8 Mart, dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemleri dile getirdikleri gündür.

Başta Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, Zonguldak Milletvekilleri, Belediye Başkanı ve Sivil Toplum Örgütleri yayınladıkları mesajlarla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

Mesajlar şu şekilde:

 

ZONGULDAK VALİSİ AHMET ÇINAR:

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Türk aile yapısında ve hayatımızın her alanında yüzyıllardır süregelen bir değerle sonsuz sevgisi özverisi ve fedakarlığı ile en kıymetli yerde tuttuğumuz kadınlarımızın günüdür.Sadece ev hayatında değil iş hayatında ve sosyal hayatta da kendini ispat etmiş olan kadınlarımız Cumhuriyetimizin kuruluşunda da önemli misyon üstlenmiştir. Bağımsızlığa giden yolda cephede ve cephe gerisinde destansı bir mücadele vererek erkekler ile beraber omuz omuza etkin görevler almış olan kadınlarımızın yaşamları süresince sergiledikleri temeli özveri, sorumluluk ve fedakarlığa dayalı yaşam tarzı, halkımızın her zaman beğeni ve takdirini kazanmıştır. Hayatın her alanında, sevgiyi, fedakârlığı, üretkenliği ve duyarlılığı temsil eden kadınlarımız; huzurlu ve sağlıklı bir toplumun temel taşlarıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Peygamber Efendimizin “Cennet annelerin ayağı altındadır”  hadisi şerifine mazhar olan, Doğumdan ölüme kadar hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan değerli kadınlarımızın hak ettiği değerin, yılın bir günü ile sınırlandırmadan tamamında hissettirildiği, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ve kadına şiddetin son bulduğu, kadınların hayatın her alanında ve yönetimin her aşamasında daha çok temsil edildiği, daha mutlu güzel bir dünya ya ulaşmak temennisiyle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

 

ZONGULDAK AK PARTİ MİLLETVEKİLİ FARUK ÇATUROĞLU:

Türk Milleti’nin temelini oluşturan ailenin en önemli ferdinin kadınlar olduğunu belirten AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, kadınların hem aile içerisinde hem de çalışma hayatında başarılı işlere imza attığını kaydetti. Milletvekili Çaturoğlu, mesajında şu ifadelere de yer verdi: “Kadınlar, halkın en fedakâr, çalışkan ve üreten bireyleridir. Toplumda, güçlü birey, güçlü aile ve dolayısıyla güçlü bir toplumun oluşabilmesi için kadınlarımıza verdiğimiz önemin artması gerekiyor. İnanıyor ve biliyoruz ki, kadınlarımızın hayata daha fazla katılmaları kadın zarafeti ile şekillenen bir sosyal hayata, daha aydınlık bir geleceğe ulaşmamızın yegâne koşuludur. Aile bireylerini korumak ve aile mutluluğunu sağlamak için kadınlarımızın çok daha fazla donanımlı olması gerekiyor. Toplumun en küçük ve en temel birimi olan ailenin korunması ve toplumu geliştiren lokomotif görevini üstlenmesi ancak önemli niteliklere sahip olan kadınlarımızla mümkün olacaktır. Geride bıraktığımız 15 yıla bakıldığında ülkemizde, AK Parti iktidarıyla birlikte yapılan reformlar ve yasal düzenlemelerle kadınların hak ettiği önemli kazanımların elde edildiği görülmektedir. Bu süreçte kadınların sosyal, ekonomik, siyaset ve iş dünyasındaki konumları güçlendirilerek, okullaşma ve istihdama katılım oranı artırılmıştır. Öte yandan dünyanın farklı coğrafyalarındaki kadınlara da yardım eli uzatan ülkemiz, 1,5 milyonu aşkın Suriyeli kadına ev sahipliği yaparak, bu konuda dünyada benzeri olmayan bir irade ortaya koymuştur.Atılan bu adımlar elbette ki önemlidir. AK Parti olarak atılan bu adımları yeterli görmüyor ve bu konuda yapılacak daha çok şey olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Bugün kadınların sorunlarını konuşurken, kız çocuklarımızın eğitiminden istihdama, kadınlara yönelik eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına ve kadına yönelik şiddete kadar birçok alanda toplumumuzun ihtiyaç duyduğu çalışmaları aynı kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.Bu duygu ve düşüncelerle; kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, saygılar sunuyorum.

