Dernek Başkanı Yiğit: Zonguldak’ı yönetenler, milletvekillerimiz, sivil toplum kuruluşları ve Zonguldak bu davaya sahip çıkmadılar. Onları vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Ölüsüne sahip çıkamayan şehir, dirisine sahip çıkamaz. Bizim babalarımız bu memleketin zor günlerinde ülkenin sanayinin gelişmesinde ve çocuklarının ve ailesinin geçimini sağlamak için şehit oldular.

 

Yiğit: 3 Mart Kozlu, 7 Mart Armutçuk maden şehitlerini anma programı düzenleniyor. Törende ve törenden önce herkes şunu söylüyor; ‘maden şehitlerini anıyoruz.’ Bırakalım artık bu klasik cümleleri. Anmak yeterli değil, maden şehit yakınları için bir şeyler yapın. Dernek olarak aileler olarak bütün diyalog yollarını denedik. Bundan sonra da çözülmezse tepkilerimiz artacak. Açlık grevine dahi başlayacağız. Buradaki aileler umut bekleyerek her gün ölüyor. Her gün ölmektense bir gün ölürüz"

  

Zonguldak Maden Şehidi Aileleri Derneği Başkanı Çetin Yiğit, Soma'daki maden şehitlerinin yakınlarına tanınan "Kamuda bir yakınının işe yerleştirilmesi" hakkının Türkiye genelindeki şehit yakınlarına tanınması için gerekirse açlık grevine başlayacaklarını söyledi.

 

"MADENCİ YAKINLARINA DA TANINSIN"

Yiğit, dernek binasında dernek yöneticileri ve maden şehitlerinin yakınlarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında, Soma'daki maden şehitlerinin yakınlarına tanınan "Kamuda bir yakınının işe yerleştirilmesi" hakkının Türkiye genelindeki yaklaşık 700 maden şehidinin yakınına da tanınması gerektiğini belirtti.

 

"VİCDANLARI İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM"

11 Eylül 2015 tarihinde Zonguldak Bölge İdare Mahkemesine, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne karşı, "Soma'daki maden şehitlerinin yakınlarına kamuda sağlanan iş imkanının Türkiye genelindeki maden şehitlerinin yakınlarına da tanınması" yönünde açılan davanın Zonguldak Bölge İdare Mahkemesinde olumlu sonuçlandığını hatırlatan Yiğit, "Talebiz olumlu bulundu. Anayasa aykırılıktan dolayı davayı Anayasa Mahkemesine gönderdi. Anayasa Mahkemesi davayı 2'ye karşı 12 oyla reddetti. Ben ve maden şehit yakınları olarak bu davayı red edenleri vicdanları ile başbaşa bırakıyorum" dedi.

 


DAHİL ETTİREMEDİK

Yaptıkları tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, yaklaşık 700 maden şehidinin ailesine gerekli desteğin sağlanmadığını anlatan Yiğit şunları söyledi: "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, faciadan sonra açıklama yaptı ve ‘maden şehit yakınlarına sivil şehit sayılacak ve kapsam genişleyebilir’ dedi. Tabi ki bu açıklama tüm maden şehitleri adına olumlu gelişme idi. Ama ne hikmetse daha sonra Soma Ermenek ile sınırlı tutuldu bu olay. Türkiye’deki diğer maden şehit ailelerini derinden üzdü, yaşadıkları acılar bir daha katlandı. Daha sonra yasal düzenleme yapılırken milletvekillerine defalarca söyledik. Ankara’ya maden şehit yakınları ile birlikte defalarca gidip dile getirdik ama dahil ettiremedik. Bize söylenen yasa geriye işlemezmiş. Ama 2004 yılında 5233 sayılı kanın çıkartıldı. Doğuda terörle mücadeleden zarar görenler için 1987 yılına kadar geriye gidip kapsadı ve bu yasanın kapsaması maliyet olmuyor da 700 kişi maden şehit yakını maliyet oluyor.

