Eğitim-Sen Şube Başkanı Orhan Yılmaz, öğrenci ve öğretmenlerin, toplu ulaşım araçlarından ücretsiz olarak faydalanması gerektiğini söylediği basın açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:

"YOKSUL KESİMİN ULAŞIMI ZORLAŞTIRILIYOR"

Ulaşım hakkı, en temel haklar olan çalışma, sağlık, eğitim ve kültürel yaşama katılma gibi diğer kamusal haklar ile doğrudan ve açık bir ilişki içindedir. Bu bakımdan diğer haklara erişmeye aracılık eden temel bir insan hakkıdır. Kamuya ait alanda gerçekleşen, niteliği ve insanların şu ya da bu şekilde toplum yaşamına katılmak için kullanmak zorunda olduğu ulaşımın, 'kamusal bir hak' olduğu açıktır. Bu sebeple ulaşım, tek amacı kâr etmek olan serbest piyasa koşullarının insafına terk edilemeyecek bir alandır. Ancak yerel yönetimler kent yaşamı ve toplum yararı ilkelerine aykırı biçimde kentsel ulaşımı ele alarak ulaşım hizmetlerini özelleştirmekte, bunun sonucunda yoksul kesimlerin ulaşımı zorlaşmaktadır"

"KAMU EMEKÇİLERİ DE YARARLANSIN"

"Toplumun bazı kesimlerine ücretsiz ulaşım hakkı tanıyan belediyelerin bu uygulamasından özellikle kamu emekçilerinin de yararlanması çok anlamlı olacaktır. Bugün ulaşım sorunu hayatımızı adeta çileye çeviren sorunlardan biri olmuştur. Tüm öğrenciler, anneler, babalar bu sorunu derinden yaşamaktayız. Çalışanların kazançlarının önemli bir kısmı ulaşıma, servis ücretlerine ayrılmaktadır. Başta öğrenciler olmak üzere tüm halk ücretsiz eğitim, ücretsiz ulaşım hakkımızı kullanamıyoruz. Hangi parayla, yemek, temizlik, sağlık, barınma ihtiyaçlarımızı gidereceğiz? Halkın en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir iktidar bir devlet ne için vardır? Bir devlet halkın ulaşım, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamıyorsa niçin vardır?"

"BELEDİYEDEN RİCA EDİYORUZ"

"Hükümetler okul açıp, kuru binalar dikip sorunlarınızı çözdük diyerek bizi kandıramazlar. Eğitim hakkının kabul edilmesi demek bununla birlikte gelen bütün ihtiyaçların da karşılanması demektir. Buna ulaşım beslenme ve barınma da dâhildir. Ama bugün öğrenciler veliler adeta müşteri gibi görülerek sadece parası olan okur, parası olan yaşar denilmektedir. Günümüz belediyeleri ise bizim emeğimizle, ürettiklerimizden kesilen vergilerimizle oluşturdukları bütçelerden her türlü harcamayı yapmakta ama bizim ücretsiz ulaşım hakkımızı kullanmamıza izin vermemektedirler. Eğer her zaman kullandıkları "bütçe olanakları elvermiyor" diyerek yine pişkinlik yapacaksanız ve sorunların çözüm noktasında çaba göstermeyecekseniz orada niçin oturuyorsunuz? Bulunduğunuz yer ulufe dağıtma yeri değil halkın sorunlarına çare bulma yeridir. Biz bu ülkenin çalışanları olarak her türlü zorluğa göğüs geriyorsak hakkımız olanı da kullanabilmeliyiz. Ücretsiz ulaşım talebimiz aslında bizim olanı kullanma talebimizdir. Bu talebi şu an karşılayabilecek olan ise belediyelerdir. Belediyeleri bu talebimizi hiçbir bahane göstermeden karşılamaya davet ediyoruz"

"ULAŞIM, UCUZ GÜVENLİ EŞİT OLMALI?

"Bunların yanı sıra ulaşım alanında yeğlenen yatırım ve düzenlemelerde canlı yaşamına saygı duyulmamakta, bireysel ulaşımı destekleyen ve fosil yakıtlara dayalı ulaşım politikaları sonucu tüm canlı yaşamı tehlike altına girmektedir. Ulaşım planlamasına ait kararlar alınırken, çoğunlukla bundan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenecek halk kesimlerinin görüş ve istekleri sorulmamaktadır. Bu nedenle toplu taşımacılık kamusal bir hizmet mantığı ile ele alınmalı, kâr amacı güdülmemeli, bu hizmet doğrudan yerel yönetimlerce sunularak özelleştirmeye konu edilmemelidir. Toplu taşıma hizmeti günün her saatinde, her yere yeterli sıklıkta verilen, ucuz, güvenli, eşit ve nitelikli olmalıdır. Kamu ulaşım hizmetinden ücretsiz yararlanması gereken kesimler kamu yararı gözetilerek yeniden belirlenmeli, toplumsal üretime katkı sunması sınırlı olan öğrenci, yaşlı, işsiz, engelli gibi çeşitli kesimler bu kapsama alınmalıdır. Engellilerin toplumsal yaşama katılımları için yaşamsal önem taşıyan ulaşım hizmeti ve tüm yapılı çevre engelliler gözetilerek düzenlenmelidir. Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan kadınlar da ulaşımdan ücretsiz yararlanabilmelidir. Ulaşıma ait kararlar alınırken bundan doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecek halkın karar verme sürecine katılımı sağlanmalıdır. Ulaşım iş kolunda çalışanlar için statü farkları ortadan kaldırılmalı, çalışma koşulları iyileştirilmeli, güvenceli istihdam politikaları hayata geçirilmelidir"