Zonguldak'ta 2011-2012 Adli Yılı açılış töreni düzenlendi.
Zonguldak Valiliği önündeki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen 2011-2012 Adli Yılı açılış törenine; Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Gürbüz, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Neşe Kurt, Baro Başkanı Kerem Ertem, hakim, savcı ve avukatlar katıldı. Tören Atatürk Anıtı'na çelenklerin sunulmasıyla başlarken, ardından bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Törende ilk konuşmayı Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır yaptı. Özbakır, Her yıl olduğu gibi bugün hep birlikte yeni bir adli yılın açılışını gerçekleştirmenin mutluluğu içerisindeyiz. Günümüzde yargı biraz ağır işlemektedir. Bakanlığımız ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulumuz yargının hızlandırılması için elinden geleni yapmaktadır. Bakanlığımız bina ve personel sorununu hemen hemen çözmüş durumdadır. Kurulumuz ise, hakim ve Cumhuriyet Savcı açığını kapatmak için sınavlar açarak mesleğe kabulü hızlandırmıştır. Sanırım birkaç yıl içinde açığın giderilmesiyle, adalet hız kazanacak, vatandaşımız kaliteli hizmet alacaktır. İlimiz açısından bakıldığında mevcut olan Cumhuriyet Savcısı açığı ve personel açığımız giderilmiştir. Mevcut adliyemizin bakım ve onarımı, ek bina yapımı ile ilgili ihale yapılmış, müteahhit ile sözleşme yapılarak yer teslimi sağlanmıştır. İnşaatın 500 gün süresi vardır. Bugünlerde inşaat yapımı başlayacaktır.Böylelikle adliyemiz rahat bir çalışma ortamına kavuşmuş olacaktır dedi.
Başsavcı Özbakır'ın ardından konuşma yapan Zonguldak Baro Başkanı Kerem Ertem, son günlerde yaşanan tutuklama, gözaltına alma, yakalama karalarını eleştirdi. Ertem, Son zamanlarda tutuklama, arama, yakalama, gözaltına alma kararlarına yol açan delillerin, belgelerin veya şüpheyi haklı kılacak verilerin, şüphelilerden saklanması sıkça görülen bir durumdur. 'Gizli soruşturma', 'tutuklama', 'telefon dinlemeleri', birer istisnai uygulama iken, neredeyse her soruşturmada sıkça başvurulan yöntemler olmaya başlamıştır. Özellikle; özel yetkili mahkemelerden verilen tutuklama kararlarının 'Mevcut delil durumuna, delillerin toplanmamış olunmasına, kuvvetli suç şüphesine ve atılı suçun katolog suç' sebeplerine dayandıklarını, derdest davalarda dahi bu gerçeklerin belirtildiğini görüyoruz. İşte bu noktada hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeler, sınırlandırıcı kanuni düzenlemelere rağmen, Anayasa'nın 90. maddesi kapsamında genişletici yorum kazandırmanın önünü açmaktadır diye konuştu. Yeni yapılacak anayasa çalışmalarını da değerlendiren Ertem, Angola Anayasasını örnek göstererek şunları söyledi:
Anayasa TBMM tarafından yapılacaktır. Anayasanın yazılmasında ise, bütün kesimlerin katkısı beklenmektedir. Türk yargı sisteminin, hak ve özgürlükler alanında, daha geliştirici ve daha geniş yorum yapmasını, katkının bu alanda verilmesini beklemekteyim. Ekim ayında açılacak olan TBMM'de, Zonguldak'ın 5 milletvekilinin tamamı ile temsil edilmesi gerektiğine dair düşüncemi de ifade ediyorum. Bu konuda, TBMM'de varılan mutabakatın, hak ve özgürlükler düzleminde yeni anayasa yapımı öncesi önemli bir adım olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Baro olarak, ilerleyen süreçte çalışmalar gerçekleştireceğiz. Ancak yeni bir anayasa yapılacaksa, özellikle avukatlık mesleği ve Baroların, yargının ayrılmaz bir parçası olduğu, ana eksende yer alan unsurlardan biri olduğu dercedilmelidir. Bu konuda Angola Anayasası örnek olabilir.