 

ZONGULDAK CHP MİLLETVEKİLİ ŞERAFETTİN TURPCU:

 

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Turpcu’nun mesajı şöyle:

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ABD’de bir dokuma fabrikasında çok ağır çalışma koşulları altında, çok düşük ücretler karşılığında çalıştırılan kadın işçilerin, çalışma koşullarının her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesine başkaldırıyla başladı. ‘Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret...” talebiyle grev kararı alan kadın işçilerin eylemi şüpheli bir yangınla sonuçlandı ve 129 kadın işçi yangında hayatını kaybetti. 8 Mart 1857’de gerçekleşen bu trajik olay sonucu hayatını kaybeden işçilerin cenaze törenine on binlerce kişi katıldı. 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan II. Enternasyonal, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliği ile kabul edildi. Anma günü, sonrasında oy verme, seçme seçilme, meslek edinme ve mesleki eğitim görme hakkı talepleriyle bu günlere geldi.”

“Ülkemizde son on dört yılda kadına yönelik şiddet yaklaşık yüzde 1.400 artmıştır, cinsel tacizler yüzde 450 oranında artmıştır. Çocuğa yönelik cinsel istismar yüzde 434 oranında artmıştır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2018 Raporu; Ocak ayında 28, Şubat ayında ise 47 kadın öldürüldüğünü ortaya koymaktadır. 2017 yılında ülkemizde 409 kadın öldürülmüştü. Bunlar dehşet verici hem de utanç duyulması gereken rakamlardır! Neredeyse her gün bir kadın, cinayete kurban gidiyor, tacize, tecavüze uğruyor ancak ne yazık ki AKP iktidarı bunları önlemek için hiçbir şey yapmıyor.”

“Bir toplumdaki gelişmişlik seviyesini anlamadaki en basit yol, o toplumun kadınlara ve kadın haklarına verdiği değerdir. Eğitim ve kadın haklarına verilen değer Cumhuriyet Devriminin en önemli ayaklarını oluşturuyordu. Kadın haklarının her geçen gün gerilediği, iş hayatından, ekonomik ve toplumsal hayattan dışlandıkları bugünlerde, tek çözüm Büyük Atatürk’ün kadın haklarına verdiği değer ve önemdir.”

“Kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin bu kadar yoğun olduğu ülkemizde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi ve toplumda hak ettikleri değeri bulması için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kadınlarımızın herhangi bir ayrıma ve şiddete uğramadan özgürce yaşayabilecekleri bir Türkiye umuduyla; kadınlarımızın daha güzel bir geleceğe,  umuda ve mutluluğa sahip olmaları dileklerimle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor saygılar sunuyorum.”

 

ZONGULDAK MİLLETVEKİLİ ÖZCAN ULUPINAR:

Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili bir mesaj yayınladı. Ulupınar mesajında;

“Cumhuriyetin en önemli mimarlarından Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü en içten dileklerimle tebrik ediyorum.

Toplumda fertlerin gelişmesinde, yetişmesinde, eğitiminde analarımızın, eşlerimizin, kadınlarımızın yeri büyüktür. Ailenin temel direği kadınlarımızdır. Kadın anne olarak toplumda köprü görevindedir. Peygamber Efendimiz bir hadisinde “Cennet anaların ayağı altındadır.” diye buyurmuşlardır. Kadın olarak bütün annelere itaat etmek, saygı göstermek, cennetin önemli bir anahtarıdır.

Refahın, ekonominin ve kalkınmanın yüksek seviyelere ulaştırılması çoğulcu demokrasiden geçmektedir. Bugün dünya nüfusunun yarısı kadın nüfusudur. Dolayısıyla çoğulcu demokrasinin gerçekleştirilmesinde kadınlara politika ve karar mekanizmasında daha fazla yer verilmelidir. Kadınlarımızın enerjisini, potansiyelini ve birikimlerini aktarmaları için onların her alanda katılımları sağlanmalıdır. Kadınlarımız bütün haklardan yararlanmalı, cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmamalıdır. En büyük temennimiz ise, kadına şiddetin son bulması ve kadınlarımızın sosyal hayatta her zamankinden daha çok yer almasıdır.

Kadınımızı üretken bir birey haline getirmek, toplumda eşitlik ilkesi oluşturmak, bunun yanında kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katkıları için onları gayretlendirerek çözüm odaklı projeler, araştırmalar, yayınlar ve etkinliklerle toplum içinde hak ettikleri yeri almasını toplum olarak sağlamaya çalışmalıyız.    

