Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, belediyenin çalışmalarını değerlendirdi. Kozlu’daki Sahil Projesi’nin çok büyük bir proje olduğunu söyleyen Başkan Bektaş, “Bu memleketteki, Karadeniz’deki en güzel sahili yapamazsam, değil belediye başkanlığını, siyaseti bırakacağım” dedi.

Bektaş, konuşmasında şunları söyledi;

 

“ŞOV YAPMIYORUM”

“İnsanlar ne düşünürlerse düşünsün, yapılan her işi Zonguldak için yapmak lazım. Yapılan her işi kötüleme, birilerini küçümseme ve başarısız olması girişimlerinde bulunmak Zonguldak’ın hastalığı haline geldi. Mesela Sahil Projesi, çok ciddi bir proje. Beni şov yapıyor zannediyorlar. Bu memleketteki, Karadeniz’deki en güzel sahili yapamazsam ben belediye başkanlığını değil, siyaseti bırakacağım. 5 sene boyunca hala Ali Bektaş’ın yaptığı altyapı sistemi ile yağmurları geçiştiriyoruz. Bu konuda en büyük iddiam budur. Kozlu’ya benim yaptığım altyapıyı kimse yapamadı. Her belediye başkanı bir şey yapmış, ama altyapıya yatırım yapmaya kimse cesaret edemiyor. Bu memlekette 50-100 sene sonra bile altyapı sorunu olmasın. Arıtmaya kadar. Altyapı ise altyapıya, üst yapı ise üst yapıya yatırım yapacağım. Eylül ayında sahil projesi ile ilgili projeleri incelettirip, 2010 Mart ayında ‘bismillah’ deyip projeyi başlatmak istiyoruz. Sahil projemiz başladığı anda 150-200 kişi çalışacak. Gerçekleştikten sonra o alanda 600-700 kişi çalışacak.”

 

“HERKESE AYNI EŞİTLİKTE HİZMET”

“Geçtiğimiz günlerde bir gazetede okudum, diyor ki; “Ali Bektaş kıvırıyor”. Onu söyleyen ve yazan adamın benim yanıma gelirken esas duruşa geçmesi lazım. Ne demek kıvırmak? Siyaset bu kadar aşağılanmaz. Bizim hiçbir şey kıvırdığımız yok. Bu memleketin menfaati ne ise, ben onu yaparım. Her zaman, her yerde üzerine basa basa söylüyorum. Her zaman doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanlarla siyaset yaptım. Benim siyasetimde hiçbir çakal takımı, hiçbir menfaat sahibi yok. Belediyeye çakal takımı giremez. Sıkıysa girsin. Amacım Kozlu’da huzur sağlamak. Hiçbir amacım, hiçbir siyasi popülaritem yok. Asla 5 sene sonrasını düşünmüyorum. Benim hakkımda bir sürü spekülasyonlar yapılıyor, ‘şu partiye geçecek, bu partiye geçecek’ diye. Şuanda ben bağımsızım. Bağımsız olarak görevimi yerine getirme çabası veriyorum. Böylesi daha iyi, her partiye aynı seviyede uzaklıktayım. Kim gelirse gelsin bu belediyeye, herkesin hizmetindeyiz. ‘Bize oy verdi, vermedi’ diye bakmıyorum.”

 

“KOZLU’NUN MENFAATİ NEYSE ONU YAPACAĞIM”

“Kozlu’nun menfaati neyse, onu yerine getireceğim. Bununla ilgili spekülasyonlar yapılsın da istemiyorum aslında. Çünkü ortada kalmış mal gibi, ‘Ali Bektaş oraya gidecek, buraya gidecek’ deniliyor. Biz Belediye Başkanıyız. A partisinden olsak ne olur, B partisinden olsak ne olur. Önemli olan hizmet yapabilmek. Bazı parti belediye başkanları var, A veya B partisinden. Bir bakıyoruz A veya B partisinin çakal takımları onların kapısında. Adamlar mafyadan, çakaldan içeri giremiyor. Bu mudur particilik? Belediye Başkanı seçildiği andan itibaren partisi olmaz. Seçildiği andan itibaren tüm kamunun malıdır. 37 bin nüfuslu bir beldede karakol ile Ziraat Bankası’nı saymazsanız tek devletsiniz, herkes size geliyor. Burada nasıl partili davranabilirsiniz? Bu memleket hepimizin. Benim şuanda hiç parti değişikliği takıntım yok. Memleketimin menfaati ne gerekiyorsa, onu yapacağım. Kendimi de Kozlu için feda ederim.”

 

“BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL”

“Kozlu’da iş yapmak isteyenler, burada illegal hiçbir iş yapamaz. Burası artık ‘Muz Cumhuriyeti’ değil. Kozlu, kanunların uygulandığı bir belde olacak. Hiç kimsenin bundan en ufak bir şüphesi olmasın. Herkes kendine göre kanun uyguluyor. Bir bakıyoruz, adam kendine çıkıyor inşaatı, ruhsat sonra gelecek. Adam tezgâhını kuruyor, belediye başkanı idare ediyor, devletin malının üzerinde adam dükkânını açıyor, aylarca kira vermiyor, su parası vermiyor. Yok arkadaş; su borcu olan su borcunu ödeyecek, kira borcu olan kira borcunu ödeyecek. Kuruşu kuruşuna, gerekirse icraya vereceğim. Siyaseten kaybederim belki bir kişiyi, ama 100 kişinin hakkını temsil ederim. O yüzden çalışmalarımız tamamen huzuru sağlamak ve altyapıyı oluşturmak üzerine. Kozlu’yu memleketin en güzel yeri yapmaya iddialıyız. İnşallah Allah bizi utandırmaz. Ekibimizle birlikte iyi gidiyoruz. İyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bunları insanlar biran evvel oluşsun istiyor. 4 ayda, ‘Ali Bektaş neden verdiği sözü tutmuyor?’ diyorlar. 4 ayda söz tutmak mümkün mü? 4 ayda yaptığımız tek şey Kozlu’yu tozdan, dumandan, çamurdan ve çamur insanlardan kurtardık.”

