CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, ”Geride bıraktığımız yılda Zonguldak’ın temel sorunlarının çözümlenmesi için yaptığımız çalışmalara sonuçlanıncaya kadar devam edeceğiz.”  Sözleriyle başladığı yazılı açıklamasında “Zonguldak’ın sesini daha gür bir şekilde mecliste duyurabilmek için daha çok çalışacağız.” Dedi.

Zonguldak’ın en temel sorununun işsizlik olduğuna vurgu yapan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Zonguldak ekonomisi günden güne küçülüyor, gençlerimiz, çalışabilir nüfusumuz iş bulma umudu ile başka yerlere göç ediyor. Bu nedenle 2002’de 627 bin olan nüfus,2016 yılı itibariyle 597 bine düşmüş durumdadır. Bu sorun o kadar büyük ve çarpıcı bir boyuta ulaştı ki 2014 yılında Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından göçün nedenleri araştırılmıştır. Çıkan sonuçlar işsizliğin ve geçim sıkıntısının en büyük neden olduğunu ortaya koymuştur. Yıllarca emeğin başkenti olarak anılan Zonguldak’ın son dönemde emeklinin başkenti olarak anılmasının nedeni de budur. 2010 yılında 143 bin civarında olan emekli sayısı 2016 yılında 156 bine yükselmiş. Aynı dönemde SGK kapsamında çalışan kişi sayısı 2010 yılında 145 bin civarında iken 2016 yılında bu sayı 136 bine düşmüştür. Sadece bu rakamlar bile Zonguldak’taki kötü gidişatın habercisidir aslında.

İstihdamdaki sorunun çözümü, Zonguldak ekonomisinin canlanmasına bağlıdır. Ekonomiyi canlandıracak olan da ilimize yatırım yapılmasıdır. Bu nedenle yatırım teşvik derecelendirme sisteminde ayrıca bir çalışma yapılması gerekmektedir. Yatırım teşvikleri açısından Zonguldak 3’üncü derecede yer alırken, hemen yanındaki Düzce 4’üncü bölge teşviklerden faydalanmaktadır. Bölge sıralaması arttıkça teşvik oranı da yükselmektedir. Bu nedenle mevcut sistem içinde Düzce’de daha fazla teşvikten faydalanmak isteyen yatırımcılar Zonguldak yerine Düzce’yi tercih etmektedir.

Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için Zonguldak’ın yatırım teşvik derecesinin 3’ten 4’e yükseltilmesi gerekmektedir. Bu sayede Zonguldak da yatırımcılar açısından cazip hale gelmiş olacaktır. Nitekim 2011 yılında belirlenen kriterler üzerinden yapılan yatırım teşvik derecelendirmesi adaletli değildir. Bir amacı da bölgesel eşitsizlikleri gidermek olan yatırım teşvik sistemi Zonguldak’ta bırakın bölgesel eşitsizliği gidermeyi, var olan eşitsizliği daha da arttırmış, Düzce, Zonguldak’ın yatırım cazibesini düşürmüştür.

Tam bu nedenle Zonguldak’taki ekonominin canlanması, yatırımlar açısından cazip hale getirilmesi için girişimlerde bulunduk. Yatırım teşvik derecelendirme kriterlerinin gözden geçirilerek yeniden değerlendirilmesi ve teşviklerin derecelendirmesinin buna göre yapılması için başvurularda bulunduk. Ancak ilgili Bakanlıklar olan Kalkınma ve Ekonomi Bakanlığı bu çağrımıza maalesef olumlu cevap vermedi. 

Zonguldak ekonomisi, AKP İktidarları boyunca günden güne daralmış ve küçülmüştür. Zonguldak ekonomisi artık can çekişmektedir. Kdz. Ereğli’deki 2008 yılında yan sanayisi ile 7 bin kişinin çalıştığı tersanelerde bugün itibarıyla 250 kişi çalışmaktadır. 2009 yılında iflas eden tersaneler için aradan geçen 8 yılda rağmen iktidar partisi, kuru laf dışında bir çözüm üretmemiştir. Ereğli ekonomisi Zonguldak’ın diğer ilçelerinde olduğu gibi can çekişmektedir.

Filyos Projesi ise tam bir yılan hikayesine dönmüştür. AKP, İktidara geldiği 2002 yılından ancak 14 yıl sonra Filyos Limanı’nın temelini atmıştır. Ekonomiyi canlandıracak böyle bir yatırımın 14 yıl boyunca bekletilmesi, iktidarın Zonguldak’a üvey evlat muamelesi yaptığının göstergesidir. Bu hızla gidilirse Filyos Projesi 50 yılda bitmez. İl genelinde tarım ve hayvancılığın bitme noktasına gelmesi, 15 yılda üretim ve istihdam yaratan sanayi kuruluşlarının açılmaması ve yatırım teşviklerin amacına ulaşmaması Zonguldak ekonomisini çökertmiştir. Tüm bu olumsuz tablo içinde maalesef kentimize farklı bir canlılık getirebilecek üniversitemizin de öğrenci sayısı artmamaktadır.