Kadınımız, içeride ve dışarıda her platformda yer alıp, dünyadaki hemcinsleri ile rekabet edebilecek düzeye gelerek çözüm üreten bir birey olmalıdır.

Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan kadınlarımız için iktidar olarak göreve geldiğimiz 2002 yılından bugüne birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Kadını toplumdan dışlayan değil aksine kadın olmazsa bir toplumun olamayacağı fikriyle hareket ettik. Bu bağlamda kadınlarımız için pozitif ayrımcılık sağlanmasını yasa ile güvence altına aldık. Eğitime önem vererek, okullaşma oranını ve kız çocuklarımızın okuma oranında önemli artış sağladık. Kadın istihdamını artırdık. Şiddete uğrayan kadınlarımıza devletin sıcak elini uzattık. Annelerimiz için doğum öncesi ve sonrasında şartları iyileştirdik. Erken evliliklerin önlenmesi için eğitim hizmetlerini yaygınlaştırarak algı yarattık. En önemlisi ise dini inancı yüzünden toplumda özgürlükleri kısıtlanan, ayrımcılığa uğrayan kadınlarımızın haklarını kullanmasını mümkün hale getirdik. Bununla birlikte toplumun her kademesinde kadının varlığını kabul ederek, erkek ve kadını ayrı ayrı düşünmeyip bir düşünüp insan olarak önümüze baktık.

Bu duygu ve düşüncelerle, Kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü bir kez daha kutlar, barış dolu, sevgi dolu, huzur dolu bir dünya temennisiyle saygılarımı sunuyorum.” ifadelerine yer verdi.

 

ZONGULDAK CHP MİLLETVEKİLİ ÜNAL DEMİRTAŞ:

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. 8 Mart’ın, kadınların ayrımcılığa, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı haykırdıkları günün simgesi olduğunu hatırlatan CHP’li Demirtaş, mesajında şunları ifade etti:

161 yıl önce kadınların başlattığı mücadele, günümüz Türkiyesinde hala devam etmektedir. Bugün ülkemizde kadınlar işgücüne son derece düşük oranlarda katılmaktadır. İşgücüne katılan kadınların milyonlarcası, özellikle tekstil, temizlik ve tarım sektörlerinde, kayıt dışı-merdiven altı işletmelerde, asgari ücretin altında kalan ücretlerle, çok uzun saatlerde ve her türlü güvenceden yoksun bir şekilde çalışmaktadırlar. 2017 yılının Kasım ayında yayımlanan Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre; Türkiye, 144 ülke arasında 131’inci sırada yer almaktadır. Rapora göre; İş gücüne katılım oranı arttığı halde cinsiyet eşitsizliği sıralamasında geriye düşmemizin sebebi ise kadınların ev ve bakım işlerinde yer alması, ücret eşitsizliği gibi konuları olarak belirtilmektedir.Ülkemizde son 16 yılda AKP iktidarı tarafından adeta “kadın düşmanı” bir anlayış ile hayata geçirilen politikalar kadınları yasalar önünde eşitmiş gibi gösterirken, onların gündelik hayatta yok sayılmalarına neden olmuştur. AKP İktidarı döneminde; Kadınlar  yalnızca çalışma yaşamında değil, sosyal yaşamda ve aile yaşamında da sömürüye ve birçok saldırıya maruz kalmakta, canlarına kastedilmektedir. Kadınlar, çocuk doğurma baskısıyla eve bağlanmak istenmekte, kamu atama ve terfileri, liyakat yerine cinsiyetçi bakış açısıyla yapıldığı için kadın yönetici sayısı gittikçe azalmakta, çocuk gelin sayısı hızla çoğalmakta, kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar oranları ve daha acısı kadın cinayetleri vicdanı olan herkesi kahredecek bir şekilde artmaktadır.Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa ve şiddete karşı çıkmak tüm insanlığın temel değerlerindendir. Kadınların eşit ve özgür bir birey olarak sosyal yaşamın ve çalışma yaşamının içinde olduğu, yaşam güvencesinin ve sosyal güvencesinin sağlandığı ve sömürülmediği bir dünya dileğiyle: yaşamımızın doğumdan ölüme kadar her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda bize desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakar kadınların “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutlar, en içten sevgi ve saygılarımı sunarım”

