi oldu. Belki de tüm Türkiye'de devlet iktisadi alandan elini çekiyorken, diğer bütün alanlarda özelleştirme faaliyetleriyle ve yaklaşım itibariyle iktisat alanındaki gücünü asgariye indirmeye çalışırken burada güçlendirdi. Bu buraya verdiğimiz önemle alakalı.

TTK'NIN ÜRETİMİNİ ARTIRMASI
BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Uzun dönemde bakıldığında buranın üretimini artırması bizim için çok önemli. Çünkü kendi tabii kaynaklarımızı kendimiz değerlendirmiş olacağız. Tabii üretimi artırırken verimliliğin sağlanması, taknolojisinin geliştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi de yine öncelikli hedef olarak ortaya konulmalı. Biz buradan ürettiğimiz kömürle, bu kömürün maliyetiyle uluslararası alanda rekabet edebilir bir konumda kalmalıyız ki yaptığımız faaliyet hakikaten bizi ayakta tutabilsin. Burayı bir kamu kurumu olmakla, kamusal bir yatırım olmakla beraber özel mantığıyla çalıştırmak ve işletmeyi sürdürülebilir tutmak çok önemli. Geçtiğimiz dönemlerde doğrusu, sürdürülebilir olma imkanını kaybetmiş bir kurumdu burası. Şimdi giderek yükselen bir değer haline gelmeye başlıyor. Elimizden geleni yapacağız ve desteklemeye devam edeceğiz. Ama sizlerden, hem TTK Yönetiminden, hem işçi arkadaşlarımızdan beklediğimiz şey; işbirliği içinde, çalışma barışını koruyarak, ama aynı zamanda kurumun etkinlik ve verimliliğini, kurumun amaçlarını herşeyin önünde tutarak, bu kentin geleceğini, bu kurumun amaçlarını önceleyen bir yaklaşımla meseleye bakarsak zannediyorum daha iyi sonuçlar alabiliriz".