 

“MEMLEKETİN KANINI EMENLER GELEMEZ”

 “Huzurlu bir memleket yarattık. Gelsinler bütün Zonguldak gezinsin, tüm ilçeler de dahil, buradan daha huzurlu ve temiz bir kent bulamazsınız. Çünkü bundan önceki dönemde üstüne her zaman basa, basa söylediğim gibi yine söylüyorum, ben çok hatalı işler yaptım. İnsanları tanıyamadım. ‘Herkesle iyi geçineyim, yanımda olsun’ dedim. Hayır, herkesle iyi geçinmeye ihtiyaç yok. Bu memleketin kanını emen insanlar, benim dostum değil, kim olursa olsun. Bu memleketin kanını emenler buraya gelemez. Artık 3 paralık adama, 3 paralık değer. Ama bu memleketin değerlerindeki herkese de değer vereceğim. Önümüzdeki 31 Ağustos’ta Kozlu’nun yerel televizyonundan canlı olarak yayınlayacağımız çok önemli bir ihale gerçekleştireceğiz. Araçların 10 yıllık kiralanması ihalesi. Onunla birlikte bazı düze çıkma çalışmalarımız, ondan sonra da yatırım yapma fırsatlarımız olacak. Kozlu Belediyesi kendi ayakları üzerinde durabilen, maaşını ödeyebilen, sigortasını, vergisini ödeyebilen bir belediye durumuna gelecek, Allah’ın izniyle. Tek hedef noktamız o. Bir hedef belirlemezseniz, insanlara bir umut veremezseniz. Evine ekmek götüremezse insanlar bunun altındaki huzursuzluk kaos getiriyor, kavga getiriyor, eşinden boşanma getiriyor. Ama bizim kısa sürede her şeyi yapmamızı bekliyor insanlar. Bu mümkün değil. Sözümüzü teker teker tutuyoruz. ‘Herkesi işe yerleştireceğiz’ dedik, bugüne kadar işe yerleştirdiğimiz insan sayısı 124. Hepsinin sigortaları var. Belediyeye sadece hizmet alanında aldığımız 20 kişi var. 124 kişi çeşitli birimlerde sigortalı işe yerleştirildi. Çıksın bakalım başka bir siyasetçi, ‘4 ay içerisinde 124 kişiyi işe yerleştirdim’ desin. Yerleştiremezler, biz bu konuda ikili ilişkilerimizi kuruyoruz. Amacımız huzurlu bir kentin içerisinde çok sayıda insana ekmek verebilmek. İddia ediyorum, Zonguldak’taki herkes dinlenmek için Kozlu’ya gelecek. Bu konuda çok iddialıyım.”

 

“PARASI OLAN İNSAN BENİM İÇİN BÜYÜK İNSAN STATÜSÜNE GİRMEZ”

“Sosyal Güvenlik Kurumu binası ile ilgili içimizdeki İrlandalılar seviniyorlar. Sosyal Güvenlik Kurumu binası Zonguldak’a gidecekmiş gibi. Hatta, ‘Ali Bektaş başaramadı’ diye göbek atıyorlar. Ben başarılı olsam ne olur, olmasam ne olur. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Kozlu’ya gelmesi, Kozlu’daki her insana faydası olacaktı. Ben elimden geleni yapıyorum. İşte Zonguldak’ın en büyük hastalığı bu. Zonguldak’ın bugüne kadar ilerleyememesinin tek sebebi bu. Biz birbirimizi yemekten ilerlemeye fırsat bulamadık. Eğer siyaset de adamsa insanlar, ortak noktada buluşamadığımız müddetçe Türkiye’nin Almanya’lığından Türkiye’nin Etiyopya’lılığına gelmezdik. Zonguldak’ta iyi bir şeyler yapılmaya çalışılsın, onun karşısına yüzlerce insan eleştiriye çıkıyor. Çocuklar mutsuz, karı-kocalar boşanıyor, çocuk harçlık için babasının suratına dalıyor. Ne siyasetçi olursanız olun, eğer onların yüreğindekini hissedemiyorsanız, ister bakan olun, ister başbakan olun, ister belediye başkanı olun, bir şey yapmak isteyen insanlara, ‘şov yapıyor, kıvırıyor’ derseniz bu memleket böyle olur. Biz en azından Kozlu’da herkesin evine ekmek getirebileceği, evine huzurlu bir şekilde gidebileceği bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Allah bu mücadelemizde bizi utandırmasın. Hak edene, hak ettiği değeri veriyorum, hak etmeyene sinek kadar değer vermiyorum, değmez çünkü. Sinek kadar değeri olmayan birine değer verdiğimiz için, ciğeri beş para etmez insan bir yere gittiği zaman diğer insanlar önünü ilikliyor. O adam da ondan sonra, ‘ben büyük adamım’ diyor. Bundan sonra bu tip insanları ayırt etmeye çalışıyorum. O iyi olacakmış, o darılacakmış hiç umurumda değil. Benim için en büyük adam, evine ekmeğini alıp namuslu şekilde evine ekmek getiren insandır. Parası olan insan benim için büyük insan statüsüne girmez.”