 

ZONGULDAK BELEDİYE BAŞKANI MUHARREM AKDEMİR:

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü’ kutlayarak yazılı bir açıklama yaptı. Kadınların yer almadığı alanlarda toplumsal başarıdan söz etmenin mümkün olamayacağını dile getiren Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; kadına yönelik her türlü şiddete sonuna kadar karşı olduğunu ifade ederek; “Aile kurumunun temel taşı, değerlerimizin temsilcisi olan kadınlarımız ve annelerimiz daima özverinin, sevginin temel kaynağını oluştururlar. Yüreğinde sınırsız sevgi ve hoşgörü ile geçmişten günümüze kadar, Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında, yeri gelmiş cephede savaşmış, yeri gelmiş cephe gerisinde savaşa destek olmuştur. Savaş sonrasında dahi, ülkemizin kalkınmasında kadınlarımız en önde yer almışlardır. Kadınlarımızın iyi şartlara kavuşması demek, toplumumuzun çağdaş uygarlıklar seviyesine ulaşması anlamına gelmektedir.  Cumhuriyet’imizin yükselmesinde, demokrasimizin gelişmesinde ve kültürümüzün çağdaş uygarlıklar düzeyinin üzerine çıkarılmasında eğitimli, özgür düşünceli Türk kadınlarımıza görevler düşmektedir. Bu anlamda, 8 Mart dünyada eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdikleri gündür. Toplumumuzun yapısını güçlendiren, şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru Türk kadını; daima özveri ve sevginin kaynağı olmuştur. Bizler, kadınlarımızı senenin sadece bir gününde değil, her gününde hatırlayarak, onlara gereken hassasiyeti göstermeliyiz. Bu vesileyle başımızın tacı kadınlarımıza saygılarımı sunuyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”

 

ÇAYCUMA BELEDİYE BAŞKANI BÜLENT KANTARCI:

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kantarcı yayımladığı mesajda, “8 Mart, New York’ta dokuma işçilerinin sekiz saatlik iş günü için verdiği mücadele içinde doğdu. 8 Mart 1857’de eşit işe eşit ücret ve daha iyi çalışma koşulları için greve çıkan işçilere yapılan müdahale sonucunda, çoğu kadın 129 işçi hayatını kaybetti. Tüm dünyada 8 Mart, bugünün anısına, ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmaya başladı. Kadınlar her 8 Mart’ta toplumsal eşitlik için taleplerini gündeme taşırken erkek egemen değerlere, cins ayrımcılığına karşı tepkilerini dile getiriyor” dedi.

Türkiye’de tüm sorunların yanında bir de ‘kadın sorunu’ olduğunu dile getiren Kantarcı, “Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre ülkemiz cinsiyet eşitliği alanında 145 ülke arasında 130. sırada geliyor. Okuma yazma bilmeyen kadın sayısı erkeklerin tam beş katına ulaşıyor. Okullaşma oranında da kızlar erkeklerin çok gerisinde kalıyor. Çalışma hayatındaki kadınlar erkeklere göre daha uzun süreli ve daha ucuz çalışıyor. KADER’in verilerine göre, 26 müsteşarlığın hiçbirinde kadın bulunmuyor. Bürokrasideyse kadın çalışan oranı %40’lara yaklaşmışken üst düzey yöneticilerde bu oran %10’lara düşüyor. Mecliste kadın oranı %15’e ulaşmıyor. En kötüsü de ülkemizde her 10 kadından 4’ü şiddete uğruyor. Çocuk tacizleri konusundaki rakamları utanç verici bulduğum için dile getirmek bile istemiyorum. Tüm bunlar ülkede her şeye ek olarak bir de ‘kadın sorunu’ olduğunu gösteriyor” dedi.

Kantarcı açıklamasını, “Türkiye gerçekten çağdaş bir ülke olacaksa, kadın sorununu çözmek için hızlı adımlar atmalıdır. Sorunun çözümüne, kadınların ekonomik, siyasal olarak elde ettiği kazanımlara saldırıları artıran, tecavüzü ve çocuk istismarını meşrulaştıran cinsiyetçi yaklaşımların yasalardan çıkarılmasıyla başlanmalıdır. Kadına yönelik şiddeti önleyici yasal düzenlemeler hızla tamamlanmalı, mahkemelerin bu suçlara verdiği cezalarda indirime gitmesi engellenmelidir. Eğitim başta olmak üzere tüm kamusal alanda mutlak eşitlik sağlanmalı, bunun için de kadınlara yönelik bütün uluslararası sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, çağdaş, eşit, demokratik bir Türkiye kadın erkek birlikte kazanılacaktır. Bu duygularla tüm halkımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, her türlü eşitsizliğin son bulduğu bir ülke için mücadele eden kadınları selamlıyorum” diyerek tamamladı.

