Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi Heyeti, Zonguldak'ta sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi.

Dedeman Otel'de gerçekleştirilen toplantıya Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi Heyeti'nin altı üyesi katıldı. Toplantıya sivil toplum örgütü temsilcileri ve davetliler ilgi gösterdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Akil İnsanlar Karadeniz Bölgesi Heyeti Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, süreci değerlendirerek barışın önemine dikkat çekti.
Ardından konuşma yapan Akil İnsanlar Üyesi Kürşat Bumin de, şunları söyledi: Akil adamlar olarak nitelendirilmesi bizi güldürüyor. Pek çok akil insan mutlaka var. 63 kişi de birbirine benzemeyen insanlardan oluşmuş. Kimi daha İslam birliğinden yana, kimi sağcı, kimi solcu, kimi liberal. Karmaşık bir şey. Böyle bir öneri geldiği zaman mütevazilik açısından akil adam seçilmem hoş değildi. Ama bir süreç başlamış bu süreçte yardımcı olabilmek için kabul ettim."
Türkiye'nin büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunu anlatan Bumin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye iç savaş yaşıyor. Böyle bir savaşla Türkiye ne AB'ye girer ne medeni alemin bir parçası olabilir. Bu felaketimiz arada geçen, ETA olsun. İran'ın kaç yıldır süren mücadelesinde kaç yıldır yapılan sabotajlarda kaç kişi hayatını kaybetti. Biz de böyle değil. Dayanılır bir şey değil. Bu çözülmezse takdir ederseniz, Ortadoğu'daki gelişmelerle daha büyük iç savaşa dönüşecek." Şimdi bir süreçten bahsedildiğini anlatan Bumin, şöyle konuştu: "Bu bizi barışa götürecek mi? Bir şey başladı. Bu seferki umut daha ciddi görülüyor. Taraflardan biri Abdullah Öcalan, silahlı kuvvetleri ülkeden çekme gerektiğini söyledi. Bu süreç belki yarıda kalacak, belki tökezleyecek belki de tam bitecek. Ama en azından böyle bir umut ışığı var. Bu toplantıların amacı böyle bir umut varsa, o umudu canlı tutmaktır. Bunu toplum yapacak. Biz de sizin içinizden çıkmış insanlarız. Bu güne kadar devlet çok uğraştı, ancak eline ayağına bulaştırdı. Topluma sunulanlar çok şeydi, toplum tamamen şehit cenazeleri ve onların törenleriyle geçildi. Toplum bu barışın sağlanabilmesi için sesini yükseltmedi. Bu barışı sağlayacak olan sivil toplumdur." Devletin yapamadığını sivil toplumun yapacağını anlatan Bumin, şunları söyledi: "Biz kendimizi sivil moderatör olarak görüyoruz. Bizim kimseyi ne ikna etme gibi gücümüz var ne de niyetimiz var. Bütün bunlar sadece savaşın bitmesidir. Eğer bu ülkede siyaset olacaksa farklı çevrelerin çatışmasıdır ama bu silahsız olmalıdır. Ama bu barış gelirse, savaş giderse yine sağcısı, solcusu, milliyetçisi olacak ama bu siyasi alanda olacak. Benim bu hareketten beklediğim bu. Türkiye'de toplumun yeter artık diyerek sesini yükseltmesi, tek bir ideoloji etrafında toplanarak değil, önemli olan silahlanmanın bitmesidir. Bu bir ikna, akla girme, propaganda olarak algılamayın. Sizleri dinliyoruz. Çok da bilmediğimiz şeyler değil. Bu savaş bitsin mi, bitmesin mi? Bu savaşı devlet bitiremedi.
