Eğitim Sen Zonguldak Şubesi  “Sözleşmeli Öğretmenlere Yönelik Ayrımcı Uygulamalardan Vazgeçilmelidir!” başlıklı bir açıklama yayımladı.

Yıllardır kamu istihdamında, özellikle eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını hayata geçirmek isteyen siyasi iktidar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitimde “sözleşmeli istihdam” uygulamasını başlatmış ve bugüne kadar 38 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılmıştır” sözleriyle başlayan açıklamanın devamı şöyle:

Milli Eğitim Bakanlığı temsilcileri, her fırsatta sözleşmeli öğretmenlerin hakları bakımından kadrolu öğretmenlerle aynı haklara sahip olduğunu iddia etmektedirler. Ancak gerçek durum tam tersidir. 27 Temmuz 2016 tarihli 668 sayılı KHK ile 2011 yılında çıkarılan, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK’nın 6. Maddesine bir ek yapılarak (Ek madde 4) 4-B’li öğretmen alınması ve bu öğretmenlerin 4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacağı düzenlenmiştir. 668 sayılı KHK ile yapılan tartışmalı OHAL düzenlemesi ile sözleşmeli öğretmenler, özellikle ilk atandıkları yerdeki hizmet süreleri (4 yıl) boyunca başka bir yere atanamamakta ve özür grubu atamalarından hiçbir şekilde yararlanamamaktadırlar. Öyle ki, aile mazeretine bağlı yer değiştirmelerde, ilgili düzenleme uyarınca istihdam edilen öğretmenin eşinin sözleşmeli öğretmene tabi olduğu ifade edilmekte, binlerce sözleşmeli öğretmen ya eşini ya işini tercih etmeye zorlanmaktadır.

3 Ağustos 2006 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan “Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik” 20. Maddesinde “Sözleşmeli öğretmenler, görev yaptıkları eğitim kurumlarındaki emsali kadrolu alan öğretmenleri için öngörülen görev ve sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür” ifadesi yer almaktadır. Sözleşmeli öğretmenlere kadrolu öğretmenlere aynı görev ve sorumlulukları yükleyip, onların en temel hakkı olan özür grubu atamalarından yararlandırılmaması açık bir hak gaspıdır ve bu konuda derhal somut adım atılmalıdır.

Eğitim Sen olarak bir kez daha vurgulamak isteriz ki, öğretmenler arasında kadrolu, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen ayrımı yapılması doğru değildir. Eğitimde yaşanan nitelik bozulmasının bir nedeni de, öğretmen alımında güvencesiz istihdam politikalarının benimsenmesidir. Bütün öğretmenlerin kadrolu çalışması sağlanana kadar, en azından bugün için sözleşmeli öğretmenlere yönelik ayrımcı ve hukuksuz uygulamalardan vazgeçilmeli, aynı haklara sahip oldukları iddia edilen kadrolu öğretmenler gibi sözleşmeli öğretmenlerin de aile mazeretine bağlı yer değiştirmeleri konusunda acilen düzenleme yapılmalıdır.

Eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir ve eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere ve genel olarak eğitim sistemine faydasının olmadığı geçmiş uygulamalarla somut bir şekilde görülmüştür. Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için eğitimde her türlü güvencesiz istihdam uygulamasından derhal vazgeçilmeli, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.