 

ZONGULDAK DSP İL BAŞKANI SERCAN GÜNARSLAN:

 

8 Mart, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği büyük mücadelenin başlangıcı olarak kabul edilen bir tarihtir. 8 Mart 1957 yılında kadınların, erkeklerle eşit işe karşılık eşit ücret almak için başlattıkları bu mücadele, zamanla kadınların tüm alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olması mücadelesinin başlangıcı olmuştur. Türkiye'yi çağdaş ülkeler düzeyine çıkarmak isteyen Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, kadın-erkek ayrımcılığına son verecek yasal düzenlemeleri yaşama geçirmiş, bu yolda büyük devrimler gerçekleştirmiştir. 1926 yılında Medeni Yasa'nın kabulü ve 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ile Türk kadını, o yıllarda gelişmiş ülkelerin kadınlarından daha ileri haklar elde etmiştir. Tüm bu gelişmelere karşın günümüzde, kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Hak ve özgürlüklerini kullanamayan birçok kadınımız, ayrımcılığa, baskı ve şiddete uğramakta, töre cinayetlerine kurban gitmektedir. Ayrıca bugün kadın özgürlüğünün “türban”a indirgendiğini üzülerek görmekteyiz. Kadınları örterek onların özgürleştiğini sananların, ABD'nin Irak'ı özgürleştirdiğini sananlardan bir farkı yoktur. Baskı ve sindirmeyle insanlar özgürleşmez, aksine köleleşirler. Türban baskısıyla ve dayatmasıyla kadınların özgür iradelerini ipotek altına almaya çalışanlar, yüz yıllardır bu topraklar üzerinde tahakküm kurmaya çalışan ve siyasal İslam'ı bir araç olarak kullanan Arap emperyalizminin oyuncağı olanlardır.Kadınların, toplumsal ve siyasal yaşama etkin biçimde katılmaları, ülkemizin kalkınması, refahı ve mutluluğu açısından da oldukça önemlidir. Kadınları geri kalmış ülkelerin gelişmişliğinden söz edilemez. Türk kadını artık karar alma ve uygulama mekanizmalarında daha fazla söz sahibi olmalıdır. Ülkemizde kadınlara çoğunlukla eğitim şansı verilmezken, iktisadi ve sosyal faaliyetlere katılmaları da büyük ölçüde engellenmektedir. Kadınların iş gücüne katılım oranı düşüktür.  Kadınlarımız, son yıllarda çalışma yaşamında daha fazla yer almakta ancak eşit çalışma koşullara sahip olamamaktadır. Kadınlarımız iş hayatında; eğitim ve mesleki eğitimde, iş bulma ve yükselmede, ücretlendirmede ve sosyal haklardan yararlanmada büyük eşitsizlik yaşamaktadır. Kadının toplumda hak ettiği yeri alabilmesi, onları çalışma yaşamında etkin kılacak önlemlerin alınması, erkeklerle eşit fırsatların tanınması ile mümkündür.İçinde bulunduğumuz süreçte sadece kadınlarımızın haklarına değil, cumhuriyetimizin kazanımlarına da saldırılar artmaktadır. Unutmamalıdır ki, kadınımızın elde ettiği hakların tümü Cumhuriyet’in eseridir. Bugün kadın haklarına sahip çıkmanın yolu Cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmaktan geçmektedir. Çünkü Cumhuriyet aydınlanma devrimi,  ümmetçilik yerine ulusçuluğu, kulluk yerine yurttaşlığı, gericilik yerine çağdaşlığı beraberinde getirmiştir.
Cumhuriyet aydınlanmasının ışığında, kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı bir dünya dileğiyle, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum.


