Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Salih Alemdar, hükümetin yasaları yok saydığını belirterek, Kamu-Sen'in 2011 yılı için taban aylığına yansıtılmak üzere Kamu İşveren Kurulundan 30+30 TL zam talep etmiş bu talep red edilmesinin ardından tutanağı imzalamadığını ve Uzlaştırma Kurulu'nun Türkiye Kamu-Sen'i haklı bulmasına rağmen İşveren Kurulu'nun  kabul etmediğine dikkati çekti. Alemdar, memur ve emeklinin yoksulluk sınırı altında maaş aldığına vurgu yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "4688 Sayılı Yasaya göre Kamu İşveren Kuruluyla 15 Ağustos 2010 tarihinde başlayan toplu görüşme süreci 14 günde tamamlanarak bir tutanak düzenlendi. Tutanak 29.08.2010 günü saat 17.00 Kamu İşveren Kurulu ile Memur-Sen arasında imzalanmıştı. Türkiye Kamu-Sen ve KESK bu tutanağa imza atmamıştı. İmzalanan tutanakta 2011 yılında memur maaşlarına % 4+% 4,375 sayılı KHK göre ödenen ek ödemelerin 2011 yılı Ocak ayından itibaren 80 TL artırılması, çalışmayan eş için ödenen aile yardımının 2011 yılında 20 TL+20 TL artırılması ve aile yardımı ödeneğinin sözleşmeli personele de verilmesi, sendika üyesi memura 3 ayda bir 45 TL Toplu Görüşme Priminin ödenmesi ve 2011 da oluşursa her iki altı için enflasyon farkının ödenmesi dışında; Türkiye Kamu-Sen 2011 yılı için ayrıca taban aylığına yansıtılmak üzere Kamu İşveren Kurulundan 30 TL+ 30 TL zam talep etmişti. Türkiye Kamu-Sen bu isteği red edilince tutanağa imza atmayarak sadece bu maddeyi 4688 sayılı yasa gereği uzlaşma kuruluna taşıdı. Uzlaştırma kurulu Türkiye Kamu-Sen'i haklı bularak 2011 yılında memur maaşlarına birinci altı ay için 16 TL, ikinci altı ay için 22 TL zammın taban aylığına yansıtılmasını uygun görmüştür.
YİNE RED EDİLDİ
5 Ekim 2010 tarihinde Kamu İşveren Kurulu uzlaştırma Kurulunun kararını yine red etti.2002 yılından beri 4688 sayılı yasaya göre yapılan toplu görüşmelerde uyuşmazlık halinde uzlaştırma kurulunun verdiği her kararı siyasi irade hep red ederek bu kurulu tanımadığını ilan etmiş oluyor. 12 Eylül 2010 tarihinde halk oylamasıyla hayata geçecek olan yeni anayasa değişikliğinde memura içinde grev olmayan, sözde toplu sözleme hakkı verirken; uyuşmazlık halinde taraflar "kamu görevlileri kurulu"na başvuracaktır diyor. Peki, şimdi soruyoruz; Uzlaştırma Kurulu ve kararlarını beğenmeyen bir siyasi zihniyet bu kurulu kime göre, kimlerden ve nasıl oluşturacak "kamu görevlileri kurulu" kimin adına karar verecek? Ve bu kararlar da anayasa gereği yargıya taşınmayacaktır. Yaklaşık 2 milyon 400 bin memur ve 1 milyon 800 bin emekli yoksulluk sınırı altında maaş alırken; insanlık onuruna yaraşır bir hayat süremediğini istatistik bilgiler ve rakamlar göstermektedir. Oysa anayasanın ilgili maddeleri ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde açık olarak görülmektedir ki kişi ve kişileri köle zihniyetinde çalıştırmak suçtur. Hükümet suç işliyor. Hükümet memur ve emekliyi hiçe sayıyor. Oysa memur ve emekli insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmek için bir ücret talep ederken yasal hakkını kullanıyor.