KESK'e bağlı Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, AKP hükümetinin yargı kararlarına uymasını isteyerek, "Yargı kararlarına uyulmalı, zorunlu din dersi uygulaması kaldırılmalı" dedi.


Akyol, yazılı açıklamasında şunları söyledi;


"AKP'nin iktidarı boyunca taleplerine kulaklarını tıkadığı Alevileri, son dönemde peş peşe gündeme getirdiği 'açılım' politikaları ile yeniden hatırladığı görüldü. Alevilerin diğer sorunların yanı sıra, özellikle zorunlu din dersi uygulaması ile ilgili taleplerinin de tartışıldığı Alevi Çalıştayı raporu hafta başında Başbakan'a sunuldu. Ancak raporun içeriğine bakıldığında zorunlu din dersi sorununu çözmek bir yana daha da derinleştirecek öneriler getirilmiş olması düşündürücüdür. Başbakan'a sunulan Alevi Çalıştayı raporunda en dikkat çekici noktalardan birisi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması konusu olmuştur. Ancak hem AİHM genel kurulunun hem de Danıştay 8.Dairesi'nin kararlarına rağmen zorunlu din derslerinin kaldırılması yerine, görünüşte öğrenciye tersten 'din dersi seçmeme' hakkı verilmekte, ancak bunun için de öğrenci velilerinin talepte bulunması şart koşularak bir anlamda alevi ailelerin resmi olarak fişlenmesinin önü açılıyor. Zorunlu din dersleriyle ilgili sunulan öneriler de mevcut uygulamanın sonuçlarını daha da ağırlaştıracak niteliktedir. Raporda, mevcut durumdaki 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi' dersinin zorunlu olarak okutulmasına devam edileceği belirtilirken, bunun yanı sıra seçmeli olarak 'Din Eğitimi' dersi getiriliyor. Bu düzenleme ile mevcut durumdan daha ileri gidilmekte ve din eğitimi güçlendiriliyor. Hükümet, yargı kararlarına uymak bir tarafa mevcut durumu daha da ağırlaştırmakta ve din dersi sayısını ikiye çıkararak tüm toplumla resmen dalga geçmektedir. Hazırlanan raporda zorunlu 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi' dersi ve seçmeli 'Din Eğitimi' gibi derslerin İlahiyat Fakültesi ya da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunu öğretmenler tarafından verileceği belirtiliyor. Bu durum, yeni sorunlar yaratmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Zorunlu din dersi uygulaması, din ve vicdan özgürlüğünün açıkça ihlal edilmesi demektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi zorunlu din dersinin, din ve vicdan özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. Benzer bir şekilde Danıştay 8.Dairesi'nin zorunlu din dersinin bu içeriğiyle zorunlu tutulmasını hukuka aykırı bularak kaldırılması gerektiğine karar vermiş olması önemlidir. Danıştay'ın kararı, daha önce verilen AİHM kararının doğruluğunun iç hukuk açısından da görülmesini sağlamıştır. Din dersi, din eğitimi ya da ismi ne olursa olsun (üniversitedeki bilimsel kürsüler hariç) din devlet tarafından öğretilmez.
Din devlet tarafından öğretilmeye başlandığı andan itibaren devletin laiklik iddiası tartışmalı hale gelmesi kaçınılmazdır. Zorunlu din dersi uygulamasının laiklik, din ve vicdan özgürlüğü açısından çözümü basittir. Dünyanın pek çok ülkesinde de olduğu gibi, devlet din işlerinden bütünüyle elini çekmelidir.
Bütün dinlere ve inanmayanlara eşit mesafede durmalıdır. Bunu sağlamak için atılması gereken ilk adım zorunlu din derslerinin kaldırılması olmalıdır. Bu durum, ulusal ve uluslararası yargı organlarının daha önce vermiş olduğu kararlar gereği aynı zamanda bir zorunluluktur. AKP Hükümetinin yargı kararlarını uygulamak yerine sorunu daha da derinleştiren yönelimler içine girmiş olması kabul edilemez bir durumdur."