ARADAKİ KÖPRÜ: Yerel basının icra ettiği görev nedeniyle desteklenmesi gerekiyor. Toplum hayatının sağlıklı ilerlemesi ve yönetici ile yönetilenin arasındaki köprünün yıkılmaması için yerel basının ayakta tutulması gerekiyor.

Yerel basının değerlerin koruyucusu ve yerel demokrasinin hakim olması vazifesini yerine getirdiğini belirten Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan, yerel basının tektipleştirilemeyeceğini ve birilerinin sözcülüğünü yapmayacağını aktararak, her zaman güçlü olması gerektiğini vurguladı.
Gazeteci Yazar Mustafa Arslan 'Neden Yerel Basın' konusunda TYB Konya Şubesi'nde söyleşi yaptı. Söyleşiye TYB Konya Şube Başkanı Bekir Şahin, Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Yüksel ve çok sayıda dinleyici katıldı. Üyesi olduğu TYB Konya Şubesi'nde söyleşi yapmanın kendisi için heyecanla birlikte büyük bir şeref olduğunu belirterek sözlerine başlayan Mustafa Arslan, söyleşisini iki bölüm şeklinde yaptı. İlk bölümde medyanın, yerel basının öneminden bahseden Mustafa Arslan, ikinci bölümde ise Basın İlan Kurumu çalışmaları hakkında bilgi verdi. Söyleşi sonrası yapılan soru cevap kısmında ise yerel basının önemi vurgulandı.
MEDYANIN TOPLUM
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Neden yerel basın sorusuna cevap ararken basının, medyanın ve kitle iletişim organlarını nasıl ifade edilirse edilsin kişisel ve toplumsal hayatta kapladığı alan ve önem üzerinden, genelden yerel doğru bir cevap aranması gerektiğini aktaran Arslan, Bununla ilgili olmak üzere, dünyayla ilgili gelişmeler var, Türkiye'deki gelişmeler var ve Anadolu'da gelişmeler var. Televizyonların, işitsel radyoların ve yazılı basının toplumda ortaya çıkardığı bir tesir var, bunların üzerinde durulması gerekiyor. Medyanın toplum üzerindeki etkisini konuşurken de; benim ortaya koyduğum obez zihinler kavramı ile inkültürasyon, dezinformasyon, maniplasyon ve nöro habercilik kavramlarını üzerinde durmamız gerekiyor. Yoksa medya ile ilgili bir çözüme varmamız mümkün olmayacaktır dedi.