Komisyon üyesi Oral Çalışlar da, Anadolu'yu dolaşın önerisi aldıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Süreçle ilgili toplumla temas edin teklifi aldığımızda bundan mutlu olduk. Başından itibaren Türkiye'de iki fikir vardı. Biri bu işi silahla hallederiz diyen bir irade vardı. Askerler temsil ediyorlardı. Paraları verin kanunları çıkartın biz bu işi hallederiz. Toplumun büyük bir çoğunluğu paraları verdi, kanunlar çıkarıldı ama 30 yıl boyunca ciddi bir devlet çürümesi yaşanıyor. Failimeçhul cinayetlerle Türkiye karanlıklar ülkesine döndü. İkinci yol daha vardı. Kürtlerin hakkını hukukunu tanıyan silahı bırakmasını sağlayan başka bir yol vardı. Bu hükümette ben de bu yolu denerim diyerek ortaya çıktı. Bu hükümetin meselesi olması açısından çok kendi meselem olarak, insanları ikna ederek, dağdakini de indirerek bu meseleyi çözmenin doğru bir tercih olduğunu düşündüğüm için kabul ettim. Hangi parti yaparsa yapsın, saygı değer bir uğraş olduğunu düşündüğüm için böyle bir temas etmenin yüz yüze gelmenin sizlerle bir araya gelmenin şeklindeki temasın çok faydalı olacağını düşündüm. Zonguldak'a ayağımızı atmamız bile, sizlerin yüzünü görmemiz bile benim açımdan en azından bir kazançtır. Şimdi sizleri dinleyeceğiz. Ben Türkiye'nin sorununu çözme konusunda ciddi bir iradenin ortaya konulduğunu düşünüyorum

POLİTİK BİR ŞEHİR
Zonguldak'ın politik bir şehir olduğuna dikkat çeken Yıldıray Uğur da, şunları söyledi: Zonguldak çok politik bir şehir. Burada gizli kapaklı bir şey yapılmıyor, bizler de gizli kapaklı iş yapmıyoruz. Açık ve şeffaf ilerleyen bir süreç yaşıyoruz. Temel üç noktamız var. En azından benim için. Birincisi, dünyanın her yerinde buna benzer etnik silahlı sorunlar müzakerelerle çözülmüştür. En azından müzakere denenmiştir. Aslında 20 yıllık bir gecikmeden bahsediyoruz. Genelkurmay Başkanı 'Biz PKK'yı beş kez bitirdik' diye açık konuşmuştu. Demek ki ortada başka bir şey var. Çok net bir manzara var aslında, vatanını sevenlerin rahatsız olmayacağı bir şey bu. Bir silahlı mücadeleyi bitirdiğini ilan ediyor Abdullah Öcalan. Artık Türkiye için de bir çözüm istediğini söylüyor. Yani bu sürecin kaybedeni yok aslında, hepimiz kazanacağız. Bundan sonra şehit cenazeleri olmayacak. Türkiye artık bölünme paranoyasından kurtulacak. Savaşta herkes kaybeder ama barışın kaybedeni olmaz
Komisyon Sekreteri Fatma Benli ise farklı görüşleri olan insanlar olarak bir araya geldiklerine dikkat çekerek şöyle konuştu: Televizyonu açan herkes 'Acaba şehit haberi duyacak mıyız' diyor. Buna 30 senedir uğraşıyoruz. Denenmedik yol kalmadı. Pek çok yöntem denendi. Ama sorun ve can yakan problem halen devam ediyor. Bu noktada hazır elimizde fırsat varken, bu süreci devam ettirmeliyiz. Ama ortada net bir gerçek var. Silahlar susacak. Bu konuda herhangi bir yasa çıkarılmayacak. Bunun dışında olabilecekler de halk olarak bize kalmış bir durum. Önümüzde seçimler var, hükümet pazarlık etmiş midir? Ama öncelikli konu şehit cenazeleri duymamak. Birbirinden farklı görüşleri olan insanlar olarak bir araya geldik. Nasıl Türkiye'nin on binlerce akili varsa, ama bir şekilde biz bu göreve getirildiysek, Zonguldak'ın da akilleri var
Türkiye Esnaf Sanatkarlar Federasyonu Başkanı Bendevi Palandöken de sürece değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: Bu süreçle ilgili siz zaten bilgi sahibi insanlarsınız. Aklınıza gelenleri bize ileteceksiniz. Sizin düşüncelerinizi yansıtacağız. Biz siyaset üstü, hiçbir partiyle ilgisi olmayan. Aklınızdaki gerçekten ne söylemek istediğiniz, süreç böyle devam etsin mi etmesin mi tek bayrak, tek vatan düşünen insanlarız. Bir siyasi partinin temsilcisi değiliz.
Konuşmaların ardından davetlilerin görüşleri alındı. İşçi Partisi'nin temsilcileri ile komisyon üyeleri arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.