Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ereğli Şube Başkanı Fatih Erdem, Genel Merkezleri tarafından düzenlenen "Yeni Anayasa Yapımı Süreci" ile ilgili kurultaya katıldıklarını bildirdi. Erdem düzenlediği basın toplantısında, kurultayda ülke gündemiyle ilgili yapılan değerlendirmelerde, yeni anayasa yapımı süreci konusunda iktidar partisinin bu ısrarlı dayatmasıyla neler amaçlandığına yönelik görüşler üzerinde durulduğunu söyledi.

5 KİŞİLİK KOMİSYON KURULDU

ADD Ereğli Şubesi'nin söz konusu anayasa yapım sürecine ilişkin 5 kişilik komisyon kurduklarını ve komisyonda kendisi ile birlikte Hayrettin Çıdık, Önder Öner, Özlem Kölemenoğlu ve Yaşar Torlakoğlu’nun katıldığını anlatan Şube Başkanı Erdem, "Komisyon olarak önce kendi üyelerimizi bilgilendirecek ve yapılacak çalışmaları paylaşacağız. Cumhuriyetten yana olan tüm güçlere (siyasi partilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, meslek odalarına) taslağın bölücü ve yıkıcı anayasa tuzağı olduğunu anlatacağız. Cumhuriyete sahip çıkacak güçler ile ortak etkinlikler planlayacağız. Bilgilendirme toplantıları, panel ve yürüyüş gibi etkinliklerin yanında, bildiri de dağıtarak Yeni Anayasa ile neler yapılmak istendiğinin geniş kitlelerce anlaşılmasını sağlayacağız" dedi.
Erdem daha sonra 27-28 Şubat tarihlerindeki küçük kurultay sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirge şu şekilde:

"ANAYASA GİRİŞİMİ TÜRK MİLLETİNE KURULMUŞ BİR TUZAKTIR"

Atatürkçü Düşünce Derneği 27-28 Şubat 2016 tarihinde Ankara’da toplanmış, Türkiye gündemini değerlendirmiş ve aşağıdaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşma kararı almıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik günlerini yaşamaktadır. Halkımızın gündeminde olmadığı halde mevcut iktidar, bölünme  ve ortaçağ diktatörlüğü ile sonuçlanacak anayasa tartışmalarını dayatmaktadır. İçinde bulunduğumuz kaos ortamının tek sorumlusu 13 yıldır işbaşında olan ve bu kaos ortamını yaratan mevcut iktidardır. Her gün kalkan şehit cenazelerinde yer alan iktidar sözcüleri ülkeyi bu duruma kendilerinin getirdiğini gizlemekte; Habur, Oslo, İmralı tutanaklarını unutturmaya çalışmaktadırlar. Bütün bu karanlık tablonun son sahnesi ise “yeni anayasa” adı altında bir başkanlık sistemi ve bölünmüş bir Türkiye tablosudur. Bu anayasa taslağının bizzat iktidar yöneticileri tarafından hazırlandığı da bilinmektedir. Diğer taraftan emperyalizmin yüzyıllık rüyası olan dünün SEVR’i, bugün BOP olarak önümüze konulmuştur.

1- Anayasa tartışmaları Türk Milletine kurulmuş bir emperyalist tuzaktır.
2- Bu meclis anayasa yapmaya yetkili değildir.
3- Gündemde yer alan, bölücü anayasayı yapmak üzere TBMM çatısı altında toplanan esasen yasal olmayan anayasa komisyonu dağılmıştır. Emperyalizme ve monarşizme karşı Kemalist devrim yapan Cumhuriyet Halk Partisinin anayasa tuzağına düşmeyerek masadan kalkmasını doğru buluyoruz. Şimdi sıra MHP’nin de aynı tavır içine girmesi ile Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletini etnik ve dinsel yapıda ayrıştıracak iki partiyi masada baş başa bırakmasıdır.
4- Vatanımızın bütünlüğünü, milletimizin birliğini parçalamaya götürecek olan anayasa tuzağı başta olmak üzere, AB yerel yönetimler özerklik şartnamesi, ana dilde eğitim gibi tuzaklara da açık kapı bırakılmamalıdır.
5- Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; bugünün başkanlık sistemi heveslisi işbirlikçilere o günlerden “Amerikan başkanlık sistemini memleketimize tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda reisi cumhurlukla başvekaleti birleştirmeyi asla düşünmedim ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe malumdur.” diyerek seslenmektedir.
6- Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “kendi çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler; aralarındaki etnik, dini ve siyasi ayrılıkları erteleyerek ulusal kuruluş mücadelesi yolunda birleşmelidir.” sözünden yola çıkarak bölücü ve yıkıcı anayasayı yaptırmamak için cumhuriyetten yana bütün güçlerin el ele vermesi tarihsel bir görevdir. Unutulmamalıdır ki aramızdaki hiçbir ayrılık Türkiye Cumhuriyeti düşmanları ile olandan daha derin değildir…
7- Bu tarihi birliği sağlamak için Atatürkçü Düşünce Derneği olarak anayasadan ve kurucu iradeden aldığımız sorumluluk bilinci ile ülke geleceğinden yana olan tüm siyasi partilerimizi, sendikalarımızı, meslek odalarımızı, derneklerimizi ve vakıflarımızı tarihi ve gündemi belirlenecek bir toplantıda bölücü anayasa tuzağına karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Birliğimiz gücümüz olsun. Türk Milleti, doksan yılı enkaz görenleri tarihe gömüp Cumhuriyet yolunda devam edecektir. Yaşasın Cumhuriyet"