Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir dönüm noktası olduğunu vurguladığı açıklamasında “Cumhuriyetimiz bir süredir nedeni ve failleri artık ortada olan bir saldırı altında” dedi.

Çölaşan açıklamasında görüşlerini şöyle dile getirdi:

“Atatürk Devrim ve İlkelerine karşı iktidar eliyle açık ya da kapalı, ama sürekli bir saldırı var ve laiklik içi boşaltılmış bir kavram haline getirildi. Laikliğe aykırı her türlü düzenleme ve uygulama sıradanlaştırıldı.

Vatanın bölünmez bütünlüğünü hedef alan, yasal yoldan “yeni Anayasa” oyunu  tutmayınca, şimdi “barış süreci” adı altında PKK’nın eylemlerine karşı güvenlik güçleri etkisizleştirilerek, bölünme “fiilen” gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

Hukuk devleti yerini yasa devletine bıraktı. Kişiye ve olaya özel yasalar “torbalar” içine yerleştirilerek çıkartılıyor. Bunları sorgulamak suç haline geldi.

Devlet, kamu hizmeti kavramları yok edildi. Tüm varlıklarımız, talana uğratıldı.  Emekçiler seçim zamanlarında hatırlanan oy olarak görüldü. İnsani değerler, insan hakları yok sayıldı.  Cumhuriyet tarihimizin en büyük borçlanması yine bu son dönemde yapıldı. Artık her  çocuğumuz bu borç yükü altında doğuyor. Satılacak bir şey kalmadı ama borç azalacağına büyüdü.

Ülkemiz, içinde yer aldığı coğrafyada iktidarın yanlış politikaları sonucu  yalnızlaştırıldı. Sınır güvenliğimiz kalmadı. Suriye’de yaşanan vahşetten sorumlu  olduğumuz dünyada sorgulanır hale geldi.

Bugün Irak’ın bütünlüğünü bozan, oradaki konsolosluğumuzu ve Türkmen nüfusu  tehdit eden dinci, selefi terör örgütünün arkasında yine iktidarın durduğunu halkımız  biliyor.  17 Aralık, 30 Mart yerel seçimleri iyi değerlendirilememiş, ülke kaosa sürüklenmiştir. Ortada bir devlet krizi vardır.

Bütün bu şartlar altında Cumhurbaşkanlığı seçimi bir dönüm noktası  olacaktır.

Anayasa değişikliği yolu ile getirilemeyen başkanlık sistemi, Cumhurbaşkanlığı  seçimine endekslenmiştir.

Bu seçim; Cumhuriyetin tam bağımsız, demokratik, laik hukuk devleti ve bölünmez  bütünlük temel ilkeleri temelinde mi?, yoksa Cumhuriyet yıkıcılarının planları  doğrultusunda mı? Yol alacağını belirleyici olacaktır.

Anayasanın 103. maddesine göre seçilecek Cumhurbaşkanı;  Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin  kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağına, Anayasa’ya, hukukun üstünlüğüne,  demokrasiye, Atatürk İlke ve Devrimlerine ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına,  milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, herkesin insan  haklarından ve hürriyetinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağına. Türkiye  Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için tüm gücüyle çalışacağına büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine and içecektir.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bizim; çerçevesi Anayasa’da çizilmiş olan bu  yemine sadık kalacak, laik, demokrat, yurtta barış dünyada barış ilkesini görüşlerine esas yapacak, milleti birleştirici, ötekileştirmeyen, toplumu etnik-dini temelde ayrıştırmayan, toplumun cumhurbaşkanlığına olan güvenini yeniden tesis edecek, ülkemizin uluslararası alanda kaybettiği saygınlığını yeniden kazanmasına katkı koyacak kısaca, Atatürk’ün koltuğuna oturmaya layık bir cumhurbaşkanı istemek hakkımız ve bu yolda mücadele etmek görevimizdir.  Siyasi partilerin aday belirleme aşamasında ADD’nin görüşünü sormamış olması 
üzücüdür. 


Atatürkçü Düşünce Derneği’ne göre,  Ne laikliğin yerini Türk-İslam Sentezi, ılımlı ya da Radikal İslam, Siyasi İslam alabilir, 
Ne Demokratik Hukuk Devleti’nin yerini, başkanlık sistemi adı altında faşist bir sivil  dikta alabilir, ne bölünmez bütünlük tartışılabilir, ne de uluslararası projeler çerçevesinde bir cumhurbaşkanı adayı bu topluma dayattırılabilir. 
Cumhurbaşkanının nitelikleri anayasamızda belirlenmiştir. Çıkacak adayların bu  anayasal zorunluluğa sadık kalacaklarını öncelikle beyan etmek görevleri olmalıdır.

Seçim sürecinde, cumhuriyetin niteliklerini tartışmaya açacak adaylar  bizim destekleyeceğimiz adaylar olamaz.

ADD son sözünü söylememiştir. Derneğimiz Cumhurbaşkanlığı adaylarının tamamı  resmi olarak ortaya çıktığında; yukarıda belirttiğimiz ilkeler çerçevesinde adaylar hakkında değerlendirmelerini açıklayacak ve SEÇİMDE TARAF OLACAKTIR.”