KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Mehmet Dalgıç, basın açıklaması yaparak, eğitimin kesintili şekilde 12 yıla çıkarılması ile asıl amaçlanan için bir kılıf oluşturmak olduğunu belirtti.
Dalgıç, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP), iktidarda olduğu 9 yıl boyunca eğitimin her kademesinde, kendi ideolojik yapısına uygun olarak düzenlemeler yaptığını söyledi. Dalgıç, AKP, iktidarda olduğu 9 yıl içinde eğitim sistemini okul öncesinden yükseköğretime kadar kendi siyasal, ideolojik çizgisine uygun olarak biçimlendirmeye çalışmıştır. Yıllardır sürekli değiştirilen eğitim politikaları nedeniyle eğitim sisteminin yap-boz tahtasına çevrilmesi yetmiyormuş gibi, şimdi de bizzat iktidar partisinin önerisiyle zorunlu eğitimin kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılacağı iddia edilmektedir.
Hükümetin hedefi, Türkiye'de zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması değil, Başbakanın bir süredir dile getirdiği 'Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz' ifadesine uygun bir eğitim sistemi oluşturmaktır. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının bu amacı gerçekleştirmek için bir 'kılıf' olarak kullanılması, iktidar partisinin pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da samimi olmadığını göstermektedir.  Zorunlu eğitimin kendi içinde bölümlere ayrılarak kademelendirilmesinin asıl amacı, 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle kapanan İmam hatip okullarının 6, 7 ve 8'inci sınıfa denk gelen bölümlerinin yeniden canlandırılmasına yönelik olduğunu açıktır.
Bu şekilde ilköğretim ikinci kademesinin 'açık öğretim' şeklinde düzenlenmesi sağlanarak, mevcut eğitim yapısının fiilen esnetilmesi amaçlanmaktadır dedi.
EĞİTİM SEN, ZORUNLU EĞİTİMİN SÜRESİNİN 15 YILA ÇIKARILMASINI SAVUNMAKTADIR
8 yıllık zorunlu eğitimin eleştirilecek pek çok yönü vardır. Özellikle ilk uygulanmaya başlandığı dönemden itibaren belirlenen hedeflerin çok uzağında kalınmıştır. Okullarda fiziksel donanım ve altyapı hazırlıkları tamamlanmadan uygulamaya geçilmesi ile birlikte çok sayıda sorun yaşanmıştır ve bu sorunlar hala çözüm beklemektedir. Zorunlu eğitimin süresinin artmasının okullaşma oranları üzerinde belirgin bir etkisi olduğu açıktır. Türkiye'de ilköğretimde net okullaşma oranı 1997-1998 eğitim öğretim yılında yüzde 84,74'den yüzde 98,41'e; ortaöğretimde okullaşma oranı ise yüzde 37,87'den yüzde 69,33'e çıkmıştır.
Sendikamız 8 yıllık zorunlu eğitimin tartışıldığı günlerde çeşitli öneriler sunmuş ancak bu önerilerimizin gerçekleşmesi mümkün olmamıştır. Bizim önerimiz, 2 yılı okulöncesi, 9 yılı temel eğitim, 4 yılı ortaöğretim olacak şekelde yapılacak 15 yıllık zorunlu eğitim düzenlemesinde 9'uncu ve 10'uncu sınıfların mesleki yöneltme sınıfları olarak öngörülmesi şeklindedir. Ortaöğretim sistemi, çok amaçlı ve program seçmeli olarak yeniden düzenlenmeli ve çocuklarımızın sadece kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçim yapmaları sağlanmalıdır. Eğitime 'kazı kazan' mantığı ile bakarak günü kurtararak kazançlı çıkacağını sananlar, koskoca bir geleceği kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu görmek istememektedir.
Eğitim-Sen, gün geçtikçe paralı hale getirilen eğitim hizmetlerinden herkesin eşit ve parası olarak yaralanmasını talep etmekte, eğitim sisteminin her yaştan öğrencilerimizin daha nitelikli, laik, bilimsel ve demokratik bir eğitim sürecinden geçmesini sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmesini savunmaktadır.
Öğrencilerimiz, okul öncesi ve ilköğretim süresince ilgi ve yetenekleri doğrultusunda rehberlik ve yönlendirme eğitimi almalı ve hangi mesleğe yöneleceklerini siyasi iktidarın tasarrufları değil, bizzat kendileri belirlemelidir. Mesleğe yöneltme uygulamaları, AKP'nin hedeflediği gibi 'dindar nesil yetiştirme' hedefiyle değil; eğitim sisteminin laik, bilimsel ve demokratik bir temele dayandırılarak gerçekleştirilmelidir.