Türk Yerel Medyası AB Yolunda Projesi kapsamında Safranbolu'da düzenlenen 4. Bölgesel Bilgilendirme seminerine katılan Koordinatör Başak İlisulu, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Haber (Mustafa Kemal Bektaş)
Avrupa Birliği Bakanlığı Sivil Toplum İletişim ve Kültür Başkanlığı Koordinatörü Başak İlisulu, "Türkiye-AB müzakere süreci Avrupa Birliği İletişim Stratejisi ve AB'nin Günlük Hayatımızdaki etkileri" konulu sunum gerçekleştirdi. Yerel gazetecilere büyük önem verdiklerini belirterek sözlerine başlayan İlisulu, "Yerel medyanın işlevsel sorunlarını çözmek görev tanımımız içinde değil en azından AB ile katkı sağlamaya çalışıyoruz. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak istiyoruz" dedi.

SÜREÇ ZORLU
Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakere sürecine bakıldığında Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci her iki tarafında çabasını gerektiren zor bir  süreç olduğunu belirten İlisulu açıklamasında şunları söyledi: Türkiye bugüne kadar ki üyelerden ve şuandaki adaylardan çok daha zor bir süreçten geçiyor. Yaklaşık 50 yıllık geçmişe sahip olan ve her zaman inişli çıkışlı bir seyir izleyen Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri müzakere sürecinin ilerleyişi açısından bakıldığında farklı bir döneme girmiş bulunmaktadır. Türkiye'nin 2005 yılında tarama toplantılarıyla başlayan müzakere süreci çeşitli siyasi engeller nedeniyle önemli ölçüde yavaşlamış ve durma noktasına gelmiştir. Halihazırda 17'si siyasi nitelikli engellemeler nedeniyle bloke edilmiş durumdadır.

AB ÜLKELERİNİN TÜRKİYE'YE BAKIŞI
Romanya Türkiye'nin üyeliğinin getireceği potansiyel kazançlara odaklanıyor. Güvenlik ve Karadeniz işbirliği gibi konular ön plana çıkıyor. Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakıyor. Türk-Bulgar ilişkileri gelişme göstermekle birlikte hem karşı çıkanlar hem de destekleyenler vardır. Partilerin içinde bile farklı görüşleri savunanlar mevcuttur. Resmi tutum destekler nitelikte. Polonya kamuoyu Türkiye konusuna fazla ilgi duymamaktadır. Polonya'nın elitleri ahde vefa ilkesinin ardında durmaktadır. Ancak katolik klisesinin etkisi üyeliğimizin ortak tarım politikasına etkisi. Çek Cum. vatandaşları konuya pek ilgi duymamakta ve Türkiye hakkında somut tartışmaların eksikliği konuya klişelerle yaklaşan bir kamuoyu, İsveç gerekli kriterler yerine getirildiğinde konuya olumlu bakmaktadır. Türkiye'nin performansı ve reformlarla ilgileniyorlar.

FRANSA'DA 5 MİLYON MÜSLÜMAN VAR
Çoğunluğu hristiyan, farklı mezhepler, en az 1 milyona yakın yahudi, AB'nin değerleri arasında ve anlaşmalarında din yok!, 20 milyona yakın müslüman (Estonya'nın nüfusu:1,3 milyon; Litvanya'nın nüfusu: 3,8 milyon; Belçika'nın nüfusu: 10,5 milyon;  Danimarka'nın nüfusu: 5,4 milyon), sadece Fransa'da 5 milyon müslüman. 1870-1945 yılları arasında üç kere savaşan Almanya ve Fransa  AB çatısı altında bir araya gelebiliyorsa, son 300 yıldır Avrupa için bir tehdit oluşturmayan Türkiye AB üyesi olabilir.

2 DEFA VETO EDİLDİLER
AB üyelik süreci zor ve uzun bir süreçtir. İngiltere'nin AT üyeliğinin 1963 ve 1967 yıllarında Fransa tarafından iki defa veto edildiği unutulmamalıdır. Fransa Devlet Başkanı de Gaulle, 1963 yılında İngiltere'nin başvurusunu veto ederken, bu ülke ile imtiyazlı ilişkilerin sürdürüleceğini dile getirmiştir. Fransa, İspanya'nın üyeliğine de uzun süre karşı çıkmıştır.
Romanya ve Bulgaristan'ın ekonomilerinin güçsüzlüğü sebebiyle üyelikleri konusunda uzun süren tartışmalar olmuştur. Polonya'nın nüfusu ve toprak büyüklüğü sebebiyle, AB üyeliği tartışma yaratmıştı. Sonuç olarak bu ülkelerin hepsi Avrupa Birliğine üye oldu.