MEDYA BİZİM NASIL DÜŞÜNMEMİZ
GEREKTİĞİNİ BELİRLİYOR
Bugün itibariyle Türkiye'deki insanların günlük ortalama 5 saat televizyon izlediğini anımsatan Arslan, Türkiye'nin dünyada en fazla televizyon izleyen ülkesi konumunda olduğunu aktararak, Bunca televizyon bağımlısı olmak aslında toplumumuzun ciddi yönlendirmelere açık olması gibi bir sonucu ortaya koyuyor. Kitle iletişim araçları; bizim nasıl düşünmemiz, nasıl inanmamız, nasıl yemek yememiz gerektiği ve nasıl bir siyasal kararlar vermemiz gerektiği konusunda bir süreci yürütüyor. 2004 yılında çalışmaya başladığım ancak henüz kaleme almadığım 'Misyoner Kültür' isimli çalışmam var. Misyonerlik salt kavram olarak bakıldığında insanları Hıristiyanlaştırma çalışmasıdır. Misyonerlik kültür ise, bu amaçtan öte insanları özellikle Müslümanları inançlarından uzaklaştırma olarak karşımıza çıkıyor. Bunu yukarıda belirttiğim inkültürasyon kavramı içinde görmek mümkün. Avrupa'da İnkültürasyon Genel Sekterliği adında bir kurum kuruluyor. Bu yapılanmanın bütçesi ve organları var. Hedefi insanları özellikle de Müslümanları inançlarından uzaklaştırmak. Bunun izlerini biz yaygın basında çok açık bir şeklide görüyoruz. Mesela büyükçe bir gazetemiz; Çanakkale Savaşı anma etkinliklerinde Ümraniye Belediyesi'nin yayınladığı bir çizgi filmde, savaşın bizim imanımızdan ve inancımızdan kazanıldığını gösterdiğinde gazete bunu hurafelerle dolu film olarak okuyucusuna gösteriyor. Aynı gazete ertesi günkü başlığında Çanakkale'nin yetim çocukları bir araya geldi diyerek Anzakların torunlarının kutlamasını büyük ve etkileyici bir şekilde koyuyor. Dünyada 180 milyar doları bulan reklam pastasının yüzde 80 nini medya kuruluşlarına dağıtan 4 büyük uluslararası reklam ajansları var. Bu ajans televizyonların nasıl bir dizi yapmalarını gerektiğini sipariş edebiliyor diye konuştu. Yaygın basının bazılarında böyle bir tablo varken yerel basın nerede bulunduğunu ve öneminin daha iyi anlaşılacağını dile getiren Arslan, Türkiye'de 23 tane yaygın, 16 tane bölgesel ve 212 tane de yerel televizyon ve bine yakın radyo var. Gazeteler itibariyle baktığımız da ise bin 350 tane Basın İlan Kurumu'ndan ilan alan gazete var. İlan almadan yayınlanan gazetelerle birlikte gazete sayısının toplamı 2 bin 400 buluyor. Sayıca çok büyük bir yerel basın var diyebiliriz. Yukarıda belirttiğim gibi yerel basın bu şekilde kullanılamaz. Yerel basın bu anlamda kontrolsüzdür. Kontrolsüzlükle söylemek istediğim yerel basın tek tipleştirilemez, birilerinin sözcüsü olamaz. Yerel basın dündeki değerlerimizi yarına taşır. Yerel basın bizden ve bize ait değerlerin savunucusudur. Yerel basın birbirine benzemez, çok seslidir. Bu Anadolu'nun, yerel basının gücüdür. Bu nedenle yerel basının güçlü olması gerekiyor ifadelerini kullandı.
BİR ŞEHRİN BÜYÜMESİ YEREL
BASINLA BİRLİKTE OLACAKTIR
Bir şehrin gelişmesi, büyümesi söz konusuysa; o şehrin ekonomisi, ticareti, sanayisi, siyaseti ve sivil toplumunun bir şekilde büyüyor olması gerekiyor. Bu büyümeler yerel basınla olmalı. Yerel basın bunlarla birlikte hatta bunlardan daha önde büyümesi gerekiyor diyen Mustafa Arslan, Ama Konya'da maalesef bunu görmek mümkün değil. Bu şehirde bir sanayicimizin başına bir şey gelse Konya basını hemen orada olur yine bir sanayici markalaşmak istiyorsa yerel basınımız yardımcı olur ama markalaşan sanayici kendini İstanbul'da bir ajansa kendini teslim eder. Sonuç itibariyle yerel basınımız iyi günde de kötü günde durumunu çok yaşamaktadır. Konya yerel basınımız hep unutulur ve küçük görülmeye başlanıyor dedi.

BİK'İN YÖNÜ ANADOLU'YA DÖNDÜ
Basın İlan Kurumu çalışmaları hakkında da bilgi veren Gazeteci Yazar Mustafa Arslan, 2009 yılında Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi olduğumda 'Basın İlan Kurumu yönünü Anadolu'ya döndürecektir' demiştim. Ve bugün bunu açık bir şekilde vurguluyorum BİK yönünü Anadolu'ya döndürmüştür. Bu yolun daha başlangıcı, daha çok kat edeceğiz. Yerel basının icra ettiği görev nedeniyle desteklenmesi gerekiyor. Toplum hayatının sağlıklı ilerlemesi ve yönetici ile yönetilenin arasındaki köprünün yıkılmaması için yerel basının ayakta tutulması gerekiyor.