Zonguldak Milletvekili CHP Parti Meclisi Üyesi Ali İhsan Köktürk yargıya yönelik ağır bir saldırı sürecinden geçildiğini belirtti.
Köktürk yazılı açıklamasında şu görüşleri savundu:
Ülkemizin hukuk devleti olabilme unsurunu güçlendiren, demokrasinin, insan haklarının korunmasında ve geliştirilmesinde büyük katkısı olan avukatlık mesleğinin öneminin ve sorunlarının gündeme getirildiği 5 Nisan'da tüm Avukat arkadaşlarımın "Avukatlar Günü"nü kutluyor, görevlerinde başarılar diliyorum.
Anayasamızın başlangıç kısmında ifadesini bulan "kuvvetler ayrılığı" ve anayasamızın 2. maddesinde ifadesini bulan "hukuk devleti" ilkesinin gereği olarak, bağımsızlığı ve tarafsızlığı Anayasamızda güvence altına alınan "yargımıza yönelik", siyasal iktidar ve yandaşlarınca gerçekleştirilen ağır bir saldırı sürecinden geçiyoruz.
Buna karşın, adaletin devletin temeli olduğu bilinciyle, görevlerini, "Hukukun Üstünlüğü" ilkesi çerçevesinde büyük bir özveriyle yerine getirmeye çalışan, yargı bağımsızlığının ayrılmaz bir parçası ve teminatı olan avukatlarımız üzerine düşen görevi yerine çalışmaktadırlar?
Avukatlarımız, sorunlarının gittikçe arttığı ve çözümlenmesi yönünde çalışmaların savsaklandığı, yargının, bağımsız savunma hakkının, kuşatıldığı bir ortamda, bugün bir kez daha seslerini duyurmaya çalışacaklardır.
AB uyum yasaları kapsamında yapılan düzenlemeler sonucu, müdafilik ve mağdur vekilliği yapan, bu görevi icra ederken günün 24 saati nöbet tutan, cebinden masraf yapan ve çeşitli saldırılara uğrayan avukatların alacaklarının bile ödenmediğinin sık sık basına yansıdığı bir ortamda siyasal iktidarın yargıya karşı tutumunu bir kez daha gözden geçirmesi gerekmektedir.
Yargının sorunları dağ gibi dururken, siyasal iktidar anayasamızın bazı maddelerinde değişiklik için harekete geçmiştir. Anayasa Mahkemesinin ve HSYK'nın yapısını değiştirmeye yönelik bu düzenlemeler ne yazık ki hukuk sisteminin karşı karşıya kaldığı sorunları çözmeye yönelik değil, yargıyı istediği gibi yapılandırmaya ve yandaş yargı yaratmaya yönelik düzenlemelerdir. 
Son yıllarda, yazılı ve görsel basına baktığımızda, hukukçu olmayan kişilerin bile tartışmalar içerisinde hukuki görüş bildirerek yer alması, toplumda hukuka olan güveni azaltacak duruma gelmiştir. Özellikle devam eden davaların sonucunu etkileyecek biçimde konuşmak ve yayın yapmak yasalarımıza göre suçtur. Devam eden davaları etkileyecek ve sonuçsuz bırakacak yasal ve Anayasal düzenlemelerde etik olmadığı gibi, hukuk devletine saygılı bir anlayışın ürünü olamaz. Başta iktidar partisi olmak üzere herkesi hukuka saygılı olmaya çağırıyoruz. Tüm bu olumsuzluklara karşın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne Laiklik anlayışından, ne demokrasiden, ne de sosyal, hukuk devleti anlayışından ödün vermeyecek, cumhuriyetimizin bundan önceki sürecinde olduğu gibi bugün de bu ilkelere sıkıca sarılacaktır. Türk Halkı hukukuna, yargı bağımsızlığına ve hukuk devletinin en temel güvencesi olan anayasasını sahip çıkacaktır.