KDZ. EREĞLİ CHP İLÇE BAŞKANI SERTAN OCAKCI:

 

Kadınlarımız İnsanlığın var oluşundan bu yana uygarlığın gelişmesindeki en büyük görevi üstlenmiştir. Bu yüzden 8 Mart sadece kadınları anmak, kutlamak, övgüler yağdırmak değil, kadın hakları, kadın-erkek eşitsizliği, kadına şiddet gibi konuların da tartışılması, gündeme gelmesi, kadınlarımızın sosyal hayat içerisindeki değerini ve önemini anlamamızı sağlayacaktır.8 mart 1857 yılında New York şehrinde kırk bin dokuma işçisi kadın işçi, çalışma koşulları ve maaşlarının yükseltilmesi, 16 saatlik çalışma sürelerinin 10 saate düşürülmesi, eşit işe eşit ücret için greve çıkarlar. Bu tarih grevin başlangıcı olup aynı zamanda emekçi kadınlar günü olarak tarihe geçecektir. 1977 ‘de UNESCO’nun 8 Mart’ı Dünya Kadınlar günü olarak açıklamasından bugünlere dünyanın her yerinde kutlanmaya başlanıldı.  Bilinmesini isteriz ki Türkiye 1926-1934 yıllarında gerçekleştirilen Atatürk Devrimleri ile, kadınların sosyal, kültürel alanlarda, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur. Özellikle, günümüzde Gençlerimizin Cumhuriyetimizin ve Atatürk’ün kıymetini daha iyi anlamaları için bir gerçeğin altını çizmek gerekir.   Türk kadınına seçilme hakkı Fransa, İtalya ve İsviçre’den daha önce tanınmıştır.  Atatürk kadınlarımızın medeni, sosyal, siyasi hakları için çalışmış olup  Türk Medeni Kanunun kabulü ile toplumsal ve ekonomik hayatta kadın erkek eşitliğini sağlanmıştır. Ulu önderimizin Mustafa Kemal Atatürk,  ‘…Dünyada hiçbir milletin kadını, ben, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar gayret gösterdim diyemez.’ Sözü ile kadınlarımıza verdiği değeri göstermektedir.
1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizin, biat toplumundan çağdaş, demokratik ve laik anlayışı benimser noktaya belirlenen süre içinde geçebilmesinde de Türk kadının görevi ve sorumluluğu çok büyüktür. Bugün, Cumhuriyet rejiminin yok edilme tehlikesi ile burun buruna getirilmek istendiği süreçte, tarihinden aldığı sorumluluk duygusu ile hareket eden Türk kadını, üzerine düşeni yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir. Cumhuriyet,  emekçi kadınlarımızın omuzları üzerinde yükselmiş,  onların ellerinde şekillenmiş, onların yetiştirdiği vatan evlatları tarafından korunup gözetlenmiştir. Gelecekte de Türk kadını, gerektiğinde Cumhuriyet'in bekası için emek, dirayet ve karar noktasında üzerine düşeni yapacaktır. Bu düşüncelerle Cumhuriyet sevdalısı emekçi kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi  Kadınlar Günü'nü tebrik ediyor,  şahsım ve örgütüm adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 

BEÜ REKTÖR VEKİLİ PROF. DR. ALİ AZAR:

Millet, değerler sistemi ile kurulu bir yapıdır ve kadın, bu yapıyı üreten vazgeçilemez bir unsurdur. Başta annelik sıfatı olmak üzere, toplumsal hayatta üstlendiği tüm vasıfları ile kadın, adeta bir sanatçı gibi tüm toplumsal yapıyı şekillendiren, ona rengini veren bir değerdir. Evet, kadın başlı başına bir değerdir ve toplumlar, değerler sistemi ile var olurlar ve varoluşlarını bu sistem içinde sürdürürler. Öyleyse kadının konumu tüm toplumun mahiyetini belirleyecek bir önem arz ediyor.

Bu yönüyle ailede, çalışma hayatında ve sosyal hayatta yer aldığı çoklu kimliği üzerinden kadın, toplumsal yaşamın ritmini ve nabzını belirliyor. Her insan bir anneden doğar ve temel kimliğini ondan alır.  

Bu bilinçle ele aldığımızda kadının yeri ve konumu, o toplumun mahiyetinin en net göstergesidir. Kadın toplumsal yaşamı dengeleyen bir odak noktasıdır. Bu doğrultuda kadını metalaştıran yaklaşımların, değer odaklı değil, çıkar odaklı algılar üreterek toplumun bu denge halini zedelediğini ve bu yolla kadının itibarını ortadan kaldırırken toplumsal yapıyı da sarstığını söyleyebiliriz.