Türkiye Taşkömürü Kurumu, Zonguldak açısından son derece önemli bir yere sahiptir. Kurumsal geçmişi ile kentimize kattığı önem ve 145 yıllık mirasın yanında, ekonomi ve istihdamı da doğrudan etkileyen bir kurumdur. Ancak TTK, bilinçli olarak işçi alımı yapılmayarak, atıl hale getirilmeye çalışılmaktadır. 2002 yılında 18 bin olan işçi sayısı, 2016’da 8 bine düşmüştür.14 yılın sonunda işçi sayısındaki bu düşüş kentteki istihdamı doğrudan etkilemiştir. Üstelik İşçi sayısındaki bu azalma elbette ki üretimi de düşürmüştür.   Bu da Zonguldak’ın ekonomisinin durgunlaşmasına neden olmuştur. Tüm bunlar yetmezmiş gibi TTK’ya OHAL KHK’si ile bir darbe daha vurulmak istenmiştir. Getirilen düzenleme ile havza madenciliğinden vazgeçilerek, ruhsatların bölünmesi istenmiştir. Yani madenlerin özelleştirilmesinin önü açılmıştır. Hem komisyon çalışmalarında, hem de kamuoyunda, bu düzenlemenin zararlarını detaylı olarak dile getirmemiz sayesinde bir nebze de olsa düzenlemede geri adım atılması sağlanmıştır.

Ancak yerinde müdahale ile kısmı olarak engellenen bu düzenleme madenlere dair iktidarın hazırlığını ortaya koymuştur. Ruhsatların bölünmesi ile havza madenciliğinin bitirilmesi ve madenlerin özelleştirilmesi, maden işçilerimize ve madencilik sektörüne yapılacak en büyük kötülüktür. Özel sektör insafına bırakılmış madenler işçilerimizin ölmesi demektir. Bu nedenle madenlerin özelleştirilmesine ve TTK’yı kağıt üzerindeki bir kurum haline dönüştürecek her türlü düzenlemenin karşısında olacağız.

Zonguldak’ın gelişmesine katkı sunacak, kentimizi ulaşılabilir hale getirecek bir diğer önemli konu da havalimanıdır. Yıllardır bir Alman firması tarafından yılın belli dönemlerinde, dış hat seferlerinde kullanılan havaalanının, iç ve dış hatlarda aktif olarak Türk havayolu şirketleri tarafından kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle Batı Karadeniz’in tek havalimanı olan Çaycuma Havalimanı'nın iç ve dış hatlara açılması konusunda pek çok açıdan girişimde bulundum. TBMM Başkanlığı’na verdiğim soru ve meclis araştırma önergeleri dışında, Ulaştırma Bakanlığı ile Türk Hava Yolları'na birer mektup yazdım. Bunun dışında Ulaştırma Bakanı ile telefonda yaptığım görüşmede bu havalimanın Zonguldak açısından önemini anlattım. Çaycuma Havalimanı'nın iç ve dış hatlara açılması gurbetçilerimizin ulaşımı açısından sağlayacağı önemin yanında  ticari ilişkilerde kolay ulaşılabilirliği sağlayacaktır. Tüm detayları aktardığımız ile Çaycuma Havalimanı'nı yeniden  kentimizin gündemine gelmiştir. Sivil toplum örgütleri, ticaret ve sanayi odalarının, Avrupa Zonguldaklılar Derneği'nin  gösterdiği hassasiyetle ile Zonguldak'ın havalimanına ne kadar ihtiyacı olduğu bir kez daha ifade edilmiş olmuştur. Bu girişimler sayesinde Çaycuma Havalimanı, iktidarın da gündemine girmiş oldu. Ancak sadece gündemde olması elbette bizim için yeterli değildir. Çaycuma Havalimanı iç ve dış hatlara açılıncaya kadar takipçisi olacağız.

Bütün memlekete duble yollar yaptığını anlatan AKP İktidarı, ne hikmetse Zonguldak’ın yollarını bir türlü yapmamaktadır. Kdz. Ereğli-Zonguldak, Zonguldak-Ankara, Ereğli –Devrek yolları bu anlayışla bitmeyecektir. Zonguldak’ın İstanbul’a bağlantısını sağlayan Zonguldak Merkez ile Ereğli ilçesi arasındaki karayolunun yapımı 1974 yılında programa alınmıştır. Bölünmüş yol olarak yapılması planlanan ve yaklaşık 34 kilometresi bölünmüş, 12 kilometresi tek yol olmak üzere 46 km. uzunluğunda olan yol, o tarihten bugüne kadar kilometresine 15 milyon lira harcanmasına rağmen bitirilememiştir.2018 yılında da Zonguldak’ın yollarının bitmesi mümkün değildir.”

Demirtaş sözlerini şöyle tamamladı:

“15 yılda Zonguldak’ın hiçbir sorunu çözülmediği  bundan sonra da AKP İktidarı devam ettiği sürece de çözülmeyeceği ortadadır. Zonguldak’ın sorunları ancak CHP İktidarında çözülecektir.”