 

"İDARE MAHKEMESİ BİZİ HAKLI BULDU"

Bizler en sonra dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye gittik. Bize aynen şunu söyledi; ‘bu yasayı biran önce çıkartmamız lazım, bu kapsamı genişletemezsek yasa çıktıktan sonra dava açın. Bu hakkınızı mahkeme yoluyla alacaksınız’ dedi. Torba yasa çıktıktan sonra dava açtık. Zonguldak İdare Mahkemesi bizi haklı buldu ve anayasaya aykırılıktan dolayı davayı anayasa mahkemesine gönderdi. Anayasa mahkemesi davayı 2’ye karşı 12 oyla reddetti. Ben ve maden şehit yakınları olarak bu davayı reddedenleri vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Bu kararı verenlerin bizim yaşadığımız acıyı yaşaması gerekiyor. Ben o zaman size 1983 yılında yaşadığımız olayı anlatayım; ‘benim babam 07.03.1983 giruzu faciasında şehit olduğunda ben 12 yaşındaydım. Babamın cenazesi önüme geldiğinde ben tabutu açmak istedim ve açtığımızda babamın cenazesi yerine yanmış kömür parçası gördüm. Buradaki arkadaşlarımın hepsi aynı acıyı yaşadılar.

 




"MEZARI KAPANDIKTAN SONRA HERKESİ KADERİNE TERK EDİYORLAR"

Ben her defasında dile getiriyorum. Bir arkadaşımız şehit olduğunda, herkes mezara koyuncaya kadar her şeyi yapıyor, sözler veriyorlar, 'ailesine yardımcı olacağız' diyorlar. Ama mezarı kapandıktan sonra herkesi kaderine terk ediyorlar. Var mı burada bir yetkili tarafından; bir derdiniz var mı diyen? Ben duymadım. Bırakın aramayı 1983 yılında grizu faciasında şehit olanların yakınları için toplanan bağışları bile ailelerine vermediler. Yazık değil mi bu insanlara.

 

"SONUÇ ÇIKMADI"

Biz dernek olarak; bölgemiz ilçe teşkilatları, bölge milletvekilleri, çalışma bakanlığı, enerji bakanlığı, aile sosyal politikalar bakanlığı olmak üzere üç yıldan beri girişim yapmadığımız makam kalmadı. En son sayın Başbakanımız Zonguldak’a geldiğinde şehit ailesi bir kardeşim konuyu kendisine anlattı. Sayın Başbakanımız da şehit ailesine söz verdi. Cumhurbaşkanımızla görüşüp sorunu çözüme kavuşturacağız diye söz verdi. Ama henüz sonuç çıkmadı.

 

"ONUN MÜJDESİ DE BOŞ ÇIKTI"

Sayın Vekilimiz Hüseyin Özbakır, açıklama yaptı. Bu işi ben çözerim dedi ama sonbaharda. Niye sonbahar? Bizim babalarımız ilkbaharı göremeden şehit oldular. Niye sonbaharı bekleyelim. Zamanında Sayın Köksal Toptan, 3 Nisan 2015’te açıklama yaptı. 'Maden şehit yakınlarına müjde, Soma yasasından tüm maden şehit yakınları faydalanacak' dedi. Ana onun müjdesi de boş çıktı. Bu zamana kadar herkes bizleri hayal kırıklığına uğrattılar.

 

"ZONGULDAK SAHİP ÇIKMADI"

Zonguldak’ı yönetenler, milletvekillerimiz, sivil toplum kuruluşları ve Zonguldak bu davaya sahip çıkmadılar. Onları vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Ölüsüne sahip çıkamayan şehir, dirisine sahip çıkamaz. Bizim babalarımız bu memleketin zor günlerinde ülkenin sanayinin gelişmesinde ve çocuklarının ve ailesinin geçimini sağlamak için şehit oldular. Ben şunu beklerdim Zonguldak’ın 5 milletvekilinden; Çorum, Kütahya, Bursa, Manisa, Amasya, Siirt, Kahramanmaraş, Tekirdağ gibi maden olan diğer illerin vekilleri ile bir araya gelip Sayın Cumhurbaşkanımıza maden şehitlerinin durumunu anlatsalar idi. Ben inanıyorum ki; Cumhurbaşkanımız maden şehit ailelerinin sorununu çözerdi. Ama maalesef anlatamadılar.

