Kdz. Ereğli Eğitim İş Temsilciliği Yönetim Kurulundan yapılan yazılı açıklama ile bu yıl ki 29 Ekim kutlama sürecinin uygulanan devlet terörü ile hafızalara kazındığını vurgulandı.
Açıklamada, "Kutlamalara düşürdüğü gölge nedeniyle hedef adam haline gelen Valinin, yaşadığı paniğin etkisiyle Eğitim-İş'e ve diğer Atatürkçü yapılara iftira atması son derece yakışıksız bir tutumdur. 29 Ekim coşkusuna gölge düşürerek Büyük Önderimizin kemiklerini sızlatan Denizli Valisi derhal istifa etmelidir. Hem kendisi, hem Denizli, hem de Türkiye için en uygun çözüm budur" denildi.
Eğitim İş'in copla, panzerlerle inandığı değerlerden vazgeçirilemeyeceği ifade edilen açıklama şu şekilde:
"Bu yıl ki 29 Ekim kutlama süreci, Eğitim-İş başta olmak üzere, Atatürkçü güçlere uygulanan devlet terörü ile hafızalara kazındı. Denizli, Samsun, Konya gibi illerde örgütümüz kutlama sürecinden uydurma gerekçelerle dışlandı. Bunlar arasında Denizli'de yaşananlar kamu vicdanını derinden yaralaması açısından diğerlerinden daha farklı sonuçlar doğurdu. Denizli Valiliği'nin Atatürkçü demokratik kitle örgütlerini kutlama törenlerinden "gerekçesiz olarak" dışlama yaklaşımına demokratik tepki ortaya koyan Eğitim-İş ve ADD'nin başını çektiği kitleye devlet terörü uygulandı. Polis kadın, erkek, sendikacı, siyasetçi demeden, tek isteği Cumhuriyet coşkusuna dahil olmak olan yurttaşı darp etti, sürükleyerek göz altına aldı.
Denizli'ye atandıktan kısa bir süre sonra, AKP'li bakan ve yöneticilerle Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı Nur tarikatına bağlı bir cemaatin yemeğinde boy gösteren, sınavlara türbanlı öğrencilerin alınmasına hoşgörü gösteren Denizli Valisi, polis müdahalesini "provokasyon duyumu" gerekçesine dayandırmış. Bu gerekçesini inandırıcı kılabilmek için Denizli Barosu'nun düzenlediği bir toplantıya atıf yapsa da, açıklaması Denizli Barosu tarafından yalanlanmış.
Kutlamalara düşürdüğü gölge nedeniyle hedef adam haline gelen Valinin, yaşadığı paniğin etkisiyle Eğitim-İş'e ve diğer Atatürkçü yapılara iftira atması son derece yakışıksız bir tutumdur. Vali Yavuz Erkmen'e sınırlarını hatırlatıyoruz. Eğitim-İş ile provokasyon kavramlarını yan yana koymaya -Vali-Bakan-Başbakan vs- kimse cüret edemez. Gerçek Atatürkçüler, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının alçakça tenezzül ettikleri provokasyon ve pusu kültürüne uzaktırlar.
Ulusun Cumhuriyet Coşkusuna Gölge Düşüren Denizli Valisi, Zaman Geçirmeksizin İstifa Etmelidir.
29 Ekim coşkusuna gölge düşürerek Büyük Önderimizin kemiklerini sızlatan Denizli Valisi derhal istifa etmelidir. Hem kendisi, hem Denizli, hem de Türkiye için en uygun çözüm budur. Vali, açılım safsatası nedeniyle ağır bir travma yaşayan ulusun kalbini kırmış, devleti binlerce insana yuhalatmıştır. Denizli'deki gerginliğin bir an önce sona ermesi için istifa zorunludur. Denizli bu ayıba layık değil.
Eğitim-İş Copla, Panzerle İnandığı Değerlerden Vazgeçirilemez.
Eğitim-İş'i devlet gücüyle susturmaya çalışanlar şunu akıllarından bir an için bile çıkarmasınlar: Eğitim-İş'liler Atatürk Cumhuriyetini koruyup geliştirme sevdasına baş koydular, copla, kalkanla yollarından dönmezler. Bu tür saldırılar sadece, onların kararlılıklarının daha da pekişmesine neden olur. Örgütümüze gözdağı verilen Denizli'yi Genel Merkez olarak yakından izliyoruz. Bütün Türkiye'nin tanıklık edeceği üzere, hukuk dışı sindirme ve baskı yaklaşımlarına karşı hukuki sınırlar içerinde olabilecek en sert karşılığı vereceğiz. Eğitim-İş, hukuka ve kamu vicdanına aykırı olarak kendi üzerine 1 adım gelenin üzerine, demokratik yollarla 3 adım gider. İlkelerimiz uğruna bugüne kadar ödenmesi gereken bedelleri ödedik, bundan sonra da gözümüzü kırpmadan öderiz.  Denizli Şubemiz, Eğitim-İş'e yakışan onurlu ve dik duruşuyla bizleri gururlandırmıştır. Örgütümüze ve onlarla omuz omuza direniş ortaya koyan Cumhuriyetçileri yürekten kutluyoruz."