Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Zonguldak İl Temsilcisi ve Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandığını belirtti. Bütçenin, halktan, emekçiden ve üretenden yana olmadığını savunan Başkan Kahveci, “Kamu çalışanlarının temsilcisi Birleşik Kamu-İş olarak, hükümetten hiç bir zaman sadece temsil ettiğimiz kitlenin sorunlarına çözüm istemedik. İşçi sınıfı bilinciyle hareket ederek, tüm işçi sınıfının ekonomik ve demokratik taleplerinin karşılanması bizim de talebimiz olmuştur. Yine emeklimizin, üretici köylümüzün, esnafımızın, işsizimizin, kadınlarımızın, gençlerimizin, engelli yurttaşlarımızın, hatta yerli sanayi ve ticaret erbabının sorunlarını da kendi sorunlarımız bildik. 
Ancak 2014 bütçesinde beklentilerimizin karşılığı yoktur. Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi işsizliktir. Hükümet 2014 yılı bütçesinde personel alımlarında kısıtlamaya gidileceğini vurgulamaktadır. Yani işsizlik sorununu çözmeyeceğini söylemektedir. Personel harcamalarına bütçeden yüzde 25 pay ayrılmıştır. Bu pay geçen yıla oranla yüzde 14'lük bir artışı ifade etmektedir. 
Ancak Hükümet tasarı gerekçesinde bu artışın daha çok kısıtlıda olsa yeni personel alımından kaynaklandığını ifade etmektedir. 2014 yılında yandaş sendika-hükümet işbirliği ile satılan kamu çalışanlarının maaşına sadece 123 TL zam yapılacaktır. Üstelik öngörülerin çok üstünde çıkacağı şimdiden belli olan enflasyon farkı da 2014 yılında ödenmeyecektir. Birleşik Kamu-İş olarak bu sefalet ücretlerini kabul etmiyoruz” dedi.

 

“SOSYAL YARDIMLAŞMA BİR 
SADAKA DEĞİL HAKTIR”

Hükümet bütçesinde yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş emeklilerin bir yük olarak gösterildiğini öne süren Kahveci, “Emeklilerin maaşları artık çalışırken aldıkları maaşların yarısı kadar bile değildir. 
Dünyada sadece ülkemizde, çalışma süresi uzadıkça emekli maaşı düşen bir sistem mevcuttur. Yine emeklilik yasalarına göre insanlar zorunlu olarak 30 yıldan fazla çalıştırılmakta. ancak emekli ikramiyeleri 30 yıl üzerinden ödenmektedir. Hükümet, sosyal güvenliğe bütçeden yeterince pay ayırmazken, sermayenin ödemediği sosyal güvenlik primlerine her iki yılda bir af getirmektedir. Birleşik Kamu-İş olarak emeklilere reva görülen bu düzenlemeleri kabul etmiyoruz. 
Hükümet, 2014 bütçesi için ‘seçim bütçesi değildir’ demektedir. 
Ancak; işsizlere, yoksullara, hastalara, engellilere demokratik ve sosyal devlet olmanın gereği çözümler üretmek yerine oy karşılığı yapacağı yardımlara ödenek ayırmakta, ‘siz çalışmayın, üretmeyin, sosyal hayata katılmayın, biz sizin karnınızı doyururuz’ demektedir. Böyle bir sosyal politika anlayışını kabul etmiyoruz. Sosyal yardımlaşma bir sadaka değil haktır” diye konuştu.
Kahveci, şunları söyledi:

 

“ADALETLİ BİR VERGİ POLİTİKASI İSTİYORUZ”
“Hükümetin 2014 bütçesinin gelir kalemleri, giderlerinden de daha vahim bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Hükümet 403 milyar liralık gelir bütçesinin 348 milyarını vergi gelirlerinden beklemektedir. Çünkü artık üretim yapan, katma değer yaratan, gelir elde edilen bir kamu kurumu kalmamıştır. Hepsi satılmıştır. Bu yüzden 2014 bütçesinde özelleştirme gelirleri de 6,9 milyar gibi çok küçük bir miktara düşmüştür. Vergi gelirlerinin sadece yüzde 29'u doğrudan vergi gelirlerinden oluşurken, bunun da yüzde 70'i gelir vergisinden oluşmaktadır. Bütçe gelirleri; gelir vergisi yoluyla doğrudan, ÖTV, KDV gibi vergiler yoluyla da dolaylı olarak emekçilerin, emeklilerin, köylülerin, esnafın sırtından sağlanmaktadır. Kurumlar vergisi oranı birçok istisna düşüldükten sonra yüzde 20 iken, ücretlilerin gelir vergisi oranı yüzde 27'lere çıkmaktadır. Açlık sınırının altındaki asgari ücretten hala gelir vergisi alınmaktadır. Bu tablo 2014 bütçesinin vergi adaleti yönünden de kabul edilemez olduğunu göstermektedir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikaları olarak, emekçiler olarak, işçi sınıfı olarak, işçi sınıfıyla ortak sorunlara sahip dostlar olarak 2014 bütçesini protesto ediyor, TBMM'de halk adına görev yapan milletvekillerini hükümetin bütçesini reddetmeye çağırıyoruz. Yaşasın Birleşik Kamu-İş, yaşasın emek mücadelemiz...”