Kadına şiddet cehaletin en derin örneğidir ve ne yazık ki cehaleti tahsil üzerinden açıklamak da yetersiz kalıyor. Kadına şiddet, eğitim seviyesi üzerinden kategorize edilemeyecek bir mahiyet arz ediyor. Okuma yazması olmayandan, üst düzey eğitim görmüş kişilere kadar varan bir çevrede ortaya çıkan bu şiddeti cahillik göstergesi olarak ele aldık. Çünkü cahillik bilgi düzeyi ile değil, hakikati ve insanca davranışı ortaya çıkartacak davranışların gösterilip gösterilmediği üzerinden ortaya çıkan bir bilinç seviyesidir. Belirttiğimiz doğrultuda kadına şiddet uygulama noktasına düşmek, şiddet uygulayan kişinin eğitim seviyesi ne olursa olsun cehaletin en alt noktasıdır. Bu açıdan cehaletle mücadelede üniversiteler başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarının, bilginin yanında bilinç düzeyini de yükseltecek yöntemler geliştirmesi büyük önem arz ediyor. Şunu asla unutmamalıyız ki kadına verilen değerin en müşahhas karşılığını yüce dinimizde bulabiliriz. Peygamber Efendimiz bir Hadisi Şeriflerinde “Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü Teâlâ’nın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!” buyurmaktadır. Belki de artık, Sevgili Peygamberimizin “Cennet anaların ayakları altındadır.” hadisini, bilmekle yetinmeyip bu konunun derinliklerini tartışacak platformlar üzerinden, kadının yerine ilişkin böyle bir bilinç seviyesine yönelmeliyiz.

 Bu gün vesilesiyle kadının, insanlık için önemini tekrar vurgulayarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. 

 

GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI YÖNETİM KURULU:

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS)  Yönetim Kurulu adına bir mesaj yayınlayan Genel Başkan Ahmet Demirci, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı.Mesaj şöyle;“8 Mart 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınlar “eşit işe eşit ücret ve 16 saatlik işgününe karşı 10 saatlik işgünü” talepleriyle grev yaparken birçok kadın fabrikaya kapatılır ve bu sırada çıkan yangında hayatını kaybeder. O günden sonra, kadın işçilerin bu onurlu direnişi tüm dünyada kadınların hak, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir simgesi haline dönüşür. 8 Mart’a anlamını yükleyen ise Clara Zetkin olur. 8 Mart 1910’da değişik ülkelerden kadınlar, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da toplanır ve yaşamlarını; savaşsız, sömürüsüz bir dünya için mücadeleye adarlar. Uluslararası ve Almanya işçi hareketinin tanınmış önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart’ın dünya kadınlarının mücadele ve dayanışma günü ilan edilmesini önerir, bu önerisi kabul görür. Özgürlük, barış, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya, kadın haklarını kazanma mücadelesi veren kadınlar, o tarihten itibaren geleceklerine ilişkin ortak projeler üretmenin yollarını aramışlardır. Emekçi kadınlar; birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 8 Mart’ta değil, her gün emekten yana mücadele içindedir. Kadınların verdiği bu mücadele tarihi, bizlerin emek mücadelesine de ışık tutmaktadır.Kadına yönelik şiddetin sona ermesi, tüm kadınlarımızın emeklerinin karşılığını tam anlamıyla alması, çağdaş haklar ve özgürlüklerle birlikte, yaşamın her alanında başarıyla yer almaları, siyasette, iş dünyasında, sosyal hayatta daha çok sayıda ve daha aktif olmaları en büyük dileğimizdir.Genel Maden İşçileri Sendikası olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz, onlara sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.”



KDZ. EREĞLİ TSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI SERTAN YALÇIN:

8 Mart, dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemleri dile getirdikleri gündür. Dünyamıza anlam katan, üretken, sevgi ve şefkat dolu kadınlarımız; hayatımızın her anında vardır. Aile ve iş yaşamımız boyunca, iyi ve zor günde; her zaman her yerde varlıklarını hissettiren kadınlarımıza minnettarız. ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır’ öğüdü veren inancımız gereği, kadınlarımız bizim baş tacımızdır. Kadınlarımızın bu anlamlı gününü yürekten kutluyor, barış, sevgi ve başarılarla dolu bir dünya diliyorum.