 

"BIRAKIN ARTIK BU KLASİK LAFLARI"

3 Mart Kozlu, 7 Mart Armutçuk maden şehitlerini anma programı düzenleniyor. Törende ve törenden önce herkes şunu söylüyor; ‘maden şehitlerini anıyoruz.’ Bırakalım artık bu klasik cümleleri. Anmak yeterli değil, maden şehit yakınları için bir şeyler yapın. Bizler buradan bir kez daha dernek ve maden şehit aileleri olarak sesleniyoruz; bu taleplerimizi lütfen bir kez daha düşünün. Maden şehit ailelerinin acısını dindirin. Yürürlükte olan maddeye ek madde yapılacak, sizler için zor bir iş değil. Dernek olarak aileler olarak bütün diyalog yollarını denedik. Bundan sonra da çözülmezse tepkilerimiz artacak. Açlık grevine dahi başlayacağız. Buradaki aileler umut bekleyerek her gün ölüyor. Her gün ölmektense bir gün ölürüz"

 



"ZONGULDAKLI KADERİNE TERK EDİLDİ"

TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında 7 Ocak 2013 yılında meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden Köksal Kadıoğlu'nun eşi Remziye Kadıoğlu, Başbakan Binali Yıldırım ile Filyos projesinin açılışı için geldiği Zonguldak'ta görüşme fırsatı bulduğunu anlatarak, "Başbakanımıza çıkarılan yasadan bizlerin de yararlanması gerektiğini söyledim. 'Gereken yapılacak' dedi ama bize sahip çıkılmadı. Zonguldaklı olarak kaderimize terk edildik. Açlık grevi ise açlık grevi. Soma'da çocuklar nasıl yetim kaldı ise bizim çocuklarımız da yetim kaldı. İçimizde mağdur olan insanlar var. 800 lira ile geçinmeye çalışanlar var. Neden Zonguldak'ı sahipsiz bırakıyorlar. Biz olan hakkımızı istiyoruz. Gerekenin yapılmasını Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan istiyorum" dedi.

 

"BU İŞ SOKAKLARA DÖKÜLECEK"

TTK Armutçuk Müessesesinde 7 Mart 1992 tarihinde meydana gelen grizu faciasında babasını kaybeden maden işçisi Baki Tura da dünyanın en tehlikeli ve zor işinin madencilik olduğunu belirtilmesine rağmen Zonguldak'ta bu cümlenin içini dolduracak bir adım atılmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Yıllardır verdiğimiz bir mücadele var. Çalmadığımız kapı kalmadı. Bizi bir kapıdan aldılar diğer kapıdan uğurladılar. Artık sözün bittiği yere geldik bu saatten sonra derneğimiz bu konu ile ilgili her türlü eylemi ve tepkiyi verecektir. Bu konunun siyasi bir tarafı yoktur. Mağdur olan tarafların mağduriyetleri nasıl gideriliyorsa Zonguldak'ta da 5 bine yakın insanımız burada çoluk çocuğunun nafakasını kazanırken yerin yüzlerce metre altında hayatlarını kaybettiler. Şehitlik makamının ne olduğunu dinimiz gereği de biliyoruz. İktidarı ve muhalefetine sesleniyoruz bu konuya duyarsız kalmayın. Yarın bu iş sokaklara dökülecek, imza kampanyaları başlatılacak, açlık grevleri başlatılacak. Bu işin önünü biz durduramayız"

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)