CHP Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun, iç ve dış politikada ülkenin ve halkın çıkarları ile bağları iyice koparan ve Oda TV internet sitesine düzenlenen baskının ardından sırf hükümet karşıtı yayın politikası izlediği için; Oda TV sahibi ayrıca Hürriyet Gazetesi yazarı Soner Yalçın’ın, Oda TV yöneticilerinin, Barış Pehlivan ve Barış Tekoğlu’nun tutuklanması ile ilgili Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı ve hükümeti ağır bir dille eleştirdi. Coşkun, AKP’nin İç ve Dış politikayla bağları iyiden iyiye kopardığını ve AKP’ye muhalif olan basın yayın kuruluşlarına nefes alma hakkı tanımadığını dile getirerek sözlerini sürdürdü.      

İPLERİ KAÇIRDI
Coşkun, “Özellikle son günlerde yaşanan olaylar bir kez daha göstermiştir ki, AKP iç ve dış politikada ipleri tamamen elinden kaçırmıştır. Dış politikada hiç kimsenin kendilerinden bir şey talep etmediği halde, kendi kendine arabuluculuk rollerine bürünen Başbakan ve AKP hükümeti, dış muhataplarının ‘siz kendi işinize bakın, bizim iç işlerimiz sizi ilgilendirmez’ sözüne karşın; ülkede terör ve halkın güvenliği konularına ABD’den izin ve icazet alan Başbakan Erdoğan, Amerika Büyükelçisi’ne basın özgürlüğü konusunda ağır tepki vererek baskıları sürdürme azmini dile getirmiştir. İç politikada ise, yaptıkları en güzel iş ‘takiye’dir. Yoksulluk, yolsuzluk edebiyatı yaparak iktidara gelenler, ülkeyi borç batağına sokmuş, yolsuzluğun merkezi haline gelmişlerdir. Ülkenin bütün milli değerleri tek tek yandaşlara peşkeş çekilerek elden çıkarılmış, pisliklerinin üstünü örtmek için, her alanda komplo teorileri üreterek, toplum üzerinde bir baskı ve korku imparatorluğu kurmuşlardır. Bunun en büyük örneği, tüm ulusun korku ve endişe ile izlediği, düzmece darbe planlarıyla Türk Ordusu üzerine oynanan oyunlardır. Yandaş medya AKP borazanlığı yaparak, olayları çarpıtmakta, yaşanan çirkinliklerin üzerini örtmek için var gücüyle mücadele etmektir. Kendilerine muhalif olan basına nefes alma hakkı tanımayan AKP iktidarı, ülkenin en değerli gazetecilerini, yazarlarını, fikir insanlarını, bir bir darbe destekçisi olmak masalıyla cezaevlerine göndermiştir.

SESİNİ KESECEK
Bunun en son örneği, Hürriyet Gazetesi yazarı Soner Yalçın’a ait olan Oda TV internet sitesinin polis tarafından basılarak, tüm belgelere el konulması, Soner Yalçın ve İnternet sitesi yöneticileri, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun gözaltına alınmalarıdır.  AKP bir kez daha göstermiştir ki, yandaş olmayan medyanın, son bir nefer kalıncaya kadar muhalif olan tüm medyanın sesini kesecek ve tek tek yok edecektir. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ifade ettiği gibi, AKP’nin bu hukuksuzluklarının devamında, gelecek günlerde baskınlar, gözaltına almalar, susturma, korkutma ve yıldırmaya dair her türlü operasyonların hedefinde ilk olarak siyasetçiler daha sonra da halk olacaktır. Hayatını terörle mücadeleye adamış olan Emniyet Müdürleri, Özel Harekâtçılar, Muvazzaf Subaylar sırf AKP ve bazı cemaatlerin çirkin ittifaklarını gün yüzüne çıkarttıkları için, terör örgütü mensubu olmak gibi komik ve mesnetsiz suçlamalarla cezaevlerine gönderilmişlerdir. AKP İktidarı demokrasi masalıyla bir yandan halkı kandırıp, yanıltırken diğer yandan istedikleri yasaları bir bir çıkartarak yargıyı siyasallaştırmıştır. İç ve dış politikada iflas eden, ülkeyi her geçen gün daha geriye götüren AKP Hükümet’ i ve onun Başbakanı, tüm bunların sorumlusu daha önceki iktidarlarmış gibi, yandaş medya yayın organlarında esiyor, gürlüyor ve “biz geçmiştekilerin pisliklerini temizliyoruz” diyor.

PİSLİĞİNİ TEMİZLİYORUZ
2002 yılından beri iktidar olan AKP, hangi büyük yatırım projesini başlatıp bitirmiştir? İktidarları döneminde yapılan bir baraj, büyük bir tesis projesi var mı? Diğer iktidarlar döneminde yapılan, Atatürk, Keban, Karakaya barajlarına, GAP projesine kendi 8 yıllık iktidarlarında ne ekleyebilmişler? O küçümsedikleri geçmişteki Cumhuriyet Hükümetleri zamanında, tüm Anadolu kazma küreklerle demiryolu ağlarını donattılar. Erdemir, İsdemir gibi dev sanayi tesislerini kurdular. Övünçle bahsettikleri Otomotiv Fabrikaları yine kendi İktidarlarından önceki Cumhuriyet Hükümetleri tarafından kurulmuştur.  Yine bütün borçlarını temizleyerek vergi indirimiyle 3-5 kuruşa Lübnan Hariri’ ye peşkeş çektikleri “Türk Telekom’da pisliğini temizliyoruz” dedikleri iktidarlar tarafından kuruldu.  8 yıllık AKP İktidarının değerinin çok altında yandaşlarına satarak, oradan gelen paralarla ekonomiyi idare ettiği limanlar, Tekel fabrikaları, Tüpraş, Petrol Ofisi, THY ve sayabileceğimiz birçok milli değer, hepsi AKP’nin, “pisliklerini temizliyoruz” dediği İktidarlar tarafından kazandırılmış-lardı. Hatta AKP’nin övüne övüne bitiremediği Ankara- Eskişehir hızlı tren projesinin de bütün altyapı çalışmaları bir önceki iktidarlar tarafından yapılmıştır. AKP’ye sadece projeyi bitirmek kalmıştır.  Hacettepe, İbni Sina, Ankara Tıp, Ankara Gazi, Cerrahpaşa, Çapa, Ege Dokuz Eylül, Atatürk 19 Mayıs, KTÜ Tıp Fakültesi ve dahası… AKP İktidarının bu büyüklükte ülkeye kazandırdığı Tıp Fakültesi var mı? Yok, çünkü 8 yıl boyunca yandaşlarının ve yakınlarının sahip olduğu Özel Hastaneler var. Bir konuşabilecekleri duble yollar ve TOKi’ ler var. O kadar da olsun artık. 8 yılda Ülkenin tüm değerlerini satan bir iktidar, bu kadar da olsun bir taşın üstüne bir taş koysun. Kısaca AKP, hiçbir iktidarın pisliğini temizlemiş değildir. Tam tersine MİRASYEDİ misali ülkenin tüm değerlerini, yandaşlarına ölmüş eşek fiyatına satıp nemalanmışlardır. Cumhuriyet tarihinin tamamındaki dış borcun kat be katını, kendi İktidarları döneminde yaparak ülkeyi yoksullaştırmışlardır.  Ama AKP’nin yaptığı çok güzel bir şey vardır ki, oda takiye. Yani hiç yapmadıklarını ve yapamayacaklarını yapmış ya da yapacak gibi görünüp, halkı kandırmak” dedi.