Çatalağzı Çevre Koruma Sosyal ve Yardımlaşma Derneği (ÇAÇEV) yöneticileri, önceki gün Çatalağzı Düğün Salonu'nda halk toplantısı yaptı.
ÇAÇEV, Çatalağzı'nda Eren Enerji tarafından yapılan santralinin çevreye verdiği ve ileriki zamanlarda da vereceği zararlara karşı önlem için Ağustos ayında kuruldu. ÇAÇEV yöneticileri, Çatalağzı halkını önceki gün Düğün Salonu'nda yapılan bir organizasyon ile bir araya getirerek görüş alışverişinde bulundular.
İlk sözü alan Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Orhan, dernekle ilgili spekülasyonlar olduğunu belirterek, derneğin kurum ve ya şahıslarla bir problemi olmadığını, amaçlarının sadece Çatalağzı'nın daha yaşanabilir bir hale getirmek olduğunu belirtti.
Ardından Yönetim Kurulu Üyesi Remzi Demirci ise, Çatalağzı'nın enerji koridoru olduğunu ifade ederek şunları söyledi;
"1200 megawatlık santral dünyada ilk 5'e giriyor. Enerjinin yoğun olması, buraya tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Biz bu oluşacak tehlikelere karşı örgütlenmemiz gerekir. Örgütlü toplum çağdaş toplum demektir. Bizim başka yaşayacak yerimiz yok. Çevre konulu bir dernek en önemli dernektir. Bundan uzak durmak, insanı birçok şeyden koparır. Halkın gücü bütün güçlerin üzerinde, güç parayla değil, birleşmek ile olur." Son olarak da söz alan ÇAÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Akgün, Çatalağzı beldesinin bıçak sırtında olduğunu ve kararın halk tarafından verileceğini belirterek şunları söyledi;
"İnsan sağlığı birinci sırada yer alır. Çatalağzı ya çok iyiye gidecek, ya da çok kötüye gidecek. Yatırımı yapan firma önce yaptığı anlaşmada; 'Zonguldak'ta kömür üretip, Çatalağzı'nda termik santral kurup, burada elektrik üreteceğim' diye söyledi. Sonuçta bir üretim olacağı için bazı kuruluşlar olaya sıcak baktılar. Ama yatırımcı firma gerekli yasal izinleri aldıktan sonra işin rengi değişti. Firma, yerel üretimden çekildi, 'ithal kömüre dayalı termik santrali yapacağım' dedi. İnsanların kafasını karıştıran bir durum var. Bunu Vali Erdal Ata da fark etti. Çatalağzı'nda 60 senedir termik santral var, ama Çatalağzı'nın doğası hiç bu kadar bozulmadı. Buraya ithal linyit kömürü geldiğinde biz asit yağmuru ile tanışacağız. Böyle bir tesis yapılmadan önce halkın kararı alınmalıydı. Bu kadar büyük bir tesisi hiç tepki almadan kolay bir şekilde hiçbir yere kuramazlar. Yatırımcı firma önce yerel kömür dedi, sonra ithal kömüre döndü. Hep gizli kapaklı halk dışlanarak, bir tarafa itilerek bir şeylerin kararı alındı."
"YAPILAN BAŞVURULAR
OLDUĞU YERDE KALIYOR"
"Vatandaşlık bilincimizin gelişmesi gerekir. Bürokrasiye yapılan başvurular olduğu yerde kalıyor. İnsanlar da çocuklarına iş beklentisi içerisindeler. Buradaki tozu, çamuru biz çekiyorsak, öncelikle buradaki insanlar ekmek yemeli, bunun mücadelesini vermek de durumundayız. Biz bu santral ile birlikte nasıl sağlıklı bir şekilde yaşarız, bunun çabası içerisindeyiz. Yatırımcı firma 1500 kişiyi istihdam edecekse, o kişilerin de barınmasını sağlayacak konutlar yapılması gerekiyor. Burada herkes görüşünü söyleyebilir. Bu bir demokrasi platformudur. Soluduğumuz hava zehirliyse, burada işe girmenin, çalışmanın da bir anlamı olmaz."  Konuşmaların ardından halkın görüş ve isteklerine geçildi. Karşılıklı görüş alışverişleri yapıldı. Çatalağzı Sağlık Ocağı Hekimi Dr.Abdullah Sapmaz, söz isteyerek Çatalağzı'nda kendisinin yaptığı araştırmalar sonucunu gelen konuklarla paylaştı. Dr.Abdullah Sapmaz, halka şöyle bir bilgilendirme yaptı;
"Türkiye ve dünya genelinde yapılan araştırmalarda ölümlerin birinci sebebi olarak kardiovasküler dediğimiz kalp hastalıkları yer alıyor. Çatalağzı beldesinde yaptığım araştırmalarda ise, ölümlerde birinci sırayı kanser hastalıkları yer alıyor. Bunun nedenini termik santrallerine bağlıyorum. Kullanılan yerli kömüre rağmen durum böyle, 100'e yakın vatandaşı ölüm sebebinin kanserden olduğunu tespit ettim. Çevreye yapılan zehirli atıklar ve çevreyi bilinçsizce kullanmamızdan kaynaklanıyor. Çevreye sahip çıkalım, yoksa felaketler bizi bekliyor."