Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı ocakta 2013 yılında metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili hazırlanan 4'ncü yeni bilirkişi raporunda, kazada kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı kaydedildi. 

 

EK RAPOR TAMAMLANDI

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nuri Ali Akçin, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Rukiye Uzun ile 3 maden mühendisinin yer aldığı ilk bilirkişi heyetinin Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne teslim ettiği iş kazasıyla ilgili savcılığın yeniden Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) istediği ek bilirkişi raporu tamamlandı. 

 

DEĞERLENDİRMEYE ALINDI

Raporda, heyetin konuyla ilgili bilgi ve belgeleri daha önce yazdıkları kök raporda ayrıntılı olarak irdelediği belirtilerek, daha önce bilirkişiler tarafından hazırlanan 3 raporun da değerlendirmeye alındığı aktarıldı. Hazırlanan üç raporun kazanın nedenleri açısından incelendiğinde, raporlarda kusurlu görülen kişi/kurum ve kusur oranları açısından bazı küçük farklılıklar olduğu ancak raporların birbirleriyle büyük oranda örtüştüğü aktarılan raporda, şunlar kaydedildi:

 

KONTROL ETMEDEN İMZALAMIŞLAR

"Kök raporumuzda ilgili kişilere kusur verilmesinin nedeni de olarak, 'Alt İşveren Star İnşaat AŞ tarafından iş yerinde vardiya mühendisi olarak görevlendirilen maden mühendisleri Yüksel Keskin, Murat Çınar ve Uğur Öztürk yapılan sondajların sayılarını ve uzunluklarını kontrol etmeden sondaj föylerini imzalamışlardır. Bu nedenle vardiya mühendisleri Keskin, Çınar ve Öztürk’ün sorumluluklarının bulunduğu, sondör Mustafa Ünlü iş yerindeki dört farklı arındaki sondajları yapan tek sondördür ancak yaptığı sondajlarla ilgili olarak sondaj verilerini gerçeğinden farklı olarak sondaj föyüne işlediğine dair tanık ifadeleri bulunmaktadır. Bu nedenle sondör Ünlü'nün kusurlu olduğu' şeklinde açıklanmıştır. Tarafımıza tekrar gönderilen dosya kapsamında bu gerekçelerimizin aksini gösteren yeni bir bilgi-belge bulunmadığından kök raporumuzda kusurlu bulduğumuz kişilerle ilgili görüşlerimizde bir değişiklik olmamıştır."

 

TÜM DEGAJ SONDAJI

Dosya incelemelerinde, ani gaz ve kömür püskürmesi olayına sebebiyet veren basınçlı gaz tabakasının, aynanın sol üst köşesinin ötesinde hapsolduğunun tahmin edildiği belirtilen raporda, "Bulunduğu bölge ve degaj olayının yapısı itibariyle, yapılacak tüm degaj sondajı faaliyetlerinde bu gazlı zonu kesmeden ilerlemek ihtimali her zaman vardır. Bu ihtimal de en yalın ifade ile kaçınılmazlık olarak açıklanabilir. Yargıtay içtihatlarına göre de kaçınılmazlık hukuksal ve teknik anlamda tamamen önlenmesi mümkün bulunmayan işverence mevzuatın öngördüğü tüm önlemlerin alınmış olduğu koşullarda dahi önlenmesi mümkün bulunmayan durum ve sonuçları ifade eder." denildi.

 

"KANAATİNE VARILMIŞTIR"

Bilirkişi heyetinin dava konusu olayda "Hem asıl işverenin hem de alt işverenin yeterli önlemleri almadığı ve denetim ve kontrollerde yeterli özeni göstermediği ve bazı çalışanların kusurlu olduğu kanaatine vardığından bu iş kazasında kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği sonucuna varmıştır." şeklinde cevap verdiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bunların ötesinde, İTÜ öğretim üyelerince hazırlanan raporda çok sayıda alınmayan önlem/kusur belirtildikten sonra 'kaçınılmazlığın da olayda tali kusurlu olarak değerlendirilebileceği kanaatine' varılması bilirkişi heyetimizce yerinde bulunmamıştır. Sonuç olarak, tarafımıza iletilen dosya kapsamında kök raporumuzdaki görüşlerimizi değiştirecek yeni bilgi/belge olmadığından kök raporumuzdaki kusurla ilgili görüşlerimizde herhangi bir değişiklik olmadığı ve kazada kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır." 

 

OLAY

TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında, 7 Ocak 2013'te özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda metan püskürmesi sonucu yaşamını yitiren 5 işçinin cesedine ulaşılmış, göçük altında kalan 3 madenciden 2'sinin cesedi 11 Ocak'ta, diğerininki ise 12 Ocak'ta çıkarılmıştı. Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 10 sanık hakkında "taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçlamasıyla 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.