TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Zonguldak İl Temsilcisi Bülent Özgümüş, İran ve Azerbaycan'dan alınan doğalgazın akışındaki düşüşlerin kaygı verici boyutlara ulaştığını belirtti.
İthal edilen doğalgazın yaklaşık yüzde 53'ünün elektrik üretiminde kullanıldığını ifade eden Özgümüş, 2011 yılında doğalgazın elektrik üretimindeki payının yaklaşık yüzde 45, ithal kaynak oranının ise yaklaşık yüzde 56,5 seviyesinde olduğunu, bu tablonun sürdüğü müddetçe elektrik üretiminde ciddi düşüşler meydana geleceğini kaydetti. Özgümüş, Son günlerde Azerbaycan ve İran'dan alınan doğalgaz akışında yaşanan düşüşler kaygı verecek boyutlara ulaşmıştır. Doğalgaz arzında yaşanan sıkıntılar, kaçınılmaz olarak elektrik arzını da ciddi ölçüde etkileyecektir. İthal edilen doğalgazın yaklaşık yüzde 53'ü elektrik üretiminde kullanılmakta ve 2011 yılında doğalgazın elektrik üretimindeki payının yaklaşık yüzde 45, ithal kaynak oranının ise yaklaşık yüzde 56,5 seviyesinde olduğu görülmektedir. Karşı karşıya bulunduğumuz tablo bu şekilde sürdüğü takdirde, elektrik üretiminde ciddi düşüşler meydana gelebilecek, bu da elektrik kesintilerini kaçınılmaz hale getirecektir dedi.
TÜRKİYE CİDDİ GAZ KRİZİYLE
KARŞI KARŞIYA
Türkiye'nin çok ciddi bir gaz kriziyle karşı karşıya kaldığının altını çizen Özgümüş,  Enerji politikalarında acilen önlem alınmadığı takdirde, gaz krizinin elektrik krizine dönüşeceğini söyledi. Özgümüş şöyle konuştu;
Günlük 194 milyon metreküp olan gaz tüketimimizin 40 milyon metreküpü İran ve Azerbaycan'dan sağlanmaktadır. Yaşanan kriz neticesinde bu giriş günlük olarak 6-7 milyon metreküpe düşmüş ve arz ile talep dengelenememiştir.
Türkiye çok ciddi bir gaz kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Enerji politikalarında acilen önlem alınmadığı takdirde, gaz krizi elektrik krizine dönüşecektir. BOTAŞ, konutlarda özellikle ısınma açısından bir sıkıntı yaşanmaması için sanayiye ve elektrik üretim tesislerine, üretimlerini düşürmeleri yönünde talimatlar göndermiştir. Türkiye genelinde doğalgaz arzında yaşanan sorunlardan dolayı BOTAŞ 10 Şubat Cuma Günü Saat 15.00'den itibaren önce Gebze'deki fabrikalara verilen doğalgaz akışını durdurdu. Daha sonra da Dilovası, Çayırova ve İzmit'teki bazı fabrikalarada gaz akışı kesildi. Buna neden olarak da şubat ayının ilk haftasında Rusya'dan alınan gaz akışında yüzde 65, 4 Şubat ile 9 Şubat aralığında da İran'dan gelen gaz akışında yaklaşık yüzde 75 düzeyinde azalma yaşandığı gösterildi.
SORUN ENERJİ
POLİTİKALARININ YANLIŞLIĞINDA
Her kış döneminde yaşanan doğalgaz krizinin altında yatan nedenin yanlış enerji politikalarından kaynaklanmakta olduğunu belirten Özgümüş, enerji sıkıntısının önümüzdeki günlerde artarak devam edeceğini ifade etti. Özgümüş şöyle devam etti;
Bazı elektrik üretim tesisleri, ikincil yakıta geçmek durumunda kalmıştır. İkincil yakıt olarak kullanılan motorin ve fuel-oil doğalgaza gore oldukça pahalıdır. Doğalgaz ithalatında yaşanan problem sebebiyle elektrik üreten santrallere düzenli gaz akışı sağlanamaması gazla çalışan santrallerde bazılarının devre dışı kalması, bazılarının ikincil yakıtlara geçmesi sonucu, soğuk havalarda artan elektrik talebinin karşılanmasında sorunlar yaşanmıştır. Elektrik talebindeki artış nedeniyle elektrik fiyatları aşırı şekilde artarak toptan piyasada elektriğin kwh'ı 20-25 kuruştan 2 TL'ye ulaşmıştır. Her kış döneminde yaşanan doğalgaz krizinin altında yatan neden yanlış Enerji Politikalarından kaynaklanmaktadır. Hiçbir ülke elektrik üretiminde bu kadar çok doğalgaz kullanmazken, elektrik üretimimizin neredeyse yarısını doğalgazdan karşılıyor olmamız, sürdürülemez bir durumdur. Bu yüzden enerji sıkıntısının önümüzdeki günlerde artarak devam etme ihtimali yüksektir. 18.05.2009 tarih ve 2009/11 sayılı Yüksek Planlama Kararı ile yayınlanan 'Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi'nde elektrik üretiminde doğalgazın payı hedef olarak yüzde 30 olarak gösterilmiştir. Öncelikle yapılması gereken elektrik üretiminde doğalgazın payının acilen yüzde 30'lar seviyesine düşürülmesi için enerji politikalarının değiştirilerek tüm yapısal tedbirlerin alınması ve uzun dönemli bir planlama yapılması gerekmektedir.
Bu planlamanın, elektrik üretiminde nükleer enerjiden vazgeçerek, yerli ve yenilenebilir kaynaklarından mümkün olduğunca faydalanmayı sağlayacak adımları içermesi gerekir.