- Değirmenin yanındaki küçük odalarında günlerini geçiren, güler yüzü ve sevecen kişiliği ile tanınan Ayşe nine, taş değirmende öğüttüğü mısır unlarını satarak aile ekonomisine katkı sağlıyor


Düzce'nin Akçakoca ilçesinde yaşayan Ayşe Küçük (71), 40 yıldır emek verdiği ve eşinin hastalanmasının ardından işleri tek başına yürüttüğü tarihi değirmeni ayakta tutmaya çalışıyor. 

İlçenin Değirmenağzı bölgesinde, 1967 yılında satın aldıkları ve zamanla çehresini değiştirdikleri su değirmeninin yanına inşa ettikleri odada yaşayan Küçük çifti, Düzce Ovası'ndan aldıkları mısırı öğüterek vatandaşlara satıyor.





Çiftçilikle uğraşan Hüseyin Küçük'ün (74) değirmeni satın almasıyla başlayan 40 yıllık serüvende işleri öğrenen, çevresinde sevecen kişiliği ve çalışkanlığıyla tanınan  Ayşe Küçük, eşinin 10 yıl önce böbrek rahatsızlığı nedeniyle bıraktığı değirmenin idaresini tek başına yürütüyor.  

Ayşe Küçük, yaptığı açıklamada, değirmeni işletmenin zor olduğunu ancak güçleri yettikçe vatandaşlara hizmet vermeye devam edeceklerini dile getirdi.

Ayşe Küçük, "Çok kişi tanır beni ama ben öyle herkesi tanıyamıyorum. Zor iş bu iş. Çuval kaldırmak gerekiyor. Gençliğimde kolaydı, yaşlandık artık ama değirmeni çalıştırmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

Hüseyin Küçük de değirmeni 50 yıl önce devraldığını fakat rahatsızlığından ötürü çok fazla çalışamadığını, işleri uzun süre eşiyle yaptıklarını anlattı. 





- "Su değirmenindeki unun lezzeti bir başka olur"

Bölgede fındık üretiminin daha çok olduğunu ve artık insanların pek fazla mısır ekmediğini aktaran Küçük, "Mısır üretirken çapa yapmak gerek, onunla ilgilenmek istemiyorlar. Fındık daha zahmetsiz olduğu için onu tercih ediyorlar. Fındık mısır gibi değil, senede bir kere oluyor, her sene de mahsul alınıyor." dedi.

Küçük, su değirmeninden önemli miktarda para kazanmadıklarını ancak işletmeye devam ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Hayvan bakan insanlar silaj yapmak için ziraat mısırı ekiyor, bölgemiz dik olduğu için bu mısırı da kimse ekmiyor. Daha çok Düzce Ovası gibi yerlerde oluyor, biz de oralardan gidip alıyoruz, burada öğütüp satıyoruz. Vatandaşa hizmet veriyoruz. Bu değirmen meşhurdur. İstanbul, Sakarya ve Ankara'dan gelip, un satın alırlar. Evimiz, köyümüz var ama burası da kendi malımız olduğu için devam ettiriyoruz. Tavuklarımız, ördeklerimiz ve hayvanlarımızla burada vakit geçiriyoruz."

Millete hizmet verdiğini dile getiren Küçük, "Burayı kapatsam aç kalmam ama yaşatmak için elimden geleni yapıyorum. Elektrikli değirmenler de var ama su değirmenindeki unun lezzeti bir başka olur. Sebebi ise elektrikle çalışan değirmen, biraz zorlandığında ya elektrik kontağına zarar verir ya da unu haşlar, doğal lezzeti kaçar. Değirmen kullanmak zor iştir. Taşın ayarı önemli, az hızlı dönerse un iri çıkar." sözlerine yer verdi.


(AA)